Ming Hanedanlığı döneminde prensin öğretmeni olan Yao Guang-xiao, hoşgörülü ve başkalarının hatasını daima affeden bir kişiymiş. Bir defasında, Yao havanın güzelliğinden yararlanmak için sivil kıyafetiyle yanına hiçbir hizmetçi almadan tek başına başkent dışına yürüyüşe çıkmış. Başkentten epey uzaklaşmış ve başkente bağlı yakın bir kasabaya varmış olduğunu fark etmiş. Tam o sırada, yolun karşısından kasabanın valisi geliyormuş. Valinin hizmetçileri bağırarak yoldaki herkesten yol vermelerini istemiş. Yao hala yürümeye devam etmiş ve diğerleri gibi yolun kenarına çekilmemiş. Vali bunu görünce çok kızmış ve hizmetçilerine Yao’yu tutuklayıp belediye binasına götürüp cezalandırılmasını emretmiş. Yao, kendisinin kim olduğunu söylememiş ve bir hizmetçi tarafından tutularak valinin alayıyla beraber ilerlemiş.
Tam o sırada, Yao’yu tanıyan bir kişi yoldan geçiyormuş ve Yao’yu görür görmez hemen koşarak yanına gelip başını eğerek Yao’ya saygılarını sunmuş. Bunu gören vali çok şaşırmış ve gelen kişiye Yao’nun kim olduğunu sormuş. Vali, Yao’nun prensin öğretmeni olduğunu duyunca, aşırı derecede korkmuş, titrerek Yao’nun önüne gelmiş ve iki dizinin üzerine çökerek Yao’dan affedilmeyi istemiş.
Yao sakin ve yavaş bir şekilde valiye, “O zaman şimdilik beni belediyeye bağlı bir otele götürün, biz yarın konuşalım.” demiş. Ertesi gün, vali korkudan titrerek Yao’nun kaldığı otele gelmiş ve Yao’nun kendisini mutlaka cezalandıracağını düşünmüş. Fakat Yao, “Sen iyi eğitimi görmüş bir lidersin. Dünkü gibi küstah ve kibirli olmak sana hiç yakışmaz. Yoldan geçen vatandaşlara o kadar kaba davranmana ne gerek var ki? Dün sana ‘seninle yarın konuşalım’ derken, sadece sana şaka yaptım, başka niyetim yok. Gidebilirsin!” demiş ve valiyi affetmiş.
Kaynak: http://zhengjian.org/zj/articles/2010/4/22/65698.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.