26 Nisan 2008 sabahı, kız kardeşim beni ziyarete geldi. Onunla sohbet etmeye başlar başlamaz midemde birdenbire sancı hissetmeye başladım ve sancıdan dolayı sürekli kusmak istedim. Hemen Fa-Zhen-Nian (Doğru Düşünceler Yollama) yaptım ve ardından elimi midemin üzerine bastırarak sancıyı aşağıya itmeye çalıştım. Kısa bir süre sonra, sancı karnıma geçti ve sancı o kadar şiddetli oldu ki oturamaz bir duruma geldim. Yattıktan sonra, içimden durmadan Fa-Zheng-Nian yaptım, fakat işe yaramadı. Bu durumda olmama rağmen, hiç ses çıkartamadım, çünkü kocam 1999 yılında zulüm başladığından beri uygulamamı desteklemiyordu.
Ertesi sabah, kocam beni hastaneye götürmek istedi. Bir şey olmaz dedim ama kabul etmedi, çünkü kocam Falun Gong’un insanın sağlığını geliştirdiğine inanmıyordu. Hastanedeki muayenenin sonucu Bağırsak Tıkanması teşhisi kondu. Doktorlar gecikmeden hemen ameliyat olmam gerektiğini, yoksa sonucun felaket olabileceğini söylediler.
Reddettim ve evime döndüm. Aşağı kattaki komşularım sonucu duyduktan sonra, peş peşe bana geldiler ve herkes mutlaka ameliyat olmam gerektiğini, yoksa çok tehlikeli olacağını hatta ölebileceğimi bile söylediler. Biri kendi annesinin aynı hastalığı yakalandığını, fakat hastaneye bir gece geç gittiği için ertesi gün bağırsağı yaklaşık üç metre kesilmiş. Bir başka komşum, bu hastalık için ameliyat olmak da tehlikeli ve kolayca iltihap kapabileceğimi söyledi. Bunları duyunca, zihnim birazcık sallandı. Kocam bu lafları dinledikten sonra oldukça korktu ve beni hemen ameliyat olmam için hastaneye götürmek istedi. Kocamın kaygılandığını görünce, birden bir uygulayıcı olduğumu hatırladım. Evet, bu kadar sene uygulama yaptım, eğer hastaneye gidip ameliyat olursam, o zaman uygulamam boşa gitmez mi? Vücudumda bir rahatsızlık varken gidip doktorlardan çözüm istersem, o durumda kendime sıradan bir insan olarak davranmış olmaz mıyım? Kocama kararlı bir şekilde, “Problem yok, ben kesinlikle iyi olacağım.” diye karşılık verdim.
Evime geldikten sonra, bir uygulayıcı arkadaşıma telefon edip durumumu anlattım. O, kendimi gerçekten bir uygulayıcı olarak gördüğüm müddetçe hiçbir problemin olmayacağını söyleyerek beni yüreklendirdi. Bana olaya doğru düşüncemle bakmam ve içime iyice bakıp aramam gerektiğini söyledi. Arkadaşımın söyledikleri beni cesaretlendirdi. Ben içtenlikle Shifu’ya bana yardım etmesi için yalvardım ve kararlı bir şekilde “Her şeyimi Shifu’ya emanet ediyorum, gidiyor ya da kalıyorum tamamıyla Shifu karar verecek.” O arada başka bir uygulayıcı arkadaşım da benimle deneyimini paylaştı. Durumumu asla hastalık olarak kabul etmemeyi ve hiçbir şey olmamış gibi hareket ederek yapmam gereken işleri yerine getirmem gerektiğini kavradım. O gün öğleden sonra, elimdeki gerçeği açıklayan materyalleri alıp bir uygulayıcı arkadaşımla dışarı dağıtmak için çıktım ve akşam eve dönene kadar karnımda hiç sancı hissetmedim.
Ertesi sabah egzersizleri yaparken, karnım yine acımaya başladı. Ben içimden Shifu’ya, “Ben sadece Shifu’nun ayarladığı yolda yürüyeceğim, her şeye Shifu karar verecek.” diye tekrarladım. İki gün boyunca, yoğun bir şekilde Fa’yı çalışmamın yanı sıra, defalarca içime bakıp aradım ve bir yığın takıntı buldum. Shifu’nun Fa resminin önünde, bulduğum takıntılarımın hepsini bırakacağıma söz verdim. Üçüncü gün sabahtan akşama kadar bütün gün dışarıda bir uygulayıcı arkadaşımla beraber gerçeği açıklayan materyaller dağıttım. Akşam evime döner dönmez, büyük tuvaletimden bir hayli beyaz irin gibi bir şey çıktı ve ondan sonra bir daha karnımda herhangi bir sancı hissetmedim. Merhametli Shifu vücudumdaki kötü şeylerin hepsini temizledi. Daha sonra bir şey daha kavradım ki, karımda sancı başladıktan sonra, kocama birkaç gün sonra geçecek demiştim ve hemen o anda “hastalık” durumumu reddetmedim, işte bunun yüzünden durumum birkaç gün ertelendi.
Buna benzer bir olayı geçen sene bir daha yaşadım. Geçen yaz, ayak parmağımda iki tane nasır çıktı. Ben herkesin yaptığı gibi makasla onları kesip halletmeye çalıştım, fakat iyileşmedi ve her defa kestikten sonra hep bir veya iki gün boyunca kanama devam ediyordu. Bir gün banyodan sonra tekrar makasla onları keserken, aklıma birden Shifu’nun Zhuan Falun kitabında söylediği bir cümle geldi, “Bir insan vücudu hasta olmamalıdır ve hastalanması anormal bir durumdur. Ve Falun, bu anormal durumu düzeltebilir.” Bu durumda ayağımdaki nasırların da anormal bir durum olduğunu anladım ve bu halde onlarla ilgilenmemem gerekir, çünkü eğer onları bir hastalık olarak görmezsem ve kendime bir uygulayıcı olarak davranırsam, Shifu’nun bana yerleştiği Falun otomatik olarak onları düzeltecek diye düşündüm ve o günden itibaren bir daha onlarla ilgilenmedim. Birkaç gün sonra banyo yaptıktan sonra ayak parmağıma baktığımda, parmağımda izi bile kalmamıştı, tertemizdi. Dafa gerçekten inanılmaz derecede mucizevî ve başıma gelen bu iki olay hakikaten beni şaşırttı.
Yukarıda şahsen yaşadığım olaylardan şunu anladım ki, bir uygulayıcı olarak vücudumuzda herhangi bir rahatsızlık veya sahte “ağır hastalık” görüntüsü ortaya çıkarsa, aklımızdaki doğru düşünce herşeyden daha önemli, çünkü zor durumda çıkan düşünce doğrudan bizim Shifu’ya ve Dafa’ya ne derece inandığımızı belirlenir. Üstelik kendimizi bir uygulayıcı olarak mı yoksa sıradan bir insan olarak mı gördüğümüze dair ciddi bir meselesidir.
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2013/1/14/一次解体病魔的经历-266655.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.