Shifu Fa Konferansları esnasında sıkça soru-cevap bölümü düzenliyordu. Shifu sadece öğrencilerin sorularını cevaplamaya yönelik 10 konferans düzenledi. Öğrenciler her defasında çok sayıda soru kağıdı veriyordu. Daha önceden defalarca cevaplanmış olan sorulara gelince, onları hala tekrardan soran öğrenciler oluyordu. Farklı bölgelerde, sınıfa katılan çok fazla sayıda yeni öğrenciler oluyordu. Shifu zamanın boşa gitmemesi ve değerlendirilmesi için cevapları tekrar etmek istemediğini söylüyordu, fakat öğrenciler hala benzer sorular yöneltiyorlardı. Bu gerçekleştiğinde, Shifu sabırla soruyu cevaplıyordu. Özellikle de değişik bölgelerden gelmiş olan yeni öğrenciler benzer ve çok temel sorular yöneltiyorlardı. Bazen eski öğrenciler buna sabredemiyorlardı, fakat yıllardır farklı bölgelerde Shifu çok sayıda öğrenci görmüş ve onların sorularını daima olabildiğince açık ve detaylı bir biçimde, sabırla cevaplamıştı.
Bazen, belirli zamanlarda, ruh halimi neredeyse kaybediyorum. Örneğin, yeni gelen öğrenciler sürekli olarak benden egzersiz hareketlerini düzeltmemi istiyordu. Aynı şey arka arkaya tekrar ettiğinde, belirli bir sürenin ardından oldukça tahamülsüz bir hale geliyordum. Fakat Shifu’nun sabrını hatırlayınca, ağlayıp sızlanmalarım derhal yok oluyordu. Bir kişi, yeni öğrencilerle buluştuğun zaman birşey öğrenemezsin, o yüzden de kendilerini yüksek seviyelere doğru geliştirmiş olan eski öğrencilerle birlikte olmak istiyorsun demişti. Aslında, bu doğru değil. Gerçek bir uygulayıcı kendisini tüm koşullar altında geliştirebilir. Kişi yeni öğrenciler ile temas içerisinde iken ve sabır göstermek, iyi kalpli olmak ve benliğe olan takıntıyı terk etmek zorunda iken, bunların hepsi kişinin uygulaması içerisindeki yansımalardır. Örneğin bugün bizler gerçekleri açıklarken, Fa’yı onaylatırken ve canlı varlıkları kurtarırken, beyinleri tamamen yıkanmış ve zehirlenmiş insanlara olayların gerçeğini açıklarken şeytanın engellemeleri ile karşılaşıyoruz. İnsanların yanlış anlamaları ile karşı karşıya kaldığımızda, kişinin duygularını kontrol etmesi, kibar ve toleranslı olması durumlarının hepsi, kişinin benliğe olan takıntısını kırıp geçmesinin ve hızlı bir biçimde gelişim göstermesinin göstergeleridir.
Shifu şöyle diyor:
"Merhamet kişinin uygulamasından gelmektedir ve o hareketlerle dışa vurulacak birşey değildir; o derinlerden gelir ve başka insanlara göstermek için yapılan birşey değildir. O ebediyen varolan birşeydir ve zamanın geçmesiyle veya koşulların değişmesiyle birlikte değişmez.” (2003 Washington D.C. Fa Konferansı")
Fa’nın bu paragrafını her okuduğumda, Fa’yı öğrettiği dönemlerde ve öğrencilerine rehberlik ettiği o ilk yıllarda, Shifu’nun merhametinden ve sabrından nasıl da etkilendiğimi yeniden hatırlıyorum.
1993 yılında, Qigong Enstitüsünden bir kişi Shifu’yu kendi Liaocheng Şehrine bir Fa Konferası vermesi davet etti. Kendi şehrindeki insanlara iyi bir uygulamayı tanıtmak istediğini söylüyordu fakat gerçekte ise niyeti oradaki yerel qigong derneği ile el ele vererek para kazanmaktı. Ders bittiğinde, Shifu’nun aynen diğer birçok yerde verdiği derslerde olduğu gibi bilet parasının sadece %30-40 alırken diğer yerel organizatör %60-70’ini alıyordu. Shifu derslerini çok düşük bir ücret karşılığı veriyordu. Aslında, o zamanda
Falun Gong’un aldığı ücret diğer tüm qigong kursları içinde en düşük olandı. Bir bilet 40 yuan idi ve eski öğrencilerden ise yarı fiyatlı 20 yuan’lik bilet alıyordu. Dolayısıyla Shifu ne zaman yeni bir sınıf açsa hep çok sayıda eski öğrenci oluyordu. Bir sınıfın açıldığı her defa, salon kirası, yemek ve otel parası çıktıktan sonra, geriye neredeyse hiç para kalmıyordu.
Shifu’nun verdiği ders bittikten sonra, Shandong’daki yerel qigong derneğinin organizatörü Shifu’nun bilet fiyatlarını çok düşük tuttuğundan yakındı. O yerel dernekten olan bir bayan, Shifu’yu arabayla Jinan tren istasyonuna götürürken yaklaşık bir saat hiç durmadan bu konuda yakındı.
Ben ise arka sırada oturuyor ve dinliyordum. İlk başta sessiz kalmaya çalıştım. Fakat en sonunda, artık sinirlerime daha fazla hakim olamadım. Çünkü o bayanın Shifu’yu o şekilde karalamasını tolere edemedim ve “Artık sus. Eğer bu şekilde konuşmaya devam edeceksen, bizi istasyona götürmene ihtiyacımız yok. Arabandan inecek ve istasyona kendi başımıza gideceğiz” diye sesimi yükselttim. Shifu arkaya döndü ve bana bir bakış attı. Tek bir kelime dahi etmedi. Fakat beni hatalı bulduğunu ve artık daha fazla konuşmamam gerektiğini ve orada sessizce oturmam gerektiğini ima ettiğini söyleyebilirdim. Shifu’nun sahip olduğu merhametin ve ciddiyetin görüntüsünün gücü, çileden çıkmış olan duygularımı o anda derhal dizginledi. O bayan da bu güç tarafından kontrol altına alınmış gbi görünüyordu ve birkaç kelime söyledikten sonra artık o da tek bir kelime dahi etmedi. Bu olayın ardından Shifu hiçbir açıklama yapmadı.
Bütün o süreç içerisinde Shifu tek bir kelime dahi etmedi. Fakat orada bulunan herkes, buna organizatör de dahil kendi hatalarımızın ve noksanlıklarımızın farkına vardık.
Benim kendi anlayışım şu ki, “Toleransın sınırlarının ötesine gitmek” kötülüğü yok etmeleri ve Fa’yı onaylamaları için Dafa uygulayıcılarının aydınlanmış olan kısmına öğretiliyor. Bu, bizim için insani tarafımızdan henüz çıkartmadığımız o takıntıları serbest bıraktığımız anlamına gelmez. Aslında, insan olan kısmımızı iyi bir şekilde dizginlemeye ihtiyacımız var ve xinxing’imizi her saniye durmaksızın geliştirmeliyiz. İşte o durumda, Tamamlanmış (aydınlanmış) olan kısmımızın olağanüstü yetenekleri kusursuz bir biçimde kullanabilmesi ve insan kısmı tarafından engellenmemesi mümkün olabilir. O zaman tanrısal güç kendisini gösterecek ve Fa-Düzenlemesine iştirak ederek şeytani güçleri yok edecektir.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.