“Çamurlu insan dünyasında, inciler ve balık gözler bir arada karmakarışık bir durumdadır. Bir Rulay dünyaya sessizce inmelidir.”(Daha İleri Yükselmeler İçin Esaslar I’den “Aydınlanma”). İnsan dünyasında reakarnasyon içinde dönülen her bir yaşam, tıpkı kalın toprak altında saklanmak gibi ne net bir şekilde görülebilir ne de bulunabilir. Tüm çaba ve düşünce ile mücadele ederek arzulanan her şeyi elde etmiş olsa bile ne yazık ki kişi ölünce hiçbir şeyi yanında götüremez! İnsanlar bunu bildiği halde yine de devam eder! Shifu, evrenin asıl Fa’sıyla sessizce insan dünyasına inip yanımıza geldi. Bu Fa’yı tamamen okuduktan sonra birden uyandım ki, Tanrım! Ben bu Dafa’yı uygulamak için gelmiştim ve Shifu da beni kurtarmak için geldi!
Küçükken bu dünyadaki acı ve zorluklar ile karşılaşınca, hep bir koruyucunun yanıma gelip bana yardım edeceğini ve küçük de olsa kendime ait bir dünyaya sahip olacağımı hayal ederdim. Yavaşça büyüdükten sonra, insan dünyasındaki şaşkınlığı, insanların soğukluğu ve ilgisizliğini ve istediklerini elde etmek için her türlü yola başvurduklarını fark ettim. Bir gün, içimden bazı arzularımı ve takıntılarımı bırakmayı denerken, kendimi oldukça rahat hissettim, bakışlarım ve kalbimin sanki birden genişlendiğini hissettim. O günden sonra, başka kişiler bana zarar verseler bile onlara aynı şekilde davranmak istemedim ve en sonunda bir gün başıma gelenlere dayanma gücüm kalmadı. O kadar fazla acı çekmiştim ki, bu bana gerçekten ölümden daha zor geldi. Ben yanlış bir şey yapmadım, yaptıklarımın yanlış olmadığına inanıyordum. Ama neden? Neden sürekli başıma bela geliyor?
Tam o sırada, Falun Dafa’nın ilkesi tıpkı bir pınar gibi kalbime girdi. Daha önce çektiğim acıların nedenini buldum ve anladım: Bu, bırakmadığım ve bırakamadığım şeylerin çok fazla olmasındandı. Shifu dedi ki, “Xiulian uygulama süreci, bir uygulayıcının saplantılarından, tutku ve bağımlılıklarından sürekli olarak vazgeçme sürecidir.” O kadar büyük karma ve güçlü takıntılarım varken, ben nasıl acı çekemem ki? Kesinlikle kaçamazdım.
On iki yıllık uygulamam sırasında, yağmurdan rüzgâra, engellerden zorluklara adım adım geçerken, daha önceki aceleci, dengesiz, endişeli ve nefret dolu huylarım tamamen değişti. Her defa bir takıntımdan vazgeçme sürecim, hep bir bıçağın kalbime sokulup kemiklerimin kazınması gibiydi ama Shifu’ya ve Dafa’ya olan sağlam bir inancım sayesinde tümünü geçtim ve her sınavdan geçtikten sonra kendimin bir seviye daha yükseldiğimi hissettim. Tıpkı Shifu’nun Daha İleri Yükselmeler İçin Esaslar I’deki Engin ve Sınırsız jingweninde söylediği gibi “Onun enginliği ve sınırsızlığı, derin içsel anlamı kendisini gösterebilir ve o gerçek xiulian'in farklı seviyelerinde olan uygulayıcılar tarafından deneyimlenebilir ve anlaşılabilir. Sadece o zaman kişi Fa'nın ne olduğunu gerçek anlamda görebilir.” Bir uygulayıcı, eğer Fa’nın isteğine göre uygulama yapmazsa, o zaman zaten bu kişinin gerçek anlamda uygulama yaptığı söylenemez; bir uygulayıcı ancak Fa ile asimile olarak uygulama yaparken, işte o zaman gerçek uygulama yapmış sayılır.
“Buda’nın Şefkati Muazzamdır”. İlk başlangıçta, karma, duygusallık ve arzularla dolu biriydim. Fakat Shifu’nun merhameti sayesinde, ben her defa aşağılık kompleksimden kurtuldum, birbiri ardına yüklerimi attım ve kalbimin en derin yerlerindeki bir takım takıntılarımdan vazgeçtim. Her defasından çok zor hissediyordum, çünkü her defa onları bırakmak istemedim, hatta çok acı çekerken bile bırakmak istemedim. Şu anda geriye dönüp düşününce, bırakmak istemediğim ne var ki? Sadece insana ait o kötü takıntılarım, değil mi? İyice kavradım ve tamamen anladıktan sonra, en sonunda zorla bıraktım ve bıraktıktan sonra, bir daha acı çekmedim ve uygulama yolumda ilerlememin daha hafif ve hızlı olduğunu hissettim. Shifu şöyle bir şey söyledi, “Xiulian'in kendisi ızdıraplı değildir -işin kilit noktası, sizin sıradan insan takıntılarını bırakma konusundaki yetersizliğinizde yatar. Sadece itibarınızdan, kişisel çıkarlarınızdan ve duygularınızdan vazgeçmek üzereyken acı hissedersiniz.” ve “İçinizin derinliklerinde vazgeçemediğiniz şeyleri cennete getirebilir misiniz?” (Daha İleri Yükselmeler İçin Esaslar I içindeki “Gerçek Xiulian”’den) Tanrıların büyük rahatlığı nedir? İnsani düşüncelerin tamamen olmadığı bir durumdur! Belli bir seviyeye uğraştıktan sonra geriye bir bakarken, daha önce bırakmak için acı çekilen şeyler gerçekten hiçbir şey sayılmaz. O zamanda onları bırakmaya çalışırken niçin sanki dünyanın sonu gelmiş gibi acı çekiyordum? Şimdi düşünürsem, gerçekten akılsızdım!
Bir uygulayıcı olarak, madem Dafa uygulamasını seçtik, o zaman sağlam ve kararlı bir şekilde devam etmeliyiz. Kendi kendimize sorumlu olmalıyız ve uygulamanın acıları ve zorluklarını cesaretle karşılamalıyız. Takıntılarımızı bırakırken, zaten acı hissetmeyiz, acıları sadece ve sadece takıntılarımızı bırakamayınca hissedebiliriz! Uygulama sırasında, eğer içimizde bir acı hissedersek veya bir zorluk ile karşılaşırsak ve düşüncelerimizden kanımız kaynıyorken, o zaman bu duruma kesin bir şekilde kendimizin bırakması gereken takıntılarımız yol açmıştır. Eğer onları bırakmazsak, o zaman biz kesinlikle dışarıya çıkmayacağız. Eğer devamlı olarak çıkamazsak, o zaman en sonunda şüphesiz ki bu insan dünyasında kalacağız. Bir uygulayıcı olarak, eğer kendisinin nereden ve niçin buraya geldiğini, yani kökenini ve durması gereken yeri bulamazsa, o zaman en büyük problemdir.
Dafa’ya değer verin, Shifu’nun merhametli kurtarışına değer verin, kendi uygulamanıza değer verin, asırlar öncesinden hiçte kolay gelmeyen ve bir daha tekrar etmeyecek bu fırsata değer verin.
Çince metin: http://www.minghui.ca/mh/articles/2009/5/17/201063.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.