Cheng Hao, Song Hanedanlığının Yeni-Konfüçyanizm’in Kurucusu (Resimleyen: Blue Hsiao / Epoch Times) |
Cheng Hao (1032 -1085), Song Hanedanlığındaki bir yeni-Konfüçyüs filozofuydu. Onun başarıları sadece akademik alanla sınırlı değildi, daha da önemli olanları ahlak, yönetim, öğrenme ve davranışlardaydı. Onun ilkeleri, temel güç ve evrensel yasayı izlemek, tüm canlıları sevmek ve ahlak prensiplerine uymaktı. O, eğitimin amacının insanları geliştirmek ve azizlerin erdemlerini teşvik etmek olduğunu belirtti.
Cheng Hao 24 yaşında, imparatorluk kamu hizmet sınavını kazandı ve birkaç yerde görev yaptı. Onun idarisi altındaki bölgelerde sıradan insanlara kendi aile üyeleriymiş gibi değer verdi ve eğitimin önemini vurguladı. Onun “Halkın acıları benim acımdır” sözü, insanlara derin dikkatinin canlı bir göstergesidir. O, insanlar tarafından geniş çapta saygı duyuldu ve sevildi.
Cheng Hao sulh yargıcı iken, bir defasında nehrin kenarında tekne sahiplerinden zorla para alan bir çetenin üyelerini yakaladı. Bu çete üyeleri eğer istedikleri parayı vermek kabul edilmezse önce tekneleri soyuyor, ardından onları ateşe veriyorlardı. Cheng Hao, yaptığı araştırma sonucu, bu çete üyelerinin soygun işlerine girmeden önce geçimlerini sağlayacak bir yoldan yoksun bırakıldıklarını keşfetti. Dolayısıyla Cheng Hao, onları affetti ve onlara tekneleri çekme işi ayarladı.
Başka bir olayda Chen, mahkemede bir daha asla hırsızlık yapmayacağına dair yemin eden bir kişiyi affetti. Daha sonra bu kişi bir suç işledi ve tekrar yakalandı. Kendi yanlış eyleminden utandığından, bu kişi mahkemeye getirilmeden önce intihar etti.
Cheng Hao eğitimi teşvik etmek için yönettiği bütün köylerde okullar kurdu ve boş zamanlarında okullara gidip çocuklara ders verdi. Cheng Hao’nun yönetimi altında, idari bölgelerde soygun ve kavga olayları son buldu ve eğitimli insanların sayısı oldukça arttı. İnsanlar birbirine nazik ve saygılı bir şekilde davrandılar.
Bir sene yaşanan sel yüzünden nehirdeki set patladı ve pirinç tarlalarını ciddi şekilde tehdit edildi. Cheng Hao setin güçlendirilmesi için derhal insanları çağırdı. O zaman, yüksek rütbeli bir hükümet yetkilisinin onayı alınmadan halkı bir araya toplamak isyan olarak kabul edilip, çok ciddi cezalarla sonuçlanıyordu. Asistanı bunun bir risk olduğunu belirtti ama Cheng, “Bizim bunu rapor edip, onayını beklemek için zamanımız yok. Ben insanların yararını kendimden önce koymalıyım.” diye cevapladı. Ertesi sene yerel halk büyük bir hasat elde etti. Daha sonra Cheng Hao başka bir görev için oradan ayrılırken, yerel halk büyük bir saygıyla sınıra kadar tüm yol boyunca ona eşlik etti.
Cheng tartışmalı “Yeni Politikalar/Yasalar” reformu sırasında farklı görüşlerinden dolayı görevinden alındı. Memleketine döndü ve felsefe çalışmaları ve eğitim üzerine odaklandı. Onun felsefesi “li (lee olarak telaffuz edilir)” –Budizm ve Taoizm ile bazı benzerlikler taşıyan, her şeyin bir hakikat ile doğduğu evrensel yasaya odaklanmaktadır. Ama ne yazık ki, bu yazıları çok azı günümüze kadar kalmayı başardı.
Cheng derslerinde ahlak kuralları konusunda hep örnekler verdi. Bir öğrenci üç ay öğrenmek için onun okuluna geldi. Memleketine döndükten sonra ona Cheng’in nasıl biri olduğu sorulduğunda, öğrenci şöyle dedi: “Ben tıpkı ilkbahar rüzgârı altında üç ay oturmuş gibiydim.” Ardından Cheng’ın insanlara cana yakın ve samimi şekilde davrandığını, çok sabırla ve sempatik bir şekilde öğrencileri yönlendirdiğini anlattı. Öğrencileri, ondan elde ettikleri en büyük faydayı, adeta ılık bahar esintisinde banyo yapmak olarak tanımladılar.
Cheng Hao, saf hakikat olan li’nin kavraması için saf düşünce ve iç gözlemi savunmaya çalıştı. O her zaman sakin kalmaya ve maddi şeylere sahip olmaktan uzak durmaya çalıştı. Hayatı boyunca, bu maneviyatı geliştirmeye çalıştı ve namuslu, kendine hâkim ve tüm canlıları seven bir hayat yaşadı. O, kardeşi Cheng Yi ile beraber Song Hanedanlığının yeni-Konfüçyanizm’in kurucuları olarak kabul edildi.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.