Antik Çin Hikayeleri: Herşeyin Ruhu Vardır- Bir Kaplumbağa ve Bazı Balıklar Hakkındaki Hikayeler

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Efsanevi Parlayan İnci

Han Hanedanlığı döneminde, İmparator Wu'nun deniz tatbikatlarını yürütmek için bir yere ihtiyacı vardı. Büyük bir gölün inşası için emir verdi ve göl Kunming Gölü olarak adlandırıldı. Bir gün bir balıkçı gölde balık tutuyordu ve büyük bir balık yakaladı. Balık, olta takımının direğini kırdı ve kaçtı. Fakat kanca balığın ağzına sıkışmıştı. Bir gece, İmparator Wu bir rüya gördü. Rüyasında, bir balık ona kendisinden ağzındaki balıkçı kancasını çıkarmasını istedi. İmparatorun, iyi niyetine karşılık güzel bir inci elde edeceğine söz verdi. Ertesi gün, imparator gölde seyir yapıyordu ve ağzında bir balıkçı kancası olan büyük bir balık, teknenin yanına kadar yüzdü. İmparator kendi kendine, "Dün gece rüyamda olan balık olabilir mi?" dedi. Balığı yakaladı, balık kancasını çıkardı ve balığı bıraktı. Daha sonra, ona gerçekten söz verilen büyük bir inci verildi.

Kaplumbağa

Jin Hanedanlığı döneminde, Zhu kenti ağır bir askeri müfreze tarafından korunuyordu. Müfrezedeki bir asker, yerel pazardan küçük bir beyaz kaplumbağa satın aldı. Yaklaşık 10-15 cm uzunluğunda idi. Asker, onu büyümesi için bir tanka koydu. Kaplumbağa büyüdü ve büyüdü ve yakın zamanda tank için çok büyük olmuştu. Böylece asker kaplumbağayı nehre geri bıraktı.

Yıllar sonra, Zhu şehri Shi klanı tarafından saldırıya uğradı ve düştü. Bazı askerler nehre atlayarak kaçmaya çalıştı. Ancak neredeyse hepsi boğuldu, çünkü giydikleri ağır zırhlar yorucuydu. Hayatta kalan tek kişi kaplumbağa yetiştiren ve bırakan askerdi. Nehre atladığında, bir kaya parçasına indiğini hissetti. O aşağıya baktığında, serbest bıraktığı beyaz kaplumbağa adamı taşıyordu. Kaplumbağa onu nehrin diğer tarafına taşıdı ve sonra yüzüp gitti.

İkiz Beyaz Balıklar

Song Hanedanlığı döneminde İmparator Wen'in hükümdarlığı üçüncü yılının ilkbaharında, Liu Shu adında bir adam Jiangli'den memleketi Erxia'ya doğru bir tekne yolculuğu yaptı. Bir geceyi teknesiyle beraber Mingzhou adlı bir yerde geçirdi. Karanlıktı ve kendi kendine bazı şiirler okuyordu. Aniden iki kişinin kıyıdan onu çağırdığını duydu. İki kişi ona seslendi; "Biz Erxia'dan geldik ve size bir ziyarette bulunmak istiyoruz." Her ikisi de yaklaşık 5 metre boyunda ve çok yakışıklıydı. Güzel beyaz elbiseler giyiyorlardı. Liu Shu, teknesine katılmaları için onları davet etti. Onlardan biri ona, "Çok bilgili birisin. Hep sizinle tanışmak ve saygılarımızı sunmak istedik. "

Üçü teknede ziyafet çekti. İki adam sarhoş oldu ve teknede uyudu. Liu onları bir battaniye ile örtüp uyumalarına izin verdi. Sabah gün aydınlandığında hala uyuyorlardı. Liu Shu onları uyandırmak istedi, bu yüzden battaniyeyi yukarı kaldırdı. Her ikisini de yaklaşık beş ila altı metrelik iki balık olarak gördü. Gözleri hareketli olmasına rağmen hala çok yorgun görünüyorlardı. Liu Shu onları öldüremedi böylece onları nehre geri attı.

Ertesi akşam, rüyasında beyaz giymiş iki erkeğin her birinin yatağının yanına inci koyup tek kelime bile etmeden ayrıldığını gördü. Sabah uyandığında, yatağının yanında gerçekten iki inci vardı!

Tai Ping Guang Ji'den (Song Hanedanlığında derlenen bir kitaptandır)

İngilizce metin: İngilizce Metin İçin tıklayınız

Çince metin: Çince Metin İçin tıklayınız

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.