Avrupa Birliği-Çin arasındaki insan hakları diyalogu ve Avrupa-Çin zirve görüşmelerinin hemen ardından, 1 Aralık 2009’da Avrupa Parlamentosunda Çin’deki insan haklarının şimdiki durumu ile ilgili çeşitli insan hakları kuruluşlarından uzman ve bilginlerin katıldığı bir oturumu düzenledi. Oturumda, Avrupa Parlamentosu üyeleri, birkaç uzman ve bilgin, Falun Gong uygulayıcılarına karşı yürüttüğü zulüm, Sincan (Xinjiang) ve Tibet’teki azınlıklara yaptığı baskılar da dâhil olmak üzere ÇKP’nin gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerini şiddetli bir şekilde kınadılar. Aynı zamanda, Avrupa ve Çin arasında gelecekteki ilişkiler hakkında ne gibi önlemler alınması gerektiği de tartışıldı.
Çin’deki insan hakları durumu hakkında Avrupa Parlamentosunda düzenlenen oturum |
Avrupa Parlamentosu üyesi: ÇKP’ye devamlı olarak baskı yapılmalı
Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Bay Edward McMillan-Scott oturumda konuşurken |
Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Bay Edward McMillan-Scott konuşmasında, kendisinin 2006 yılında Çin’e yaptığı ziyaret sırasında Falun Gong uygulayıcısı Cao Dong dâhil olmak üzere görüştüğü kişilerin hepsinin ÇKP tarafından tutuklanıp işkence gördüğünü, Avrupa Parlamentosunun devamlı olarak ÇKP’ye bu konuda baskı yapması gerektiğini ifade etti.
Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Şubesi Başkanı Bayan Heidi Hautula oturumda |
Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu Şubesi Başkanı Bayan Heidi Hautula, Falun Gong gibi bu kadar barışçıl bir faaliyetin ÇKP’nin yaptığı işkence ve zulüm altında yaşamasının gerçekten inanılmaz bir şey olduğuna dikkat çekti.
O, muhabire, “(Falun Gong) bu kadar barışçıl bir faaliyetin nasıl bir ülkenin düşmanı olduğunu hiçbir zaman anlayamadım ve de asla kabul edemem. Ben birçok Falun Gong uygulayıcısını tanıyorum. Onların, işten sonra yoga egzersizleri yapmaya giden Avrupa Parlamentosundaki arkadaşlarımdan herhangi bir farkları yok.” dedi.
Bayan Hautula, “Umudumuz ve amacımız çok net ki Çin’in açılmasını istiyoruz, insanların vatandaşlık ve siyasi haklarını elde etmelerini istiyoruz, Falun Gong’a karşı işlenen zulmün gerçeğini açıklayan kişilerin tutuklanmasını durdurmak istiyoruz.” dedi.
Litvanya’dan gelen şair ve filozof, aynı zamanda da Avrupa Parlamentosu üyesi olan Bay Leonidas Donskis şunu vurguladı ki, ÇKP’nin kendi halkına davranış şekli tıpkı eski Sovyetler Birliğinde olduğu gibi, uluslararası toplumun hala ÇKP’nin insan hakları durumuna dayanabilmesinin ana sebebi birçok ülkenin kendi çıkarlarını devam ettirmeyi istemesindendir.
Uzmanlar ve bilginler: “ÇKP’nin insan hakları ihlallerini kınıyoruz”
Davet üzere Kanada’dan gelen eski Parlamento üyesi Bay David Kilgour, Falun Gong uygulayıcılarının yaşadığı zulüm hakkında konuştu. Konuşmasında, ÇKP’nin Falun Gong’a karşı yürüttüğü zulmün çok ciddi olduğunu, kendisi ve avukat David Matas’ın birlikte hazırladıkları ve yakın zamanda yayınlanan “Kanlı Kampanya: Falun Gong uygulayıcıları organları için öldürülüyor” adlı yeni kitap için yapılan çok fazla sayıda araştırma sonucunda masum Falun Gong uygulayıcılarının öldürüldüğü, organlarının toplanıp satıldığı yönündeki korkunç suçun kanıtlandığını ifade etti.
Bay Kilgour röportaj sırasında, “Bu, 21. yüzyıl içindeki en şiddetli zulümlerden biri oldu, şimdiden 10 yıldan uzun bir süredir devam etmekte. Bu, insanoğluna karşı işlenen bir suçtur ve bu suç hala devam ediyor. İşte bu yüzden, David Matas ve ben yaklaşık 60 ülkeyi ziyaret ettik. Tüm bu suçlar durdurulmak zorunda. Çabamız sonuna kadar devam edecek.” dedi.
Bay Kilgour şunu da ilave etti, Avrupa Birliği de bazı gerekli çabaları yapabilir, yeni yayınlanan kitabımızda onların 25–30 tane önerisi yer aldı ve bunlardan biri de her ülkenin web sitesinde “Çin’e gidenler, eğer Çin’de organ bulabilirlerse, büyük ihtimalle o organlar Falun Gong uygulayıcılarından gelmektedir. Herhangi bir suçu olmayan bu masum Falun Gong uygulayıcıları öldürülüp organları toplandı.” gibi bir açıklama koyabilirler.
ÇKP Tarihindeki Yazıları Araştırma Ofisinden eski bir görevli ve Zhou En-Lai’nın Hayatı Çalışma Grubunun eski şefi Bay Gao Wen-Qian, “Çin’deki İnsan Hakları” dergisinin kıdemli danışmanı olarak, oturumda konuşurken, “ÇKP’nin, Olimpiyatlar öncesi önerdiği insan hakları eylemi ile ilgili plan sadece uluslararası toplum ile oynanan bir oyundu. Aslında, Çin’deki insan hakları durumu eskisinden daha da kötüleşti.” dedi. Bay Gao, Avrupa Birliğinin Çin’de kendi haklarını savunmaya çalışan kişileri destekleyeceğini umduğunu da belirtti.
İnsan hakları diyalogu açık bir şekilde yapılmalı
Oturumda, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyinden yetkililer, onların da katıldığı Avrupa-Çin arasındaki insan hakları diyalogu ve Avrupa-Çin zirve toplantısı hakkında bilgiler aktardılar. Onlar, Çin’den ve yabancı Dışişleri Bakanlarının katıldığı insan hakları diyalogu ve zirve toplantısı sırasında her defa insan hakları meselesinden bahsettiler. Bazı Avrupa Parlamentosu üyeleri ve insan hakları uzmanları da bu tür insan hakları diyalogunun mutlaka siyasi seviyede değil açık bir şekilde olması gerektiğinin, sessiz diplomasi ve diyaloglarında kapalı kapılar ardında yürütülmemesi gerektiğini belirttiler.
“İnsan Hakları İzleme” gazetesinin Asya Bölümü müdürü Bay Brad Adams, muhabire şunları söyledi, “Bence en önemli şey, Avrupa İşbirliği, üye ülkeleri ve dünyadaki diğer ülkelerin hepsinin açık ve net olarak Çin’deki insan hakları durumu hakkında konuşmasıdır. Kapalı kapılar ardında insan haklarını geliştirmesi için ÇKP’ye yalvarsalar bile hiçbir yere varılamaz. Şunu biliyoruz ki, ÇKP üzerinde kesin bir etki için toplumun baskısı ve ciddi açıklamalar gerekli. Bunun dışında, tüm dünyayı uyarmak gerekir ki 1,3 milyar Çinlinin başına gelen bu insan hakları ihlalleri, ticari alışveriş ve Çin’den ucuz malları satın almaktan daha da önemlidir.”
Oturum, tüm dünyaya internetten canlı olarak yayınlandı. Toplantıdan sonra, bir Avrupa Parlamentosu insan hakları yetkilisi, Çin’deki seyircilerin de bu oturumu seyredebilmesini umduğunu söyledi.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.