Liang Hanedanlığında çok gayretli uygulama yapan ve olağanüstü yeteneğe sahip bir keşiş varmış. Liang Hanedanlığının İmparatoru Wudi (503–559), o keşiş hakkındaki hikâyeleri duyduktan sonra, ona karşı içten büyük bir saygı duymaya başlamış. İmparator Wudi, o keşişi bulmak ve onunla sarayda görüşebilmek için bir kişi göndermiş.
Bir gün, İmparator Wudi bir kişi ile Çin daması oynarken, görevli bir memur birden gelip “Majesteleri, aradığınız o keşiş geldi.” diye haber vermiş. O sırada, İmparatorun bütün konsantrasyonu oyundaymış ve tüm istediği karşısındaki kişinin bir taşı yemekmiş, bu yüzden ağzından otomatikman yüksek sesle “Öldür!” diye bağırmış. Gelen görevli memur, İmparatorun “talimatı”nı duyar duymaz hemen koşarak dışarıya çıkıp o keşişi öldürtmüş.
Oyun bitince, İmparator Wudi az evvel keşişin geldiği haberini hatırlamış ve “Buyursun, gelen keşişi davet edin.” diye emretmiş. Az önce gelip haber veren görevli memur, “Majesteleri az önce onun öldürülmesi için emir verdiniz ve ben de emrinizi yerine getirdim.” diye cevaplamış. İmparator Wudi çok üzülmüş ve “O, ölmeden önce bir şey söyledi mi?” diye sorarken, görevli memur, “Keşiş, ‘Ben masumum. Geçmiş hayatlarımdan birinde bir çiftçiydim ve bir gün kürek ile tarlada bir iş yaparken, yanlışlıkla bir tane solucan öldürdüm. İmparator Wudi, o solucandı. İşte onun yüzünden, bugün böyle bir cezaya maruz kaldım.’diye söyledi.” demiş. İmparator Wudi’nin bunu duyduktan sonra gözyaşı akmış ve çok pişman olmuş.
Bu hikâye birkaç konuyu ifade etmekte: 1) Herhangi bir yaşam, uzun bir tarihte boyunca defalarca yaşamıştır. Küçücük bir solucanın, birkaç yaşamdan sonra koskocaman bir İmparator olduğunu kimse tahmin edemezdi. İşte bu yüzden, Budizm de “Canlıları öldürmemeli ve yaşamlara merhametli olmalı” diye söylenir. 2) Canlılar öldürülürse, öldüren kişi mutlaka kendi hayatıyla bunu öder. Borç olunca ödemeli, canlıyı öldürürse kendi hayatıyla ödemeli, bu işte evrenin prensibidir. 3) Ne kadar borç olursa, ilerde o kadar ödersin. Göksel ilkeler ise terazi gibi çok adildir. O bir hayatında çiftçi olarak yanlışlıkla o solucanı öldürmüş olduğundan bu hayatında İmparator Wudi o keşişi yanlışlıkla öldürdü. İkisi de yanlışlıkla birbirini öldürdü ve ikisi arasındaki borç eş derecede ödendi.
Bu hikâyenin gerçek anlamını anladıktan sonra, Tanrının gerçekten var olduğunu hissedebiliriz. Üstelik Tanrı her şeyi bilir ve her şeyi yapabilme gücüne sahiptir. Günümüzdeki bazı insanlar, “Ben bu hayatımda ne kadar elde edersem ederim, sonraki hayatım beni hiç ilgilendirmez.” diye söyler. Bu yüzden, bu kişiler istediği gibi rüşvet alır, çalarlar, müstehcen şeyler yapar, öldürür vs. Fakat göksel ilkeler açık ve adildir, hiç kimse kaçamaz. Bir kişinin, sonraki hayatı ile ilgilenip ilgilenmemesi fark etmez, bu Tanrıyı ilgilendirir! Tanrı, borç veya hayat borcu ödemek istemeyenlere kesinlikle izin vermez. Shanghai şehrinde bir tapınak içinde şöyle ünlü bir yazı var: “İyi bir insan olunca, kalp dürüst, vücut güven, ruh ve rüyada rahat geçerler; İyi kalpli şeyler yapınca, Gök bilir, yeryüzü görür, Tanrı ve ruhlar takdir ederler.” Dolayısı ile dürüst ve iyi bir insan olmak daima faydalı olacaktır!
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.