Kendi İçine Bakarak Aramalı, Fakat Nasıl Aranacak?

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Aslında hepimiz kendi içimize bakarak aramayı biliyoruz. Fakat bazen gerçek bir sorun ile karşılaşınca ya da bir çatışma meydana gelince, kişinin kendi içine bakarak araması gerçekten de o kadar kolay değil.

Böyle bir şey nasıl oluyor? Genelde kişi içine bakarak kendini aramaya çalışıyor, fakat arama sonucu kişi kendisinin yanlış bir şey yapmadığını hata hakikaten karşı tarafın yapmış olduğunu buldu. Kişi, “Bu durumda nasıl yapacağım? Daha neyi arayacağım?“ diye kendi kendine sorar. Dolayısıyla, çoğu zaman kişi bu durumdayken “Boş ver” diyerek aramaktan vazgeçer. Uygulama durumu birazcık daha iyi olanlar bu durumdayken genelde kendi kendine “Ne olursa olsun, Shifu söylemişti, hataların hepsi bende.” diyerek kendini uyarır ve “Bundan sonra ondan uzak duracağım.” diye düşünür, çünkü içinde kendisinin haklı olduğuna inanır. Böylelikle zaman gittikçe yavaş yavaş kişiler arasında bir soğuma ve yabancılaşma oluşur. Bu, bir uygulayıcı olarak aslında kendi xinxing’ini geliştirmek için yaratılan bir sınavda başarısız olmak anlamına gelmektedir.

Böyle bir şey olmasının asıl sebebi nedir? Biz sıradan insanın standartlarını kullandık, kendimizi sıradan insanın doğru veya yanlışı bakış açısından bakarak aradık. Bu durumda tabii ki, hiçbir şey bulamayız, çünkü sıradan insanın standartlarına göre, sıradan insanın bakış açısından davranırsak, o zaman tamamen sıradan bir insan olduk ve sıradan bir insan elbette uygulama konusundaki sorunları nasıl bulabilir ki?

Geçen gün bir uygulayıcı arkadaşım bana bir olay anlattı: Arkadaşımla beraber aynı daireyi paylaşan oda arkadaşı bir gün banyo yaptıktan sonra musluğu iyice kapatmadan dışarı çıkıp alışveriş yapmaya gitti. Arkadaşım eve geldiği zaman banyodan çıkan su bütün daireyi basmış ve tam o anda ev sahibi de gelmiş. Dairenin göle döndüğünü görünce, arkadaşıma neden bu kadar dikkatsiz olduğunu söyleyerek bağırıp, çağırmış ve bir ton suçlamada bulunmuş. Arkadaşım tüm gücüyle olayı anlatmaya çalıştıysa da, ev sahibi hiç dinlememiş. Arkadaşım kaldığı haksızlık karşısında da deliye dönmüş!

Evet, eğer bulunduğumuz bu boyutta meydana gelen bu olaya sıradan insanın ilkelerine göre bakarsak, hiç şüphesiz ev sahibinin bir hata yaptığına karar verebiliriz. Bu tartışılmaz bir şey. Fakat eğer uygulayıcının ilkeleriyle değerlendirirsek, olay tamamen farklı bir boyuta ulaşmakta. Bir uygulayıcı olarak karşılaştığımız hiçbir şeyin tesadüf olmadığını hepimiz biliyoruz, o yüzden Shifu’nun bize öğrettiği Fa ilkeleriyle olaya bakarsak, tamamen farklı bir şey olacak. Shifu, Zhuan Falun kitabının Birinci Konuşmasında, “Kişi, geçmişte yapılan hatalar sonucu ortaya çıkan "karma" yüzünden hastalıklara yakalanır veya sıkıntılar çeker; acı çekmek karmik bir borcu geri ödemektir.” dedi. Yani bir kişinin karması yoksa sıkıntı ve zorlukları da yoktur, dolayısıyla karşılaştığımız sıkıntı ve zorlukların hepsi bizim karmamıza neden olmaktadır. Başka bir deyişle, daha önce karşı tarafa iyi olmayan şeyler yapmış olduğumuzdan dolayı, şu anda böyle bir olay meydana geldi ve amacı borçlarımızı ödememiz ve karmamızı yok etmemizin istenmesidir. Şimdi ödememiz gerekiyor. Nasıl ödüyoruz? Geçmişte bir kişiye hakaret ettik, ona zarar verdik, ona haksız davrandık, hatta onu öldürdük. O zaman, aynı şekilde ne borçlanılmış ise onu ödemeliyiz. Yani biz de ondan bir defa hakaret duyacağız, zarar göreceğiz, haksız davranılacağız, hatta hayatımız ile ödeyeceğiz. Diğer türlü Bu durumda insan dünyasındaki ilkelere göre doğru ya da yanlıştan nasıl söz edilebilir ki? Eğer bu şekilde olmazsa, o zaman buna “karmik borcu geri ödemek” nasıl denilebilir? Bu yüzden, arkadaşıma, “Büyük ihtimalle sen geçmişte ev sahibini haksız yere suçlamıştın, o ise şimdi aynı şekilde seni de haksız yere bir kez suçladı. Aranızdaki borç kapandı. Ne güzel bir şey.” dedim. Bunun dışında, biz insani takıntı konusunda da kendi içimize bakmalıyız: Kötü veya mutsuz bir olay ile karşılaşınca, zihniniz sallandı mı? Neden sallandı, rahatsız veya dengesiz hissettiniz? Çünkü siz haksız yere suçlandınız ve bu yüzden mutsuz oldunuz. Bu durumda başka kişinin size anlayış göstermesini, sizin haklı olduğunuzu kabul etmesini ve size istediğiniz şekilde davranmasını istiyorsunuz, yani kısaca insan dünyasındaki adalet, kibarlık, sevgi, anlayış vs. gibi şeyleri elde etmek istiyorsunuz. Fakat bunların hepsi sıradan insanın düşünceleri, yani insani takıntıları değil midir? Sıradan insana göre haksız bir olaya rastlayınca, kendimizi hoşgörülü tuttuk ve sıradan insan gibi zorla sabretmedik, çünkü Fa ilkesini anlıyoruz, sebep ve sonuç ilişkisini biliyoruz, içtenlikle borçlarımızı ödemek istiyoruz ve haksızlığa maruz kaldığımızda bile içimizden şikâyet etmiyoruz. İşte bu, bir uygulayıcının becerebilmesi gereken hoşgörüdür. Sıradan insanlara göre biz haksız yere suçlandığımız zaman hoşgörülü olduk ama bu, aslında sıradan insanın kavramı olan hoşgörü değildir. Bununla birlikte, genel olarak bir olay ile karşılaşınca, eğer içimize bakarak ararsak, bazen bir takım takıntılarımızı da bulabiliriz. Eğer bulduğumuz takıntıları bırakabilirsek, o zaman yükselebiliriz. Bu, Shifu’nun öğrettiği Fa ilkelerine göre kendimizi geliştirmeye çalışmak değil mi? O yüzden karşılaştığımız her şey bizim için iyi şeylerdir!

Dolayısıyla, içimize bakarak aradığımız zaman, sıradan insanın standartlarına göre değil, mutlaka uygulayıcının standartlarına göre aramamız gerektiğini hatırlamamız gerekir.

Minghui web sitesinde daha önce şöyle bir tecrübe paylaşım makalesi yayınlandı: Anakara Çin’de geçmiş ve geleceği görebilme yeteneğine sahip bir bayan uygulayıcı, iki polis tarafından tutuklandı ve iki yıl hapis cezasına çaptırıldı. Daha sonra bu bayan uygulayıcı yeteneği sayesinde, geçen hayatında iki kişiyi öldürdüğünü ve o iki kişinin tam olarak kendisini tutuklayan bu iki polis olduğunu gördü. İşte öldürülen o iki kişinin nefreti ve hayatı bu şekilde işte bu yaşamında çözüldü. Hapishanede bir gardiyan bu bayan uygulayıcıya çok kötü davranmış. Bir yaşamında bu bayan uygulayıcı bir generalmiş ve bu gardiyan bayan da uygulayıcının emri altındaki bir asker. O asker sık sık hata yaptığından dolayı, general ona sürekli kötü davranıyormuş ve bir defasında çok kızgın durumdayken o askere birkaç tekme atmış. Hapishanedeyken, bu gardiyan da bu bayan uygulayıcıya birkaç tekme atmış ve ikisi arasındaki borçta böylece kapanmış.

Yukarıdaki hikâyeden şunu anlıyoruz ki, bir Dafa uygulayıcısı olarak, eğer biz xinxing’imizi yükseltirsek, aslında Shifu hep büyük borcumuzu küçültecek ve o küçük borcu silecekti. Önemli olan bizim yükselmeyi istememiz gerekir, doğru düşünceye sahip olmalıyız ve Fa ilkelerine göre kendi içimize bakarak aramamız gerekir.

Shifu’nun Zhuan Falun içinde söylediği gibi, “Herkesin bildiği gibi bizim uygulama metodumuz xiulian uygulamasında sıradan insan toplumundan uzak durmaz ve ayrıca kişisel anlaşmazlıklardan kaçınmaz veya kaçmaz. Sıradan insanların bu karmaşık ortamı içerisinde temiz fikirli olmalı ve çıkarlarınız karşısında bile bile kaybetmelisiniz. Bir çıkarınız başkaları tarafından alındığında, gidip başkaları gibi onun için yarışıp savaşmayacaksınız. Farklı xinxing müdaheleleri ile kaybederek, acı çekeceksiniz. Bu zor çevre içerisinde iradenizi güçlendirecek ve xinxing'inizi yükselteceksiniz. Sıradan insanlardan gelen farklı kötü düşüncelerin tesiri altında yükselebilecek ve her şeyin ötesine geçebileceksiniz.” Benim kavradığıma göre, kişi ancak bile bile kaybeder ve acı çekerse gerçek anlamda borçlarını ödeyebilir ve karmayı yok edebilir. Bu bile bile kaybetmek, sadece ekonomik veya para bakımından kaybetmek değildir. Bazen zihin, yüz, özsaygı ve onur üzerinde bile bile kaybetmesi gerekir. Bu ise oldukça zordur. Aynı zamanda, kişinin kendi takıntıları da bulması gerekir. Aslında, bir uygulayıcı kaybettiğini ve acı çektiğini düşünürken, o zaman onun hala sıradan insan düşüncesi var demektir. Çünkü eğer gerçekten Shifu’nun Fa ilkelerini anladıysa, o zaman kendisinin kaybettiği ve acı çektiği bir düşünce kesin yoktur. Bir uygulayıcı için bile bile kaybetmek ve acı çekmek çok iyi bir şey midir? Böyle bir şey istediğin zaman gelebilir mi? Bir uygulayıcı olarak, ilk önce karmayı yok etmesi gerekir, ancak karma yok edildikten sonra kendini geliştirebilir ve seviyesi yükselebilir. Yani karma yok etmek bir temel ve esastır. İşte bu yüzden, Shifu defalarca bizi, kendimize bir uygulayıcı olarak davranmamız ve her şeyi Fa’ya göre yapmamız için uyardı. Biz nasıl bunu sürekli ihmal edebiliriz ki?

İyilik eden iyilik bulur, “Evrende ‘Kayıp yoksa kazanç yoktur’ denen bir ilke vardır. Kazanmak için kişi kaybetmek zorundadır. Kaybetmek istemezseniz, kaybetmeye zorlanırsınız.” (Zhuan Falun’dan)

Bu boyutta bize verilen olayların hepsi labirenttir, amacı sadece bu labirent içinden çıkıp çıkamayacağımızı görmektir ve bu kritik bir konudur. Shifu, ancak kendimize karşı katı olursak gong’umuzun yükselebileceğini söyledi. Xiulian uygulamak bizim, gong ise Shifu'muzun elindedir, eğer yükselmek istersek, o zaman uygulamada gayretle ilerlemek için çabalamalı ve Shifu’nun öğrettiklerine göre kendimize karşı katı olmalıyız.

Çince metin: http://www.zhengjian.org/node/116171

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.