Shifu Her Zaman Dafa Uygulayıcılarını İzliyor

30 Temmuz 2009’da Dafa uygulayıcısı olan küçük kız kardeşimin kızı beni aradı. O annesine ulaşabileceğim herhangi bir telefon numarasını bilip bilmediğimi sordu. Ben bilmediğimi söyledim. O da bir haftadır annesine ev telefonundan ulaşamadığını anlattı. Bunun üzerine onun büyük ihtimalle ÇKP tarafından tutuklanmış olabileceğini tahmin ettim, fakat onu nereye gönderebilirlerdi? Kime sorabilirdim? Belli bir zaman bu soruyu düşündüm, sonradan Shifu’dan yardım istemem gerektiğini anladım. Elimi yüzümü yıkadım ve Shifu’dan: “Shifu, kız kardeşim bir haftadır evine gelmiyor, çocukları onu her yerde arıyorlar. O nerede olabilir? Shifu, lütfen, bana yardımcı olun.”

O gün grupla Fa okuduktan sonra eve döndüm. Eve girer girmez, başka bir bölgede yaşayan bir uygulayıcı bayan beni aradı. O bana kardeşimin 20 Temmuz’da tutuklandığını haber verdi. Beni arayan uygulayıcı ve ben daha önce hiçbir zaman telefonda görüşmemiştik, o yüzden Shifu’nun bize yardım ettiğini anladım. Sonra başka şehirde oturan ablamı aradım (o da bir uygulayıcı) ve ona küçük kız kardeşimizin başına gelenleri anlattım. Ertesi gün onunla buluştuk. Kısa bir konuşma yaptıktan sonra, diğer bölgeden beni arayan o uygulayıcıya gittik. O bana, “Bir gün önce gündüz beni aramadın mı?” diye sordu. Ben de ona cevap verdim: “Hayır, aramadım bende sizin telefon numaranız bile yok”. O şunları anlattı, bir gün önce grup Fa okumasından sonra evine döndüğünde komşusu ona “Telefonunuz uzun zaman çaldı. Kimin bu kadar uzun aradığını bilmiyordum” dedi. Uygulayıcı geri arama tuşuna bastığında benim cep telefonuma ulaşmış. Bunları dinlerken Shifu’ya olan minnettarlığımı ifade edecek kelime bulamıyorum.

Onun bildiği kadarıyla kız kardeşim tutuklanmış ve gözaltı merkezine gönderilmiş.

Biraz konuştuktan sonra, kız kardeşimin tutuklanışını polislere gerçeği anlatmak ve onu oradan çıkartmak için değerlendirmeye karar verdik. Ve peş peşe gözaltı merkezine bağlı polis bölümlerini aramaya başladık ve kız kardeşimizi serbest bırakmalarını istedik. Biz odaklandığımız noktanın doğru olması gerektiğini biliyorduk, o yüzden şu şekilde söylüyorduk: “Biz uygulayıcıyız, biz doğruluğa, fedakârlığa ve açık kalpliliğe ulaşmayı amaçlıyoruz. Başkalarının bize karşı davranışlarının nasıl olduğuna bağlı olmaksızın her zaman sakin kalmalıyız, onlardan korkmamalıyız ve onlarla tartışmamalıyız. Biz Fa-Zhen-Nian yapmalıyız ve onlarla merhametli ve tamamen sakin konuşmalıyız”. Bu şekilde ablam ve ben farklı seviyelerdeki devlet memurlarına gittik, onlara gerçeği anlattık ve herhangi bir koşul olmaksızın kız kardeşimizin serbest bırakılmasını istedik.

4 Ağustos’ta, kız kardeşimizin ve bir uygulayıcının daha koşulsuz olarak serbest bırakıldığı haberini aldık.

İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/html/articles/2009/11/11/112239.html