Antik Çin Hikâyeleri: Güz Festivali

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Güz Bayramı (Çince Zhongqui Jie) Çin’deki en önemli festivallerden biridir. Festival, Çin ay takvimine göre, sekizinci ayın on beşinci gününde, ayın tam dolunay olduğu zaman kutlanmaktadır. Bu gün, aynı zamanda meyve, sebze ve tahıl mahsullerinin toplandığı zaman olduğundan, hasat festivali olarak da bilinmektedir. Ay ile ilgili, Çin’de birçok güzel efsane bulunmaktadır. Bunları en ünlüsü, Chang’e (Çince Çanğ-ır)’dır.

Chang’e


Bundan çok uzun bir zaman önce, Kunlun Dağı yakınlarında yaşayan mutlu genç bir çift varmış. Kocasının ismi Houyi ve güzel eşin ismi ise Chang’emiş. İkisi de çok sevecen ve aynı zamanda kasabalılar tarafından da çok sevilen kişilermiş.

Birgen, Pusa yoldan geçerken, hayatlarında hep merhametli olduklarından dolayı Houyi ve Chang’eya, ölümsüzlük iksiri vermiş ve bu iksirin onlara sonsuz bir yaşam sunacağını söylemiş. Genç çift, bu ödüle çok sevinmiş ve iksiri birlikte ay takvimine göre, ayın en parlak ve yuvarlak olduğu sekizinci ayın on beşinci gününde içmeye karar vermişler.

O gün çok sevinçli bir halde, havada süzülen dokuz tane akbaba, gökyüzüne yükselerek kavurucu güneşlere dönüşmüş. Gökyüzünde cayır cayır yanan güneşler, için için yanan volkanlara benziyormuş. Ağaçlar ve çimenler kavrulmuş. Toprak çatlamış, nehirler kurumuş. Birçok insan açlık ve susuzluktan ölmüş.

Chang’e korkmuş, bu nedenle eşi ile birlikte hemen dünyadan ayrılmak istemiş. İksirin yarısını içmiş. Kalan yarısını Houyi’ye uzatırken, iksir trajik bir şekilde elinden kayarak yere dökülmüş.

Houyi, derinden içerleyerek, insanları acı çekerken görünce azmi ve kararlılığı şiddetlenmiş. Kırmızı yayını ve beyaz oklarını alarak dokuz güneşi bir bir vurmuş. Hava, hemen soğumaya başlamış. Şiddetli yağmurlar yağmış, nehirler suyla dolarak ağaçlar ve çimenler yeşillenmiş. Hayat yeniden başa dönmüş ve insanlık kurtarılmış.

Daha sonra, iksir etkisini göstermeye başlamış ve Chang’e Cennet’e doğru yükseldiğini hissetmiş. Chang’e, Ay’da yaşamaya karar vermiş çünkü Dünya’ya en yakın yer orasıymış.

Chang’e Ay’a doğru uçtuğunu gören Houyi çok üzülmüş. Çok parlak ve yuvarlak hale gelen Ay’a, onun adını vermiş. Arka bahçeye giderek, aşkına karşılık olarak yiyecekler koymuş ve aşkını yaşatmak için ise masanın üzerinde tütsü yakmış.

Chang’e, Ay’da yaşamasına rağmen, kalbi ölümlü dünyada kalmış. Houyi’ye olan derin aşkını hiçbir zaman unutmamış. Daha sonra, diğer insanlar da Chang’e şükranlarını sunmak üzere, sekizinci ayın on beşinde Houyi’ye katılmışlar.

Kaynak: http://www.epochtimes.com/b5/1/9/3/c4890.htm

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.