Dün gece uyumaya çalışırken uzun yıllardır aklımın bir köşesinde bulunan “arkadaşlık” kavramınını ve onun uygulayıcılar üzerindeki etkisini düşündüm. Uygulama yaptığım bu birkaç yıl içerisinde, bu kavramın uygulayıcılar ve uygulama ortamı için zorluklar yarattığına şahit oldum.
“Arkadaşlık” bir insan konseptidir. Shifu bizlere Fa’yı öğretirken, herşeyin karmik ilşkilere dayandığını anlatıyor; hangi ailede doğduğumuz, hangi mesleği yaptığımız, arkadaşlarımız, yaşadığımız yer v.s.... gibi herşey, böyle bir ilişki neticesinde varoluyor
Shifu 1997 New York konferansında şöyle diyor:
“Bir kişi, geçmiş hayatta, birine iyilik yapmış ve o kişi bunun karşılığını ödeyememiştir –o hayatta belki düşük kademeli bir memurdur veya çok fakirdir. Yapılan o iyilikten büyük bir fayda sağlamış, bu yüzden de onun karşılığını vermek istemiştir. O durumda, bu olay, karı-koca arasındaki önceden belirlenmiş ilişki ile sonuçlanabilir.”
Kocasını aşık olup, onun mutlu bir hayat sürmesi için elinden gelen her türlü gayreti gösteren bir kadın, aslında ona geçmişten kaynaklanan bir borcunu ödüyor olduğunu bilseydi, gerçeği öğrendiği için, düşünceleri değişebilir, daha mantıklı ve daha bilerek yaşayabilirdi
Shifu yine aynı konferansta şunu söylüyor:
.............insanlar genellikle bir grup olarak reankarne olurlar ve buraya farklı zamanlarda ulaşırlar -bazıları ana-baba olur, bazıları çocuklar olur, bazıları birbirinin arkadaşı olur, bazıları düşman olur ve bazıları da iyilik yapan kişiler olur. Benim hakkında konuştuğum önceden belirlenmiş ilişki budur.
Bizler xiulian uygulayıcıları olduğumuza göre, duygularımızı ve insan düşüncelerini aşamalı olarak terk etmeyecek miyiz? Arkadaşlık duygusunun engelleyici yanları yok mu? Bu duygu sağlıklı düşünmemizi veya karar vermemizi engelleyebiliyor. Bazen bu duyguya kapılarak, karşımızdaki uygulayıcıyı kırabileceğimizi düşünüyoruz. Ona ne kadar kibar konuşsak ta, [o bizim arkadaşımız olduğu için] bizi yanlış anlayacağı duygusuna kapılıyoruz. Dışarıdan bakıldığında, bu bir incelik veya nezaket olarak görünüyor olabilir fakat öte yandan, Shifu’nun bizden istediği bir şeyi de yapmamış oluyoruz -o kişiyi hatası konusunda kibarca uyarmamış, o hatayı görmesini sağlamamış ve böylece de ona yardım etmemiş oluyoruz. Onu kırma düşüncesi, bizi bunu yapmaktan alıkoyabiliyor. Shifu o kişiyi temiz bir kalple uyarmaktan çekinmenin, bizim bir takıntımız olduğunu söylüyor. Bazen arkadaşımızın hata yaptığını gördüğümüz halde -arkadaşlıktan kaynaklanan birçok detaylı düşünce yüzünden– ona hatasını söylemiyor veya geçiştiriyoruz. En kötüsü, bu duygu bizi taraf olmaya doğru itebiliyor; bu suretle de yanlış yapmamıza neden oluyor. Bir başkasının düşüncelerini objektif şekilde değerlendirmemek gibi bir hata yapıyor ve genelde arkadaşımızın fikrini benimseme eğiliminde oluyoruz.
Bu duygunun, “yaşamları kurtarma” konusunda bizlere engelleme yaratması ve bunun farkına bile varamayacak olmamız olasıdır. Çünkü bu takıntı bizi, kendimizi haklı çıkarmaya, hatalarımızı geçiştirmeye sürükleyebilir. Bu takıntıdan kurtulmak kolay değil, çünkü bu duygu, doğum sonrası oluşan güçlü kanılardan biri haline gelmiş ve ikinci doğamızın güçlü bir parçası olmuş.. Shifu Zhuan Falun’da şunu söylüyor:
….“İnsanlar neden insandır? Çünkü insanlar duygusallığa sahiptir. Onlar sadece bu duygusallık için yaşarlar. Aile üyeleri arasındaki düşkünlük, bir erkek ile bir kadın arasındaki aşk, anne-babaya sevgi, duygular, arkadaşlıklar, arkadaşlık adına bir şeyler yapmak ve başka her şey, hepsi bu duygusallıkla ilgilidir. Birinin bir şeyleri yapmaktan hoşlanması veya hoşlanmaması, mutlu ya da mutsuz olması, bir şeylerden nefret etmesi veya çok sevmesi –ve insan toplumunun tamamındaki her şey bu duygusallıktan kaynaklanır. Eğer bu duygusallık terk edilmezse, xiulian uygulayamazsınız. Eğer bu duygusallıktan muaf iseniz, hiç kimse sizi etkileyemez. Sıradan bir insanın düşüncesinin sizi etkilemesi mümkün olmaz. Tüm bunların yerini ise, çok daha asil olan merhamet alır. Elbette bu duygusallığı bir anda terk etmek kolay değildir. Xiulian uygulaması uzun bir süreçtir; ve kişinin bağımlılıklarından aşamalı olarak vazgeçme sürecidir. Yine de kendinize karşı katı olmalısınız.
Bizim aramızdaki ilişki, sıradan insanların “arkadaşlık” olarak isimlendirdiği ilişkiden çok daha asil, çok daha önemli, çok daha kutsal bir ilişkidir. Bizler birbirimize “arkadaş” olarak değil “uygulayıcı” olarak davranmalıyız. Bizim birbirimizi teşvik edip, cesaretlendirmemiz veya birbirimize moral vermemiz ya da birbirimizi desteklememiz, arkadaşlık ilişkisinden değil, çok daha önemli sebepler yüzündendir. Bizler birbirimize karşı elbette hep sıcak kanlı ve samimi olmalıyız fakat Fa-düzeltmesi dönemi öğrencileri olduğumuzu, burada bulunma amacımızı, sorumluluklarımızı ve niçin birarada olduğumuzu da unutmamalıyız. Bence arkadaşlığın içerisinde merhamet yoktur –onun bencil bir doğası vardır. Halbuk ki bizler tüm yaşamlara yardım etmek için buradayız. Herkese aynı şekilde yaklaşmak, onları kendimizden çok düşünmek zorundayız. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da kendimize Shifu’yu örnek almalıyız.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.