Son zamanlarda, kendi durumumun pek iyi olmadığını hissettim. Bu yüzden kalbimi sakinleştirerek içime bakmaya başladım ve sonuç olarak bir çuval dolusu insani takıntılar buldum. Gerçekten utançtan kızardım. Burada bunları kâğıda döktüm, umarım uygulayıcı arkadaşlarımız için yardımım dokunur.
1. “Denizin yüzlerce nehri bir araya toplaması”nın sebebi denizin kendisini düşük olarak konumlandırmasıdır. Fakat ben kendimi sürekli yükseklere kaldırıyorum ve herkesten daha üstün olduğumu düşünüyorum.
2. İyi kalpli insanın kalbi her zaman merhametle dolu olmalıdır, merhametli olunca yaşamların acı çektiğini anlar ve böylece onları kurtarma isteği doğar. Merhametli olmayan kişi kötüdür. Aynen bir uygulayıcı arkadaşın söylediği gibi, “Eğer iyi kalpli bile olamıyorsan, nasıl geleceğin aydınlanmış yüce yaşamı olabileceksin?”
3. Uygulayıcı arkadaşıma sürekli şüpheli bakışlarla bakıyor ve doğru olmayan fikirlerle onu düşünüyordum. Hep gördüğüme göre hüküm veriyor, farkında olmadan uygulayıcı arkadaşıma birçok kötü maddeler eklemiş oluyordum. Aslında farklı bir şekilde uygulayıcılar arasında engel oluşturmuştum. Sıradan insanlar arasındaki “asil kişiliğe” bile sahip değildim.
4. Ayrımcılık takıntısı: Hoşuma giden birini görürsem ona gerçekleri anlatıyor, fakat gözüme hoş görünmeyenleri görür görmez içimden sıkılmaya başlıyorum. Uygulayıcı arkadaşların söylediği gibi “yaşamlarla olan mesafeyi yakınlaştırma”yı başaramadığımdan, defalarca gerçeği anlatma fırsatlarını kaçırdım. Bir şeyi doğru yaptığınızda, yani doğru düşünceleriniz güçlü iken, kendi alanınız da saf ve temizdir ve diğer kişilerin kötü düşüncelerini kontrol edebilmiş oluyorsunuz. Başkalarının ciddiyetsizliği aslında tam olarak sizin kendi alanınızın iyi olmamasından kaynaklanıyor. Çünkü “bir doğru yüz şeytanı bastırır”. Sadece yüzeydeki “doğru”yu bulmak ve sıradan insanlar içindeki düzgün insan olmak asıl amacımız değildir. Kalbimizin derinindeki gerçek doğruyu bulmalıyız. Şehvet takıntısını yok etmeden, nasıl doğruyu bulabiliriz?
5. Kendini beğenmişlik. Dıştan bakıldığında ticaret ile uğraşan dürüst, güvenilir biriyim. Ama asıl amacım ise ismimin güzel duyulmasını sağlamak. Ancak uygulayıcı arkadaşım kulağıma hoş gelmeyen bir şey söylediği an sinir olmaya başlıyordum. Böyle olmasının iyi olmadığını ben de biliyordum ama nedense sadece güzel şeyler dinlemek hoşuma gidiyordu. Bu nasıl bir kibirliktir?
6. Çeşitli duyguların etrafımı sarması. Kızıma olan duygular, kocama olan şefkatsizlik, zaman zaman ortaya çıkan mücadele saplantısı, kıskançlık, rahatlık takıntısı ve doğru düşünceye sahip olduğumu zannedip de güvenliğime dikkat etmeyerek sıradan insanlara ait cesaretliğin dışa vurduğu gösteriş duygusu. Kişisel çıkarlarım için başkalarına zarar vermek gibi bencil düşüncelerim de sık sık beliriyor. Bazen de çok derinime saklanmış ve fark edilmesi zor olan korku takıntımı görüyorum.
Xiulian ciddidir, çocuk oyunu değildir. Her türlü takıntı bizim yükselmemizi engelleyen, bizi kilitleyen kilittir. Hala bu kadar çok takıntılarım varken kendimi rahat bırakmamam lazım. Dafa bana hayat verdi; sonradan kazanılmış olan her türlü insani görüşler ve takıntılar, gerçek benliğime ait değildir. Üç işi çok iyi yapmaya çalışacağım ve Shifu’nun merhametini göz ardı etmeyeceğim.
Çince metin: http://www.minghui.ca/mh/articles/2008/7/16/182120.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.