Çin felsefesine göre, dünya metal, tahta, su, ateş ve toprak olmak üzere beş elementten oluşur. Beş element felsefesi, M.Ö. 22. yüzyılın sonunda veya M.Ö. 21. yüzyılın başlarında kurulan ve hâkimiyetini M.Ö. 17. yüzyıla kadar sürdüren Xia ve Shang (M.Ö. 17. yüzyıl-M.Ö.11 yüzyıl) döneminde oluşturularak, İlkbahar ve Sonbahar Dönemi ile Savaşan Devletler Döneminde (M.Ö.770-M.Ö.221) geliştirildi ve daha yüksek bir düzeye çıkarıldı. Beş element felsefesi, bugün Çin toplumunu hala etkiliyor, hatta bu etki dünyaya yayılıyor.
Eski Çin doğa felsefesine ait olmasına rağmen, beş element felsefesi Çin'de sosyal rejim, düşünce, kültür, doğa bilimleri, dil ve yazı gibi çeşitli alanlara girdi. Beş element felsefesi, geleneksel Çin kültüründe önemli bir yer tuttu ve tutuyor.
Beş elementle ilgili ilkyazı, Xia ve Shang dönemindeki Shang Shu Hong Fan adlı kitapta görüldü. Kitapta dünyayı su, ateş, tahta, metal ve toprak olmak üzere beş elementin oluşturduğu belirtildi, özellikleri ve onlara uygun beş tat hakkında bilgi verildi:
Suyun nemlendirme, soğuk olma, alçak yerlere akma, saklanma ve sona erme gibi özellikleri vardır. Bu özellikleri taşıyan maddeler su grubuna aittir. Su elementine uygun düşen tat tuzlu tattır, çünkü tuz deniz suyundan sağlanır.
Ateş yakıldığında ışığı ve ısısı her tarafa yayıldığı ve yukarı doğru yükseldiği için, ateşin özellikleri sıcak ve aydınlık olma, değişiklik, hareket ve yükselme ile ifade edilebilir. Bu özellikleri taşıyan maddeler ateş grubuna aittir. Örneğin yaz mevsimindeki sıcak hava gibi... Ateşe uyan tat acıdır.
Ağacın gövdesi genellikle dik olur, dalları ise eğridir. Yani tahtanın yukarıya yükselme, gür olma, büyüme ve canlanma gibi özellikleri vardır. Bu özellikleri taşıyanlar nesneler tahta grubuna aittir. Tahtaya uygun tat ekşidir, çünkü ağaçta yetişen meyvelerin ilk günlerdeki tadı ekşidir.
İnsanlar metallerin şeklini istedikleri gibi değiştirebilir. Bu nedenle metal değişiklik, itaat ve sınırlama gibi özellikler taşır. Metale uygun tatlar keskin kokulu baharatların tatları.
Toprak hububatları ve çeşitli maddeleri besler, bu nedenle toprağın özellikleri büyüme, taşıma ve besleme gibi sözlerle ifade edilir. Geleneksel Çin kültüründe en çok toprak elementine özen gösterilir. Toprağa uygun tat, tatlıdır.
İlkbahar ve Sonbahar Döneminde filozoflar beş element arasındaki ilişkileri araştırarak, "Beş element, birbirlerini engeller" anlayışını ortaya koydu. Bu anlayışa göre, bir element diğer bir elementi etkiler. Yani tahta toprağı, metal tahtayı, ateş metali, su ateşi ve toprak ateşi engeller. Savaşan Devletler Döneminde "beş element birbirlerini besler" anlayışı da geliştirildi. Bu anlayışa göre, tahta ateşi, ateş toprağı, toprak metali, metal suyu ve su da tahtayı besler.
Beş element felsefesinin oluşumu ve taşıdığı önlem hakkında değişik görüşler vardır. Bunların en çok rağbet göreni, dünyayı oluşturan beş temel maddeden kaynaklanır. Birçok tarihi kayıtta beş somut maddeyle yerküre analizi yapıldı. Beş element arasında birbirlerini engellemenin yanı sıra, birbirlerini destekleme ilişkisi bulunduğu sonucuna varıldı. Tahtayla ateş yakılır, bunu herkes bilir; ateş yakıldıktan sonra geriye kül kalır, bu da toprak olur; metallerin çoğu toprak altında gömülüdür, bu nedenle toprağın metali beslediği söylenebilir; metalin suyu beslemesiyle ilgili açıklama da şöyledir: Metal yüksek derecede ısıda erip sıvı haline gelir. Bu nedenle metal suyu besler denir. Ayrıca tüm bitkiler suya ihtiyaç duyduğu için su toprağı besler denir.
Beş element arasındaki birbirlerini engelleme ilişkisi ile ilgili açıklama da şöyledir: Bitki tohumları başlangıçta toprak altında gömülüdür, filizlenirken toprağın içinden çıkıp büyür. Ayrıca ekim aletlerinin tahtadan yapılmış olması, tahtanın toprağı yenilediği anlamına gelir; metalle keskin alet yapılıp, ağaçlar kesilir, yani metal tahtayı engeller; metal ve maden taşları sert olmasına rağmen, ateşte erir ve sıvı haline gelir. Bu, ateşin metali engelleme özelliğini ifade eder; suyla ateş söndürülebilir, yani su ateşi engeller; toprak yığını su akışını engeller, yani toprak suyu engeller.
Beş element felsefesi tarihte önemli bir yer tuttu, ancak son dönemde akademik çevre bu felsefeye itirazlar yöneltti. Çünkü beş element tam anlamıyla, doğal dünyayı oluşturan beş zorunlu madde değildir. Örneğin metalin var olması veya yok olması önemli değildir. Beş maddeyle beş element arasındaki birbirlerini besleme ve engelleme ilişkisi bulunduğunu söylemek zorlama olur. "Tahta ateşi besler" ifadesini örnek alalım. Tahta ancak delinerek veya yakıldıktan sonra ateş çıkar. "Metal suyu besler" ifadesi, metalin yüksek ısıda sıvı haline gelmesiyle açıklanırdı. Ancak dışarıdan bir gücün etkisi altında ortaya çıkan ilişki, doğal kurala uymuyor. Bu nedenle beş elementin kaynağı hakkında başka görüşler de mevcuttur.
Çince yazılar başlangıçta kaplumbağa kabuğu ve hayvan kemiklerinin parçaları üzerine oyuluyordu, buna Jiaguwen yazısı denirdi. "Element" anlamındaki karakter Jiaguwen'de yönü temsil ediyordu. Bu nedenle bazı insanlar, beş elementin beş yönü, yani orta, doğu, güney, batı ve kuzeyi temsil ettiğini ve beş elementin Çinlilerin atalarının beş yöne tapmasından kaynaklandığını savunuyor.
Eskiden basit bir yaşam süren ve doğa hakkında fazla bilgisi olmayan insanlar, gizemli ve çok değişen gök küreye büyük merak duyuyordu. Gök küredeki yıldız görüntüleriyle ortaya çıkan mevsimler, iklimler ve tarımsal ürünlerin büyüme kurallarını çözemeyen insanlar gök ve yıldız görüntülerine tapınmaya başladı. Dolayısıyla yıldız falcılığı eskiden insanların yaşamında önemli bir yer tutardı. Bu nedenle bazı insanlar beş elementin Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'ün de dâhil olduğu dokuz gezegenden gözle görülebilir. Beşinin hareket kurallarını temsil ettiği kanısındadır. Eskiden insanlar mevsimleri ve takvimi gök küredeki görüntülere göre belirler, yılın dört mevsiminin kuralını özetleyerek, yaşam ve üretime hizmet etmesini sağlardı.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.