Önsöz
Yaklaşık 38 yaşında olan bayan Zhang Fuzhen, Pinghu şehrindeki Xianhe Parkı’nın bir çalışanıdır. Kasım 2000’de Falun Gong için başvuruda bulunmak amacıyla Pekin’e gitmiştir ve daha sonra otoriteler tarafından zorla alıkonulmuştur. Olayı bilen insanlara göre polis, Zhang Fuzhen’i çırılçıplak soyarak ve kafasını kazıyarak işkence etmiş ve aşağılamıştır. Onu bir yatağa kolları ve bacaklarından gergin bir şekilde bağlamış ve bu yüzden Fuzhen’i tuvaletini yatağa yapmak zorunda bırakmıştır. Daha sonra polis ona bilinmeyen zehirli bir ilaç enjekte etmiştir. İğneden sonra o kadar acı çekmiştir ki neredeyse delirecek duruma gelmiştir. Ölene kadar yatakta büyük bir acı içinde mücadele vermiştir. 610 Ofisi’nin yerel memurları bütün bu sürece tanıklık etmişlerdir (Clearwisdom web sitesindeki 23 Temmuz 2004 tarihli bir haberden). [1]
Heilongjiang Eyaleti’nden Wanija Mecburi Çalışma 34 yaşındaki bayan Yang Lirong, Beimen Caddesi, Dingzhou Şehri, Boading Bölgesi, Hebei Eyaleti’ndendir. Falun Gong’u savunduğu için ailesi polis tarafından sık sık korkutulup gözdağı verilmiştir. 8 Şubat 2002’de polisin gece evlerini basması sonrasında, bayan Yang’ın Standartlar ve Meteoroloji Bürosu’nda şoför olan kocası çok sarsılmış ve işini kaybedeceği korkusuyla yaşamaya başlamıştır. Otoritelerin kendisine yaptığı büyük baskıya dayanamamıştır. Ertesi sabah, anne-babasının evden çıkmasını fırsat bilerek karısını boğazını sıkarak öldürmüştür. Hemen sonra, olayı otoritelere bildirmiş ve polis aceleyle bayan Yang’ın hala sıcak olan cesedi üzerinde otopsi yapmak için olay yerine koşmuştur. Organları hala sıcakken ve kanı fışkırırken bedeninden pek çok organı çıkartmışlardır. Bir Dingzhou Kamusal Güvenlik Bürosu çalışanı “Bu otopsi değil, diri diri kesmektir!” demiştir. (Clearwisdom web sitesindeki 25 Eylül 2004 tarihli bir haberden). [2]
Kampı’nda, 7 aylık hamile olan bir kadın bir direğe asılmıştır. İki eli de, direğe bağlanmış bir makaraya asılmış kaba bir halatla bağlanmıştır. Ayaklarının altındaki tabure alınmış ve havada asılı kalmıştır. Direk yerden 3 - 4 metre (10–12 ayak) yüksektedir. Halat makaraya geçirilmiştir ve bir ucu hapishane gardiyanlarınca tutulmaktadır. Gardiyanlar halatı çektiğinde kadın havada asılı kalmaktadır; halatı serbest bıraktıklarında da hemen yere düşmektedir. Bu hamile kadın bebeğini düşürene kadar acı dolu bir işkenceye maruz kalmıştır. Daha da acımasız olanı, kocası karısına işkence edilmesini izlemeye zorlanmıştır. (Minghui web sitesindeki 15 Kasım 2004 tarihli bir haberden, Wanija Mecburi Çalışma Kampında 100 günden fazla işkence gören bayan Wang Yuzhi ile bir ropörtaj ). [3]
Bu ürkütücü trajediler günümüz modern Çin’inde meydana gelmiştir. Vahşice zulmedilenler Falun Gong uygulayıcılarıdır ve son beş yıldır süregelen kovuşturma sürecinde yer alan sayısız işkence vakalarından yalnızca bir kaçıdır.
1970’lerin sonlarında Çin’in ekonomik reformlara başlamasıyla, ÇKP uluslararası alanda olumlu, liberal bir imaj çizmeye çalışmaktadır. Fakat, son beş yılda Falun Gong’a yapılan kanlı, irrasyonel, yaygın, şiddetli ve acımasız kovuşturma bir kez daha ÇKP’nin gerçek yüzünün uluslararası alanda görülmesini ve ÇKP’nin insan hakları siciline kara bir leke olarak yazılmasını sağlamıştır. Çin’de genel olarak halk, ÇKP’nin gelişme ve ilerleme aldatmacasının altında, Çin yasal sistemi ve yasa uygulamaları tarafından işlenen zulümleri polisin düşük ahlakına bağlamaya alışmıştır. Fakat, Falun Gong’a yapılan vahşi, sistematik kovuşturma Çin toplumunun her katmanına uygulanmış ve gelişmiş insan hakları illüzyonunu tamamen yerle bir etmiştir. Pek çok insan şimdi, böyle kanlı ve çirkin bir kovuşturmanın Çin’de nasıl meydana geldiğini düşünüp taşınmaktadır. Sosyal düzen yirmi yıl önceki Büyük Kültür Devrimi kaosundan sonra dengesini bulmuştur. Neden Çin başka bir kabus gibi olaylar döngüsünün içine girmiştir? Neden “Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü” ilkelerini savunan ve dünyada 60’dan fazla ülkenin onayladığı Falun Gong başka bir yerde değil de Çin’de kovuşturulmaktadır? Bu kovuşturmada, Jiang Zemin ve ÇKP arasındaki ilişki nedir?
Jiang Zemin hem yetenek hem ahlaksal bütünlükten yoksundur. ÇKP gibi kıyımlar ve yalanlara dayalı, ayarı iyi yapılmış bir şiddet makinesi olmadan, bütün Çin’e yayılan ve hatta deniz aşırı bölgelere ulaşmış bu soykırımı başlatmaya kadir olamazdı. Benzer olarak ÇKP de, Jiang Zemin gibi kendi yoluna sahip olmaya kararlı ve öz-iradeli bir diktatörün yardımı olmadan genel tarihsel eğilimlere ve ÇKP’nin son yıllardaki ekonomik reformları ve dünyayla temas etmeye çalışmaları sonucunda yaratılmış çevreye aykırı gidemezdi. Jiang Zemin ve ÇKP’nin kötü hayaletinin arasındaki gizli anlaşma ve tınlama, kovuşturmanın berbatlığını eşi görülmemiş bir seviyeye yükseltmiştir. Bu aynı bir dağcının ekipmanlarının çıkardığı sesin birikmiş kar üzerinde tınlamasıyla oluşan çığ ve onun doğurduğu feci sonuçlara benzemektedir.
I. Benzer Geçmişler Aynı Bunalım Hissini Doğurur
Jiang Zemin dur durak bilmeyen 1926 yılında doğmuştu. ÇKP’nin kanlı tarihini silmesi gibi, Jiang Zemin de Parti ve Çin halkının önünde, kendi Çin’e ihanet tarihini örtmüştür.
Jiang Zemin’in 17 yaşında olduğu yıl, dünya çapındaki Anti-Faşist savaş tam gaz devam etmekteydi. Yurtsever gençlik, Çin’i korumak ve Japonya’yla savaşmak için birbiri ardına cepheye giderken Jiang Zemin 1942 yılında, Japonya kontrolündeki Nanjing’de Wang Jingwei’nin kukla rejimi tarafından kurulmuş Merkez Üniversitesinde yüksek öğrenim görmeyi seçmişti. Çeşitli kaynakların yaptığı araştırmalara göre gerçek neden, Jiang Zemin’in biyolojik babası Jiang Shijun’un, bir zamanlar Japonya’nın Çin’i istilası sırasında Jiangsu Eyaletini işgal etmesinden sonra Japon ordusunun anti-Çin propaganda bölümünde yüksek rütbeli bir memur olmasıdır. Jiang Shijun Çin için gerçekten bir vatan hainidir.
İhanet ve döneklik anlamında, Jiang Zemin ve ÇKP aynıdır: Onlar masum insanları pervasızca öldürmeye cüret edecek kadar, Çin halkı için duygu ve sevgi yoksunudurlar.
ÇKP’nin sivil savaşı kazanmasından sonra, kendi zenginliğini ve mevkisini arttırmak için ÇKP’nin içine süzülmek maksadıyla, ÇKP’ne genç yaşta katılmış ve daha sonra haydutlar tarafından vurularak öldürülmüş olan amcası Jiang Shangqing tarafından evlat edinildiği ve büyütüldüğü yalanını uydurmuştur. Bu uydurulmuş aile geçmişi sayesinde, sadece birkaç yıl içinde düşük rütbeli memurluktan Elektronik Endüstrisi Bakan Vekilliği’ne terfi ettirilmiştir. Jiang’ın terfisi onun yeteneğine değil de kişisel bağlantıları ve kayırmalara bağlıdır. Şanghay Şehri’nin ÇKP Sekreterliği görevini yürütürken, Jiang Zemin Bahar Festivali için her yıl Şanghay’a gelen Li Xiannian ve Chen Yun [7] gibi ÇKP’nin önde gelen isimlerine yaranmak için hiçbir fırsatı kaçırmamıştır. Hatta Şanghay Şehri’nin Parti Sekreteriyken Li Xiannian’a doğum günü pastasını vermek için saatlerce yoğun karın içinde ayakta beklemiştir.
1989’daki Tiananmen Meydanı Katliamı, Jiang Zemin için başka bir dönüm noktasıdır. Liberal bir gazete olan The World Economic Herald’ı sindirerek, Halkın Kongresi lideri Wan Li’yi ev hapsinde tutarak ve katliama destek vererek, ÇKP’nin Genel Sekreteri olmuştur. Hatta katliam gerçekleşmeden önce, Jiang Zemin, Deng Xiaoping’e öğrencilere karşı “sağlam önlemler” alınmasını talep eden; aksi halde “ulusa ve Partiye boyun eğdirilmiş olacağını” bildiren gizli bir mektup göndermiştir. Son 15 yıl boyunca, Jiang vahşi bir bastırma politikası uygulamıştır ve bütün muhalifleri ve bağımsız düşünceye sahip grupları, “en önemli öncelik olan istikrar” adına öldürmektedir.
1991’de Rusya ve Çin ortak sınırlarının haritasını çıkartmaya başlamalarından itibaren Jiang Zemin, Tsar ve eski Sovyetler Birliği tarafından Çin’e yapılan saldırıların sonuçlarını tümüyle tanımış ve Aigun Antlaşması’ndan itibaren Rusya ve Çin arasındaki bütün eşitsiz antlaşmaları tamamen kabul etmiştir. Böylece bir milyon kilometre karelik alanı kaplayan Çin toprakları onun yüzünden kalıcı olarak kaybedilmiştir.
Jiang Zemin, aslında Çinli bir vatan haininin en büyük oğlu olması gerçeğine rağmen kendisine bir ÇKP şehidinin yetimi süsünü verdiği kişisel tarihiyle, ÇKP’nin düzenbazlık örneğini kişisel olarak takip etmiştir; “4 Temmuz” katliamına verdiği destekle ve demokratik hareketleri ve dini inançları bastırmasıyla, ÇKP’nin öldürme pratiğini kişisel olarak benimsemiştir; eskiden ÇKP’nin Komünist Enternasyonel’in Uzak Doğu şubesi olarak Sovyetler Birliği’nin buyruğu altında olması gibi, şimdi Jiang Zemin Çin topraklarını rahatça paylaştırmaktadır; ihanet konusunda ÇKP’nin tipik uygulamalarını sergilemektedir.
Jiang Zemin ve ÇKP benzer utanç verici köklere ve tarihe sahiptir. Bu sebeple, ikisi de güçlerini kaybetme konusunda şiddetli bir güvensizlik hissini paylaşmaktadır.
II. Jiang Zemin ve ÇKP “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” den Eşit Şekilde Korkmaktadır
Uluslararası komünist hareket tarihi milyonlarca insanın kanıyla yazılmıştır. Neredeyse her komünist ülke eski Sovyetler Birliği’nde Stalin’in karşı-devrimi bastırmasına benzer bir süreç yaşamıştır. Milyonlarca ya da hatta on milyonlarca masum insanın kanı dökülmüştür. 1990’larda eski Sovyetler Birliği dağılmış ve Doğu Avrupa şiddetli değişimler geçirmiştir. Komünist Blok hakimiyet alanının yarıdan fazlasını bir gecede kaybetmiştir. ÇKP bundan ders almış ve bastırma politikasını bırakmanın ve insanlara serbest konuşma hakkı vermenin kendi sonunu hazırlamakla aynı anlama geldiğini fark etmiştir. Eğer insanların özgürce konuşmalarına izin verilirse, ÇKP kanlı eziyetlerini nasıl örtbas edecektir? Aldatıcı ideolojisini nasıl gerekçelendirecektir? Bastırma politikası terk edilir ve halk korku ve tehditler olmadan yaşarsa, komünizmden farklı bir yaşam tarzı ve inanç seçmeye cesaret etmez mi? O zaman, Komünist Parti yaşamını sürdürebilmesi için elzem olan sosyal temeli nasıl sağlayacaktır?
ÇKP, yüzeysel değişiklikler yapmış olsa dahi özsel olarak aynı kalmıştır. “4 Temmuz” katliamından sonra, Jiang Zemin “dengesiz faktörleri henüz embriyo aşamasındayken ortadan kaldırmayı” haykırmıştır. Aşırı derecede korkmuş bir şekilde, hiçbir zaman topluma yalan söylemeyi bırakmayacağını ve tamamen hareketsiz kalana kadar halkı sindirmeye devam edeceğini söylemiştir.
Falun Gong bu dönemde Çin’e girmiştir. Başlangıçta, pek çok kişi Falun Gong’a bir tür qigong [8] yani insanları sağlıklı ve formda tutmak için özel olarak ortaya konan güçlü bir yetenek olarak bakmıştır. Daha sonra, insanlar Falun Gong’un özünün beş kolay egzersizden ibaret olmadığını yavaş yavaş fark etmişlerdir. Falun Gong’un özü “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” ilkelerine dayanarak insanlara daha iyi olmayı öğretmektir.
Falun Gong “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü”yü Öğretir; Komünist Parti “Yalancılık, Nefret ve Mücadele” yi Aşılar
Falun Gong sadece doğruyu söylemeyi ve doğru şeyler yapmayı kapsayan “Doğruluğu” yüceltir. ÇKP ise insanların beyinlerini yıkamak için yalanlara başvurur. Eğer herkes doğruyu söylemeye başlarsa, toplum ÇKP’nin Sovyetler Birliği’ne yağ çekerek, öldürerek, kaçırarak, uygun olduğunda kaçarak, afyon ekerek, Japon istilasına karşı savaşmanın nedenini gizleyerek ve buna benzer yollar kullanarak nasıl büyüdüğünü öğrenecektir. ÇKP bir keresinde “Hiçbir önemli şeyin yalanlar olmadan başarılamayacağını” iddia etmiştir. ÇKP iktidara geldikten sonra, birbirini izleyen politik hareketler başlatmıştır ve sayısız kanlı borca girmiştir. Doğruluğu yüceltmek bu yüzden ÇKP’nin sonunu kesin olarak getirecektir.
Falun Gong bütün koşullarda ilk önce başkalarını düşünmeyi ve başkalarına karşı nazik olmayı içeren “Merhamet”i yüceltir. ÇKP ise her zaman “acımasız mücadele ve merhametsiz kısıtlamayı” savunmuştur. ÇKP’nin kahraman modeli Lei Feng bir keresinde, “Düşmanlarımıza keskin kış kadar soğuk bir şekilde merhametsizce davranmalıyız” demiştir. Gerçekten ÇKP sadece düşmanlarına değil, kendi üyelerine bile bundan daha iyi bir davranış göstermemiştir. Komünist Parti’nin kurucuları, en yüksek kumandanlar, mareşaller hatta bir devlet başkanı, hepsi kendi partilerince merhametsizce sorgulanmışlar, vahşice dövülmüşler ve berbat bir şekilde işkence görmüşlerdir. “Sınıf düşmanları” denilenlerin kıyımı o kadar vahşicedir ki insanın tüylerini diken diken etmektedir. Eğer “merhamet” toplumda baskın olsaydı, Komünist Parti tarafından başlatılan “kötülüğe” dayalı kitle hareketleri hiçbir zaman gerçekleşemezdi. Komünist Manifesto “şimdiye dek varolan toplumların tarihi sınıf mücadelesinin tarihidir” der. Bu, Komünist Partinin tarih ve dünya kavramını temsil etmektedir. Falun Gong, çatışma karşısında bir kişinin kendi eksiklerini görebilmesi için kendi içine bakmasını yüceltir. Bu içebakışsal ve kendini dizginleyen bakış açısı ÇKP’nin mücadele ve saldırı felsefesinin tamamen zıttıdır.
Mücadele, Komünist Partinin politik güç kazanması ve yaşamını sürdürebilmesi için en önemli aracıdır. Komünist Parti düzenli olarak kendisini yenilemek ve “devrimci savaş ruhunu yeniden yaşamak” amacıyla belli bir grup insanı sindirmek için politik hareketler başlatmaktadır. Halkın korkusunu güçlendirmek ve yenilemek, bu sayede iktidarı sürdürmek için süreç, şiddet ve yalanlarla tekrar edilmiştir.
İdeolojik bakış açısından, Komünist Partinin yaşamını sürdürmek için dayandığı felsefe, Falun Gong’un öğrettiklerinin tamamen zıttıdır.
ÇKP Politik Gücünü Sürdürmek İçin Halkın Korkusuna Bel Bağlarken, Dürüst İnançlara Sahip Kişiler Korkusuzdur
Hakikati anlayan insanlar korkusuzdur. Hıristiyanlık yaklaşık 300 yıldır zulüm görmektedir. Bir çok Hıristiyan kafası uçurularak, yakılarak ya da boğularak öldürülmüş hatta aslanlara yedirilmiştir, fakat Hıristiyanlar inançlarından vazgeçmemişlerdir. Tarihte Budizm, Dharma sorununu yaşadığında, Budistler de benzer bir tavırla sadakatlerini sürdürmüşlerdir.
Ateistlerin propagandası insanları cennet ya da cehennemin olmadığına ve karmik adaletin olmadığına inandırmayı amaçlar, böylece insanlar artık vicdanları tarafından engellenmeyecektir. Bunun yerine, bu dünyanın gerçeği olan zenginlik ve rahata odaklanacaklardır. Bundan sonra insan doğasındaki zayıflık yönlendirilebilecek, gözdağı ve baştan çıkartma insanları tamamen kontrol altına almak için kullanılabilecektir. Fakat, güçlü inançları olanlar yaşam ve ölümün içinden geçerek göreceklerdir. Laik dünyanın illüzyonları onları etkilemeyecektir. Onlar dünyevi hayatın baştan çıkartmalarını ve yaşamlarına olan kasıtları önemsemeden yaşayacaklar ve böylece Komünist Partiyi onları yönlendirme çabalarında güçsüz kılacaklardır.
Falun Gong’un Yüksek Ahlak Standartları ÇKP’ni Utandırır
1989’daki “4 Temmuz” katliamından sonra, ÇKP’nin ideolojisi tamamen iflas etmiştir. Ağustos 1991’de eski Sovyetler Birliği Komünist Partisi çökmüş, bunu Doğu Avrupa’daki şiddetli değişimler izlemiştir. Bu, ÇKP’ne çok büyük bir korku ve baskı getirmiştir. Yönetiminin meşrutiyeti ve hayatta kalmasının olasılığı, hem yurtta hem de yurtdışında büyük krizlerle karşı karşıya kaldığı için, daha önce eşi görülmemiş bir meydan okumayla yüz yüze gelmiştir. Böyle bir durumda ÇKP, üyelerini Marksizm, Leninizm ve Maoizm gibi başlangıçtaki öğretilerle birleştirememiştir. Bunun yerine, Parti üyeliğine bağlılık yerini tam bir ahlaksızlığa bırakmıştır. Diğer bir deyişle, her kim Partinin yolundan giderse yolsuzluk ve zimmetine para geçirme yoluyla kişisel çıkarlar elde etmesine izin verilir, bu parti üyesi olmayanlar için olanaksız bir menfaattir. Özellikle 1992’deki Deng Xiaoping’in Güney Çin gezisinden sonra [6], hükümet görevlilerinin emlak ve borsa piyasasındaki vurgun ve yolsuzlukları Çin’de doğal, özgür ve kontrolsüz bir hal almıştır. Yasadışı ikinci eşler ve kaçakçılık her yerdedir. Pornografi, kumar ve uyuşturucu bütün Çin’e yayılmıştır. Komünist Parti’de tek bir iyi insan bile olmadığını söylemek haksızlık olsa da, toplumun geneli Parti’nin ahlaksızlık karşıtı çabalarına olan güvenini çoktan yitirmiştir ve orta ve yüksek rütbeli hükümet görevlilerinin yarısından çoğunun yolsuzluğa karıştığına inanmaktadır.
Aynı zamanda, “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” ilkelerini hayata geçiren Falun Gong uygulayıcıları tarafından ortaya konan yüksek ahlak standartları toplumun kalbinde sevecenlikle yankı bulmaktadır. Yüz milyondan fazla insan Falun Gong’a ilgi duymuş ve onu uygulamaya başlamıştır. Falun Gong, doğası itibariyle ÇKP’nin haksızlıklarını açığa vuran doğruluğun bir aynasıdır.
ÇKP Falun Gong’un Yayılma ve Yönetilme Yolunu Aşırı Derecede Kıskanmaktadır
Falun Gong’un yayılmasının tek yolu kişiden kişiye ve kalpten kalbedir. Falun Gong esnek bir yönetim biçimine sahiptir, herhangi bir kişi isterse özgürce gelebilir ve gidebilir. Bu, ÇKP’nin katı organizasyonundan çok farklıdır. Katı organizasyonuna rağmen, sadece biçim olarak varolan ÇKP şubelerindeki politik çalışmalar ve grup etkinlikleri haftada bir veya daha sık düzenlenmektedir. Parti üyelerinden çok azı Parti ideolojisiyle uyuşmaktadır. Öte yandan Falun Gong uygulayıcıları dürüst olarak “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” ilkelerini izlemektedirler. Falun Gong’un insanların zihinsel ve fiziksel sağlıklarını geliştirmesine olan güçlü etkisi sayesinde, Falun Gong’u uygulayan insanların sayısı çok hızlı bir şekilde artmıştır. Uygulayıcılar gönüllü olarak Li Hongzhi’nın kitap serisini çalışmışlar ve kendilerini Falun Gong’un gelişmesine adamışlardır. Yedi yıl gibi kısa bir zamanda Falun Gong uygulayıcılarının sayısı sıfırdan 100 milyona yükselmiştir. Onlar sabahları egzersiz yaparken, Falun Gong’un egzersiz müziği Çin’deki neredeyse her parkta duyulabilmektedir.
Komünist Parti Falun Gong’un kitleler için ÇKP ile “yarıştığını” ve onun bir “din” olduğunu söylemiştir. Aslında, Falun Gong’un insanlara getirdiği bir kültür ve yaşam tarzıdır. Atadan kalma bir kültürdür ve Çin halkının çok önceden kaybetmiş olduğu Çin geleneklerinin köküdür. Jiang Zemin ve Komünist Parti, Falun Gong’dan korkmaktadır, çünkü bu geleneksel ahlak bir kere toplum tarafından kabul edildiğinde, hiçbir şey onun süratle ilerlemesinin önünde duramaz. Çin’in geleneksel inançları zorla durdurulmuş ve Komünist Parti tarafından on yıllardır değiştirilmeye çalışılmıştır. Geleneklere dönmek tarihin tercihi olacaktır. Bu, ızdırap ve sıkıntılardan sonra çok geniş bir halk çoğunluğunun seçtiği dönüş yolu olacaktır. Böyle bir seçim şansı verilse, insanlar kesin olarak doğru ve yanlışı birbirinden ayıracaklar ve muhtemelen kötülüğü arkalarında bırakacaklardır. Bu da ÇKP’nin savunduklarının kesin olarak temelden inkarı ve terk edilişi olacaktır. Bu, ÇKP’nin ölümcül zayıflığını derinden sarsacaktır. Falun Gong’u uygulayanların sayısı Parti üyelerinin sayısını geçtiğinde, ÇKP’nin nasıl derin bir korku ve kıskançlık içine gireceği hayal edilebilir.
Çin’de ÇKP toplumun her kesimini bütünsel olarak kontrol etmektedir. Taşrada, her köyde Komünist Partinin şubeleri vardır. Kentsel alanlarda, ÇKP şube büroları semtlerdeki her idari ofiste bulunmaktadır. Orduda, hükümette ve teşebbüslerde Parti şubeleri köklere ulaşmıştır. Mutlak tekel ve özel manipülasyon ÇKP’nin kendi rejimini sürdürmek için kullandığı başlıca önlemlerdir. Çin Anayasası bu olayı yumuşatarak “Partinin liderliğinde ısrar etmek” olarak adlandırmıştır. Falun Gong uygulayıcıları, öte yandan, “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” yü ilkeleri olarak benimsemeye bariz bir şekilde daha eğilimlidir. ÇKP, bunun Partinin liderliğinin inkarından başka bir şey olmadığını düşünmektedir ki, bu Parti için kabul edilemez bir şeydir.
Komünist Parti Falun Gong’un Tanrı İnancını Komünist Rejimin Meşrutiyetine Bir Tehdit Olarak Görmektedir
Gerçek bir Tanrı inancının Komünist Partiye karşı önemli bir meydan okuma olacağı kesindir. Komünist rejimin meşrutiyeti, sözde “dialektik materyalizm” ve “yeryüzünde cennet” inşa etme arzusuna dayalı olduğu için, sadece “dünyanın öncü kuvveti” olan Komünist Partinin liderliğine güvenebilir. Bu arada, ateizm pratiği Komünist Partinin erdemin, iyinin ve kötünün ne olduğuna dair özgürce yorum yapmasına imkan sağlamıştır. Sonuç olarak, neredeyse ortada konuşulacak ne ahlak ne de iyi ve kötü arasında bir ayrım kalmıştır. İnsanların bütün hatırlaması gereken Partinin her zaman “büyük, görkemli ve doğru” olduğudur.
Fakat, tanrı inancı insanlara değişmeyen bir iyi ve kötü standardı vermektedir. Falun Gong uygulayıcıları doğru ve yanlışı “Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü”ye dayalı olarak yorumlamaktadır. Bu, bariz bir şekilde ÇKP’nin “halkın düşüncesini bir örnek yapmak” için sürekli çabalarını engellemektedir.
Bu analize devam edersek, hala pek çok başka neden vardır. Fakat, yukarıda bahsedilen beş nedenden herhangi biri ÇKP için yeterince öldürücüdür. Aslında, Jiang Zemin de aynı nedenlerden dolayı Falun Gong’u bastırmaktadır. Jiang Zemin kariyerine geçmişi hakkında yalan söyleyerek başlamıştır, bu yüzden doğal olarak “hakikat” ten korkmaktadır. İnsanları sindirerek hızlı bir biçimde başarı ve güç sahibi olmuştur, bu yüzden doğal olarak “merhamet” ten hoşlanmamaktadır. Gücünü Parti içindeki politik mücadeleler yoluyla devam ettirmiştir, bu yüzden doğal olarak “hoşgörü”yü sevmemektedir.
Anlatacağımız küçük bir olaydan Jiang Zemin’in nasıl aşırı derecede dar kafalı ve kıskanç olduğu çıkarılabilir. Zhejiang Eyaleti’ndeki Yuyao İlçesi’ndeki (şu anda bir şehir olarak yeniden sınıflandırılmıştır) Hemudu Kültürel Kalıntıları Müzesi [4] devlet koruması altındaki büyük bir tarihsel ve kültürel mekandır. Başlangıçta, Hemudu Kültürel Kalıntıları Müzesi için imza kitabesini yazan Qiao Shi’dir [8]. Eylül 2002’de, Jiang Zemin müzeyi ziyarete gittiğinde Qiao Shi’nin kitabesini gördüğünde yüzü kararmıştır. Eşlik eden personel, Jiang Zemin’in Qiao Shi’ye katlanamadığını ve Jiang’ın, gittiği her yerde ve hatta Jinan Şehri’ndeki Kamu Güvenliği Bürosu’nun trafik polisi bölümüne ve Zhenghou Şehri’nin Emekli Mühendisler Birliği’ne ziyarete gittiğinde bile bir kitabe yazacak kadar gösteriş yapmayı çok sevdiğini bildiği için gerilmiştir. Müze elemanları dar kafalı Jiang Zemin’e saygısızlık etmeye cesaret edememişlerdir. Sonuç olarak, Mayıs 1993’te, restorasyon bahanesiyle, müze yeniden açılmadan önce Qiao Shi’nin kitabesi Jiang’ınkiyle değiştirilmiştir.
Deng Xiaoping’in Seçilmiş Eserler’inde pratik bilgiler veren “kedi teorisi”[9] varken, Mao Zedong’un “dört bölümlük derin ve güçlü yazmaları” olduğu söylenir. Jiang Zemin beynini o kadar çok yormuştur ki sadece üç cümle ortaya koyabilmiştir, yine de “Üç Temsil” ortaya koyduğunu öne sürmüştür. Bir kitap olarak basılmış ve ÇKP tarafından hükümet organizasyonlarının her seviyesinde tanıtımı yapılmıştır, fakat sadece insanlar kitabı almaya mecbur tutulduğu için satılabilmiştir. Ne var ki, Parti üyeleri az da olsa Jiang Zemin’e saygı duymamıştır. Onun bir şarkıcıyla olan ilişkisine dair, yurtdışına seyahate çıktığında “O Sole Mio” yu söylemesinin utanç verici bölümlerine dair ve İspanya Kralı’nın önünde saçını taradığına dair dedikodular çıkartmışlardır. Sıradan bir sivil olarak doğan Falun Gong’un kurucusu, Bay Li Hongzhi bir konferans verdiğinde, konferans salonu profesörler, uzmanlar ve yurtdışında okuyan Çinli öğrencilerle dolmaktadır. Doktora ve mastır dereceli pek çok insan onun konferanslarını dinlemek için binlerce mil uçmaktadır. Bay Li saatlerce kürsüde etkili bir şekilde konferans verirken, bunu herhangi bir not kullanmadan yapmaktadır. Konferans sonradan kağıda dökülebilmekte ve kitap haline getirilebilmektedir. Bütün bunlar boş, kıskanç ve dar kafalı Jiang Zemin’e dayanılmaz gelmektedir.
Jiang Zemin çok savurgan, şehvetli ve ahlaksız bir hayat yaşamaktadır. Kendisine tahsis esilmek üzere lüks bir uçak satın almak için 900 milyon yuan (110 milyon amerikan dolarının üstünde) harcamıştır. Jiang sık sık kamu fonlarından on milyarlarca yuan’i oğlunun işleri çekmiştir. Bakanlık seviyesinin üstündeki yüksek statülü işlere terfi ettirebilmek için akrabalarını ve yardımcılarını kayırmıştır ve yakın dostlarının yolsuzluklarını, suçlarını örtbas etmek için çaresiz ve aşırı önlemlere başvurmuştur. Bütün bu nedenler yüzünden, Jiang, Falun Gong’un ahlaki otoritesinden ve dahası cennet, cehennem konularından ve iyi ile kötünün aynı şekilde karşılık bulacağı ilkesinden ve Falun Gong’un söylediği gibi bütün bunların aslında doğru olmasından korkmaktadır.
Jiang, ÇKP’deki en büyük gücü elinde tutmasına rağmen, politik başarı ve yetenekten yoksun olduğu için, sık sık ÇKP’nin amansız güç mücadelelerinin ortasında gücünün zorla elinden alınacağından endişelenmektedir. İktidarının “özü” olan statüsü hakkında çok hassastır. Uyuşmazlığı ortadan kaldırmak amacıyla, politik düşmanları Yang Shangkun ve Yang’ın kardeşi Yang Baibing’den kurtulmak için el altından dolaplar çevirmiştir. Komünist Parti Komitesi’nin (KPK) 1997’deki 15.Ulusal Kongresi’nde ve 2002’deki KPK 16.Ulusal Kongresi’nde Jiang, aleyhtarlarını işlerini bırakmaya zorlamıştır. Yine de, öte yandan, kendi işiyle ilgili düzenlemeleri görmezden gelmiş ve koltuğuna yapışmıştır.
1989’da, ÇKP’nin yeni Genel Sekreteri Jiang Zemin hem yerel hem de yabancı muhabirler için bir basın konferansı düzenlemiştir. Fransız bir muhabir, Tiananmen Meydanı’ndaki 4 Temmuz öğrenci hareketine katılması sebebiyle, bir yerden bir yere tuğla taşımak için Sichuan Eyaleti’ndeki bir çiftliğe gönderilen ve yerel köylüler tarafından defalarca ırzına geçilen bayan kolej öğrencisinin hikayesini sormuştur. Jiang “Söylediğinizin doğru olup olmadığını bilmiyorum, fakat o kadın şiddetli bir isyancıdır. Doğru olsaydı bile, o bunu hak etmiştir.” diye cevap vermiştir. Büyük Kültür Devrimi sırasında, Zhang Zhixin[10] hapiste tutulurken çete tecavüzüne maruz kalmıştır ve (gerçeği açığa vurmasını önlemek için) boğazı kesilmiştir. Jiang Zemin muhtemelen onun da bunu hak ettiğini düşünmüştür. Jiang Zemin’in alçakça sapkın zihniyeti ve gaddarlığı kolayca görülmektedir.
Özetle, Jiang Zemin’in diktatörsel iktidar açlığı, acımasızlığı ve “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” korkusu, onun Falun Gong’u sindirmek için mantıksızca bir kampanya başlatmasının nedenleridir. Bu, ÇKP’nin davranış biçimine fazlaca uymaktadır.
III. Jiang Zemin ve ÇKP Birlikte Dolap Çevirmektedirler
Jiang Zemin gösteriş meraklısı olması ve politik entrikalarıyla tanınmaktadır. Yeteneksizliği ve cahilliği iyi bilinmektedir. Kişisel kininden dolayı Falun Gong’u bütün kalbiyle yok etmeye niyetlenmiş, fakat Falun Gong geleneksel Çin kültüründen temellendiği ve geniş sosyal bir temel kazanacak kadar popüler hale geldiği için, bunu çok fazla başaramamıştır. Fakat, ÇKP’nin çalıştırdığı zorbalık mekanizmaları, sayısız politik hareket sayesinde kusursuzlaşarak tam kapasiteyle çalışmaktadır ve ÇKP de Falun Gong’un kökünü kazımayı planlamaktadır. Jiang Zemin, ÇKP Genel Sekreteri olmanın avantajıyla kişisel olarak Falun Gong’a karşı kısıtlamayı başlatmıştır. Jiang Zemin ve ÇKP arasındaki gizli anlaşma ve tınlama, bir dağcının haykırmalarıyla oluşan çığ gibidir.
Jiang, Falun Gong’u resmi olarak yasaklamak için buyruklar vermeden önce, ÇKP Falun Gong’a karşı suçlamalar ortaya atmak için çoktan baskılarını, takiplerini, araştırmalarını ve uydurmalarını başlatmıştır. ÇKP’nin kötü hayaleti içgüdüsel olarak, uygulamanın eşi görülmemiş bir hızda büyümesinden bahsetmeyecek kadar “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” tarafından tehdit edildiğini hissetmiştir. ÇKP’deki gizli kamu güvenliği personeli 1994 gibi erken bir dönemde Falun Gong’un içine sızmış, fakat herhangi bir hata bulmakta başarısız olmuşlardır ve hatta bazıları kararlı bir biçimde Falun Gong’u uygulamaya başlamıştır. 1996’da Guangming Daily qigong’a karşı bir devlet politikası olan “Üç Sınırlama”yı (yani, devletin qigong etkinliklerini “savunmaması, karışmaması veya kınamaması”) çiğnemiş, Falun Gong’un ideolojisini kınayan bir makale yayımlamıştır. Bundan sonra, kamu güvenliği geçmişi olan politikacılar ya da “bilim adamı” unvanlılar sürekli olarak Falun Gong’u bezdirmişlerdir. 1997’nin başlangıcında, Luo Gan, ÇKP’nin Merkez Komitesi’nin Polit ve Adliye Komitesi’nin Genel Sekreteri, gücünün avantajını kullanarak Falun Gong’u yasaklamayı gerekçelendirecek suçlamalar bulmak niyetiyle Kamu Güvenliği Bürosu’na ulusal bir soruşturma yapmalarını emretmiştir. Ülkenin çeşitli yerlerinden böyle bir delilin şu ana kadar bulunamadığı raporlandıktan sonra, Luo Gan, Kamu Güvenliği Bakanlığı’nın Birinci Bürosu aracılığıyla (Polit Güvenlik Bürosu da denir) bir sirküler yayımlamıştır –No. 555- “ Falun Gong Soruşturmasını Başlatmaya İlişkin Bildirge”. Önce Falun Gong’u “şeytansı bir mezhep” olarak suçlamış ve daha sonra polis departmanlarına bütün ülkede Falun Gong’u sistematik olarak soruşturmalarını, gizli personel kullanarak delil toplamalarını emretmiştir. Soruşturmada, onun suçlamalarını destekleyecek hiçbir delil bulunamamıştır.
Kötü hayaletin bir organizasyonu olan ÇKP’den önce, Falun Gong’u kısıtlamaya başlamak için, sindirme mekanizmalarını başlatacak doğru kişiye ihtiyaç vardır. ÇKP’nin başındaki kişinin konuyu nasıl ele aldığı çok önemlidir. Bir birey olarak, ÇKP’nin başkanı hem iyiliği hem de kötülüğü- insan doğasının iki zıt yönü- içinde barındırabilir. Eğer iyi yanını takip etmeyi seçerse, o zaman aşağılık Parti doğasının patlamasını geçici olarak dizginleyebilir; eğer tam tersi olursa, ÇKP’nin şeytansı doğası tam olarak kendini gösterecektir.
1989’daki demokrasi yanlısı öğrenci hareketi sırasında, daha sonra ÇKP’nin Merkez Komitesi’nin Genel Sekreteri olan Zhao Ziyang’ın öğrencileri bastırmak gibi niyeti olmamıştır. Öğrencileri bastırmakta ısrar edenler, ÇKP’ni kontrol eden sekiz parti büyüğüdür. Deng Xiaoping o zaman, “20 yıllık istikrar için 200.000 insanı öldür(eceğiz)” demiştir. “20 yıllık istikrar” denilen şey aslında ÇKP’nin yönetimi altında 20 yıl demektir. Bu fikir ÇKP’nin diktatörlük olma temel amacına uymaktadır, böylece ÇKP tarafından kabul edilmiştir.
Falun Gong konusuna ilişkin, ÇKP Merkez Komitesi’nin Politbürosu’nun Daimi Komitesi’nin yedi üyesinden Jiang Zemin bastırma konusunda ısrar eden tek kişidir. Jiang’ın bahanesi ise “Partinin ve ülkenin hayatta kalması”nın buna bağlı olduğudur. Bu ÇKP’nin en hassas sinirine dokunmuş ve ÇKP’nin mücadeleye olan eğilimini tahrik etmiştir. Jiang Zemin’in kendi kişisel gücünü koruma çabası ve ÇKP’nin tek parti diktatörlüğünü sürdürme çabası ile bu noktada çok iyi birleşmiştir.
19 Temmuz 1999 akşamında, Jiang Zemin ÇKP’nin en yüksek rütbeli görevlilerinin bir konferansına başkanlık etmiştir. Politik gücüyle yasayı umursamamış, kişisel olarak mevcut bütün üyelerin anlayışlarını “birleştirmiş” ve kişisel olarak Falun Gong üzerine güçlü bir engelleme başlatmaya karar vermiştir. Çin hükümeti adına Falun Gong’u yasaklamış ve kamuyu kandırmıştır. ÇKP, Çin hükümeti ve ÇKP’nin çalıştırdığı şiddet mekanizmaları milyonlarca Falun Gong uygulayıcısını ezici bir biçimde sindirmede tam kapasitede kullanılmıştır.
Eğer o zamanki ÇKP Genel Sekreteri Jiang Zemin’den başka biri olmuş olsaydı, Falun Gong’un bastırılması gerçekleşmeyecekti. Bu bakımdan ÇKP Jiang Zemin’i kullanmıştır denilebilir.
Öte yandan, eğer ÇKP alçak, ahlaksız ve vahşi doğasıyla bu kadar çok kanlı borca girmeseydi, Falun Gong’un bir tehdit olduğunu düşünmeyecekti. ÇKP’nin toplumun her kesimi üzerinde tam ve yoğun kontrolü olmadan, Jiang Zemin’in Falun Gong’u sindirme planı organizasyonel ve finansal destek, propaganda desteğini ya da diplomatların desteğini, personel ve ekipman desteğini ya da hapishanelerin, polislerin, Ulusal Güvenlik Departmanı’nın ve ordunun desteğini ya da dinlerin, bilimin ve teknolojinin, demokratik partilerin, çalışanlar birliğinin, Genç Kolordu Komitesi’nin, Kadınlar Birliği ve benzerlerinin desteğini kazanamayacaktı. Bu bakımdan, Jiang Zemin ÇKP’ni kullanmıştır denilebilir.
IV. Jiang Zemin Falun Gong’a Zulmetmek İçin ÇKP’ni Nasıl Kullanmaktadır
ÇKP’nin “bütün Parti üyeliği Merkez Komitesi’ne tabi olmalıdır” organizasyonel ilkesinden faydalanarak Jiang Zemin, ÇKP tarafından kontrol edilen devlet mekanizmasını Falun Gong’a zulmetme hedefine ulaşmak için kötüye kullanmıştır. ÇKP-kontrollü aygıt orduyu, medyayı, kamu güvenliği personelini, polisi, askeri polisi, devlet güvenlik güçlerini, yargı sistemini, Ulusal Halk Kongresi’ni, diplomatik personeli ve yapmacık dini grupları kapsar. Hepsi ÇKP tarafından kontrol edilen ordu ve askeri polis, Falun Gong uygulayıcılarının kaçırılması ve tutuklanmasında doğrudan yer almıştır. Çin’deki haber medyası yalanların yayılmasında ve Falun Gong’un karalanmasında Jiang’ın rejimine yardımcı olmuşlardır. Devlet güvenlik sistemi Jiang Zemin tarafından bilgi toplamada ve sunulmasında, yalanlar uydurulmasında ve istihbaratı tahrif etmekte kullanılmıştır. Ulusal Halk Kongresi ve yargı sistemi Jiang Zemin ve ÇKP’nin işlediği suçların gerekçelendirilmesi için üzerilerine “meşru” görünümünü ve “yasanın egemenliği” elbisesini giymişler, etkili bir biçimde insanları hayatın her kolundan kandırmışlardır. Kendilerini Jiang Zemin’i korumak ve ona hizmet etmek için bir enstrüman haline getirmişlerdir. Aynı zamanda, diplomatik sistem uluslararası alanda yalanlar yaymış ve yabancı hükümetleri, kıdemli memurları ve uluslararası medyayı politik ve ekonomik dürtülerle öylesine ayartmıştır ki, Falun Gong’un kovuşturulması konusunda sessiz kalmışlardır.
Falun Gong’un bastırılması emrinin verildiği Merkez Komitesi’nin çalışma konferansı sırasında, Jiang Zemin “Sadece ÇKP’nin Falun Gong’u yenemeyeceğine inanmıyorum” demiştir. Sindirme stratejisini planlarken, üç politika ortaya konmuştur: “[Falun Gong uygulayıcılarının] şöhretini yıkma, [onları] finansal olarak iflas ettirme ve [onları] fiziksel olarak yok etme.” Bunun sonrasında bir sindirme kampanyası tam anlamıyla başlamıştır.
Bilgi Akışını Engellemek İçin Medyayı Kendi Çıkarına Kullanmak
“[Falun Gong uygulayıcılarının] şöhretini yıkma” politikası ÇKP’nin mutlak kontrolü altındaki medya tarafından yürütülmüştür. Bütün ülkedeki Falun Gong uygulayıcılarının tutuklanması kampanyasının üçüncü günü olan 22 Temmuz 1999’dan başlayarak ÇKP kontrollü haber medyası aniden yoğun ve büyük bir anti-Falun Gong propaganda saldırısı başlatmıştır. Örneğin Pekin-temelli Çin Merkezi Televizyonu (CCTV)’yi ele alalım. 1999’un geri kalan aylarında CCTV, Falun Gong hakkında yalanlar yaymak için önceden programlanmış görüntüleri yayınlayarak günde yedi saat harcamıştır. Bu programların yapımcıları Falun Gong’un kurucusu Bay Li Hongzhi’nin konuşmalarını saptırarak ve tahrip ederek başlamışlar ve sonra tıbbi tedavinin reddedilmesine bağlı sözde intihar, cinayet ve ölüm vakaları ortaya atmışlardır. Falun Gong ve kurucusunu karalamak ve suçlu göstermek için her şeyi yapmışlardır.
En çok reklamı yapılan vakaysa Bay Li Hongzhi’nın bir keresinde halka açık bir karşılaşmada söylediği “Yeryüzünün patlaması diye bir olay yoktur” cümlesindeki yoktur sözcüğünün değiştirilmesidir. CCTV programı bu cümleyi “Yeryüzünün patlaması diye bir olay vardır”a çevirmiştir. Böylece, Falun Gong’un Kıyamet Günü teorileri yaydığını iddia etmiştir. Kamuyu yanıltmak için çeşitli dolaplar da çevrilmiştir, örneğin, sıradan suçluların işledikleri suçları Falun Gong uygulayıcıları işlemiş gibi göstermişlerdir. Pekin’de zihinsel olarak geri Fu Yibin tarafından işlenen cinayet ve Zheijang Eyaleti’nde bir dilenci tarafından gerçekleştirilen ölümcül zehirleme olaylarında suç Falun Gong üzerine atılmıştır. Daha sonra ÇKP sevilmeyen, kanlı kovuşturmasını gerekçelendirmek ve destek bulmak için medyayı aldatılan halk arasında nefreti artırmak amacıyla kullanmıştır.
ÇKP’nin mutlak kontrolü altındaki 2000’den fazla gazete, 1000’den fazla dergi, yüzlerce yerel televizyon ve radyo istasyonu bütün kaynaklarını Falun Gong’u karalama propaganda kampanyasında kullanmak üzere fazlasıyla yüklenmiştir. Bu propaganda programları, resmi Xinhua Haber Ajansı, Çin Haber Servisi, H.K. Çin Haber Ajansı ve diğer ÇKP kontrollü denizaşırı medya yoluyla Çin dışındaki bütün ülkelere yayılmıştır. Tamamlanmayan istatistiklere dayanarak, sadece 6 ay içinde, Falun Gong’u karalayan ve hedef alan 300.000’in üzerinde gazete makalesi ve program yayımlanmış veya yayınlanmıştır ve aldatılmış sayısız insanın zihni zehirlenmiştir.
Denizaşırı ülkelerde elçilikler ve konsolosluklarda, Falun Gong’u eleştiren ve güya “açığa vuran” çok sayıda albüm, CD’ler ve yayınlar gösterilmiş ve sergilenmiştir. Dışişleri Bakanlığı’nın web sitesinde Falun Gong’u eleştirmek ve “ifşa etmek” için özel sütunlar ayrılmıştır. Ayrıca, 1999 yılının sonunda, Yeni Zelanda’da düzenlenen Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesinde, Jiang Zemin tamamen rol yapmaktan kurtulmuş ve konferansa katılan ondan fazla ülkenin devlet başkanlarının her birine Falun Gong’u kötüleyen kitapçıklar dağıtmıştır. Fransa’da Jiang Zemin, Çin anayasasını çiğneyerek, [Falun Gong uygulayıcılarının] şöhretini yıkmak için yabancı medyada Falun Gong’u “şeytansı bir mezhep” olarak etiketlemiştir.
Ülkeyi boğan baskının siyah bulutu Kültür Devrimi’ndeki kadar şiddetli bir şeyin tekrar başlamak üzere olduğunu işaret etmektedir.
En aşağılık olanı da, Falun Gong’u haksız yere suçlamak için Xinhua Haber Ajansı aracılığıyla eşi görülmemiş bir hızda dünya çapında haber olan 2001 Temmuz’unda sahnelenen sözde “kendini kurban etme” olayıdır. Cenova’daki Birleşmiş Milletler NGO Uluslararası Eğitim ve Gelişim Ajansı’nı da içine alan sayısız uluslararası organizasyon, insanları aldatmak için hükümet tarafından sahnelenmiş bu hareketi eleştirmiştir. Sorgulama sırasında, televizyon çalışanlarından biri CCTV’de gösterilen görüntülerin bazılarının aslında daha sonra çekildiğini itiraf etmiştir. Baskıcıların alçak doğaları barizdir. İnsan bu “ölümle kararlı bir şekilde yüzleşen sahte Falun Gong uygulayıcılarının” (kendini kurban edenleri kastederek) ÇKP otoriteleri ile, kendilerini kurban etme görüntülerini yeniden çekmelerine izin verecek kadar nasıl bu kadar işbirliği içinde olabildiklerini merak ediyor.
Hiçbir yalan gün ışığında yaşayamaz. Söylentiler yayarak ve yalanlar uydurarak, ÇKP bilginin akışını engellemek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Falun Gong uygulayıcılarının herhangi mantıklı bir şekilde kendini savunmasına izin vermediği gibi Falun Gong etkinlikleri hakkındaki denizaşırı haberleri de acımasızca bastırmıştır. Bütün Falun Gong kitapları ve belgeleri istisnasız yok edilmiştir. Herhangi yabancı bir medyanın Falun Gong uygulayıcılarıyla röportaj yapma çabasına karşı, gazetecileri Çin’den kovmakla, yabancı haber medyasına baskı uygulamakla ya da Çin’e girmelerini yasaklamakla tehdit edip sessiz kalmaya zorlamayı içeren aşırı önlemler alınmıştır.
Falun Gong hakkındaki gerçekleri ve otoritelerce yapılan insanlık dışı bastırmayı belgeleyen materyalleri denizaşırı ülkelere göndermeye çalışan Falun Gong uygulayıcılarına gelince, ÇKP onları sindirmek için de aşırı ve acımasız önlemler geliştirmiştir. Li Yanhua, Liaoning Eyaleti’deki Dashiqian şehrinde yaşayan 60 yaşlarında bir kadındır. 1 Şubat 2001’de Falun Gong’a yapılan zulümler hakkında bilgiler içeren materyaller dağıtırken polis tarafından kaçırılmış ve ölene kadar dövülmüştür. Suçlarını örtmek için, polis “Falun Gong tarafından kendinden geçirilerek” öldüğünü söylemiştir.
Sadece Tsinghua Üniversitesi’nden bir düzine öğretmen ve öğrenciye Falun Gong ile ilgili materyaller dağıttıkları için uzun hapis cezaları verilmiştir. Bir Falun Gong uygulayıcısı ve Chongqing Üniversitesi’nde mastır öğrencisi olan Bayan Wei Xingyan’ın gözaltında yaşadığı tecavüz hakkındaki gerçekleri açıkladıktan sonra, Chongqing’teki yedi Falun Gong uygulayıcısı hüküm giymiş ve uzun hapis cezaları almıştır.
Yargılama Süreci Olmadan Para Cezasına Çarptırmak ve Evlere Baskın Yapmak
ÇKP’nin bütün devlet aygıtı “[Falun Gong uygulayıcılarının] finansal olarak çökertilmesi” politikasını yürütmüştür. Bastırmanın başlangıcından bu yana geçen beş yıldan fazla bir süre içinde, yüz binlerce Falun Gong uygulayıcısı, gözdağı vermek ve şiddetli finansal kayıplar verdirmek amacıyla binlerce yuan’den on binlerce yuan’e kadar değişen miktarlarda para cezasına çarptırılmıştır. Herhangi bir gerekçe göstermeden, yerel yönetimler, çalışma birimleri, polis istasyonları ve kamu güvenliği departmanları keyfi olarak bu para cezalarını kesmişlerdir. Bu para cezalarını ödemek zorunda bırakılanlara herhangi bir makbuz düzenlenmemiş ya da açıklama için herhangi bir yasa maddesine başvurulmamıştır. Burada herhangi bir yargılama süreci olmamıştır.
Evlere baskın düzenlemek soygunculuğun ve Falun Gong uygulayıcılarına gözdağı vermenin bir başka yoludur. İnançlarını sıkı bir şekilde koruyanlar kendi evlerinde her an sebepsiz aramalar ve polis baskınlarıyla karşılaşmak zorunda kalmışlardır. Nakit paralarına ve değerli eşyalarına gerekçe gösterilmeden el konulmuştur. Taşrada, depolanmış tahıl ve diğer yiyecek ürünleri bile gözden kaçırılmamıştır. Aynı şekilde, Falun Gong uygulayıcılarından alınan parçalardan hiç biri belgelenmemiş ve hiçbir makbuz düzenlenmiştir. Çoğunlukla uygulayıcıların mallarına el koyanlar onları kendilerine saklamışlardır.
Aynı zamanda, Falun Gong uygulayıcıları kovulma cezasıyla da karşılaşmışlardır. Taşrada, otoriteler onları topraklarına el koymakla tehdit etmişlerdir. ÇKP emekli olan yaşlıları da gözden kaçırmamıştır. Emekli maaş planları sonlandırılmış ve hükümet onları evlerinden tahliye ettirmiştir. İş sektöründeki bazı Falun Dafa uygulayıcılarının mallarına el konmuş ve banka hesapları dondurulmuştur.
Bu politikaları yürütürken, ÇKP işbirliğini cezalandırma yaklaşımını benimsemiştir. Yani, herhangi bir çalışma biriminde ya da devlet teşebbüsünde Falun Gong uygulayıcıları varsa, bu birimlerin liderleri ve çalışanları ne ikramiye alabilmiş ne de terfi ettirilmiştir. Amaç, toplumda Falun Gong uygulayıcılarına karşı olan nefreti çoğaltmaktır. Falun Gong uygulayıcılarının ailesi ve akrabaları da işten çıkartılma, çocuklarının okuldan kovulması ve evlerinden çıkartılma tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Bütün bu önlemler tek bir amaca hizmet eder: İnançlarını terk etmeye zorlamak için Falun Gong uygulayıcılarının olası bütün gelir kaynaklarını kurutmak.
Acımasız İşkence Hareketleri ve Nedensiz Öldürmeler
Tüyler ürpertici “[Falun Gong uygulayıcılarının] fiziksel olarak yok edilmesi” politikası her şeyden önce polis, yüksek devlet mahkemesi [11] ve Çin yargı sistemi tarafından yürütülmüştür. Clearwisdom web sitesinden alınan istatistiklere göre, en azından 1.143 Falun Gong uygulayıcısı son beş yıl içinde işkenceden ölmüştür. Ölümler, doğrudan merkezi hükümete bağlı 30’dan fazla eyalette, özerk bölgelerde ve belediyelerde vuku bulmuştur. 1 Ekim 2004’te en çok ölüm kaydına sahip olan eyalet Heilongjiang’dır, onu Jilin, Liaoning, Hebei, Shandong, Sichuan ve Hubei takip etmektedir. Ölenlerin en genci 10 aylık, en yaşlısı 82 yaşındadır. Kadınların oranı % 51.3’tür. 50 yaşın üzerindekiler % 38.8 oranındadır. ÇKP görevlileri işkenceden ölen Falun Gong uygulayıcılarının sayısının bundan çok daha fazla olduğunu kendi içlerinde itiraf etmişlerdir.
Falun Gong uygulayıcılarına uygulanan işkenceler çok ve çeşitlidir. Dövme, kırbaçlama, elektrik şoku, dondurma, halatla bağlama, uzun süre kelepçeleme ve zincire vurma, ateşle yakma, sigara söndürme ve sıcak ütü basma, tokat atma ve asılma, uzun süre ayakta kalmaya veya diz çökmeye zorlanma, bambu çubuk veya metal tel saplama, cinsel taciz ve tecavüz bunun birkaç örneğidir. Ekim 2000’de Liaoning Eyaleti’ndeki Masanjia Mecburi Çalışma Kampı’ndaki gardiyanlar, 18 kadın Falun Gong uygulayıcısının elbiselerini tamamen çıkartarak onları ırzlarına geçilmek ve taciz edilmek üzere erkek mahkumların hücrelerine atmışlardır. Bütün bu suçlar tam olarak belgelenmiştir ve listelenecek kadar sayıca fazladır.
İnsanlık dışı işkencelerin pek çoğu arasında başka bir yaygın yöntem, “psikiyatrik tedavi”nin taciz amaçlı kullanılmasıdır. Normal, rasyonel ve sağlıklı Falun Gong uygulayıcıları yasal olmayan bir şekilde psikiyatrik kurumlara kapatılmışlar ve onlara bir insanın merkezi sinir sistemini yok edebilecek bilinmeyen ilaçlar enjekte edilmiştir. Sonuç olarak, bazıları kısmi veya tam felç geçirmiştir. Bazıları görme ve duyma yeteneklerini kaybetmişlerdir. Bazılarının kasları veya iç organları iflas etmiştir. Bazıları hafızalarının bir kısmını veya tamamını kaybetmiş ve zihinsel olarak gerilemişlerdir. Bazılarının iç organları çok şiddetli bir şekilde yara almıştır. Bazıları tamamen zihinsel çöküş yaşamışlardır. Bazıları da ilaç enjekte edildikten hemen sonra ölmüşlerdir.
İstatistikler gösteriyor ki Falun Gong uygulayıcılarının “psikiyatrik tedavi” adı altında gördüğü işkence vakaları, doğrudan Çin merkezi hükümetine bağlı 33 eyalet, özerk bölge ve belediyelerden 23’üne yayılmıştır. Eyalet, şehir, ilçe ve yöre bazındaki en az 100 psikiyatrik kurum işkenceye karışmıştır. Bu vakaların sayısına ve dağılımına bakarsak, Falun Gong uygulayıcılarına psikiyatrik ilaçlarla yapılan tacizin planlanmış, sistematik olarak yürütülmüş, yukardan aşağıya doğru bir politika olduğu açıktır. Zihinsel olarak sağlıklı en az 1000 Falun Gong uygulayıcısı istekleri dışında psikiyatrik kurumlara ve uyuşturucu rehabilitasyonu merkezlerine gönderilmiştir. Pek çoklarına zorla, bir insanın sinir sistemini yok edebilecek ilaçlar enjekte edilmiş veya yutturulmuştur. Bu Falun Gong uygulayıcıları aynı zamanda halatlarla bağlanmış ve elektrik şokuna tabi tutulmuştur. En az 15 tanesi sadece gereğinden fazla işkenceden ölmüştür.
610 Ofisi Kollarını Yasa Çerçevesinin Ötesine Uzatmaktadır
7 Temmuz 1999’da, Jiang Zemin, ÇKP’nin bir Politbüro toplantısında Falun Gong’u dayanaksız bir şekilde karalamıştır. Falun Gong konusunu bir “sınıf mücadelesi” olarak sınıflandırmış, Falun Gong uygulayıcılarını ÇKP’nin politik düşmanı olarak etiketlemiş, ÇKP’nin mücadele refleksini kışkırtmış, Merkezi Komitede “Falun Gong Sorunu ile İlgilenen Ofis” kurmak için emirler verdirmiştir. Bu ofis, 10 Temmuz’da kurulmasından bu yana “610 Ofisi” olarak anılmaktadır. Bundan sonra, ülkenin her yerinde en yüksekten en aşağıya hükümetin bütün seviyelerinde özel olarak Falun Gong’u sindirmekle ilgili bütün işlerle ilgilenen 610 ofisleri kurulmuştur. ÇKP Komitesi’nin liderliğine bağlı Politika ve Adalet Komitesi, medya, kamu güvenliği organları, yüksek devlet mahkemesi, halk mahkemeleri ve ulusal güvenlik organları 610 Ofisi için eşkıyalar ve kiralık katiller gibi hizmet etmişlerdir. 610 Ofisi teknik olarak Devlet Konseyi’ne rapor verir, fakat aslında, devletin kurulu düzeni ve Çin hükümetinin dışında varolmasına izin verilmiş, herhangi bir yasal kısıtlama, düzenleme ya da ulusal politikadan bağımsız olan bir Parti organizasyonudur. Yasal ve yargısal sistemlerin çok üzerinde ve ötesinde güçlerle, ülke kaynaklarını gerekli gördüğü şekilde kullanan, Nazi Almanya’sının Gestapo’suna çok benzeyen güçlü bir organizasyondur. 22 Temmuz 1999’da, Jiang Zemin Falun Gong’u bastırma emrini yayımladıktan sonra, Xinhua Haber Ajansı, ÇKP’nin Merkezi Organizasyonel Bakanlığı’nda ve ÇKP Merkezi Propaganda Bakanlığı’nda görevli insanların Jiang Zemin tarafından başlatılan Falun Gong’u kovuşturma hareketini açıkça destekleyen konuşmalarını yayınlamıştır. Bütün bu varlıklar, ÇKP’nin katı organizasyonun altında Jiang Zemin’in kötü amaçlı planını yürütmek için işbirliği içinde çalışmışlardır.
Pek çok vaka, kamu güvenliği departmanlarının, yüksek devlet mahkemesinin ve halk mahkemelerinin Falun Gong’la ilgili davalarda kendi kararlarını verecek güce sahip olmadığını kanıtlamıştır. Onlar 610 Ofisi’nden emir almak zorundadırlar. Tutuklanan, alıkonulan ve ölümüne işkence edilen pek çok Falun Gong uygulayıcısının aile üyeleri kamu güvenliği, yüksek devlet mahkemesi kurulları ve halk mahkemelerine şikayet ettiklerinde ve buralarda sorgulandığında, onlara bütün kararların 610 Ofisi tarafından verileceği bildirilmiştir.
Fakat, 610 Ofisi’nin varlığı hiçbir yasal temele dayanmamaktadır. ÇKP’nin sistemi altındaki bütün organlara emirler verdiğinde, ortada çoğunlukla yazılı bir buyruk veya tebliğ yoktur, sadece sözlü iletişim vardır. Dahası, kendisinden emir alan bütün bu organların ses ya da görüntü kaydı yapmasının ve hatta not almasının bile yasaklanmasını şart koşmuştur.
Diktatörlüğün bu tipteki geçici silahlarını kullanmak, Parti’nin yasayı tamamen görmezden gelerek sık sık kullandığı bir taktiktir. Çin Komünist Partisi’nin zorba hükümranlığını bütün ülkede idare etmek ve yaymak için, önceki bütün politik tasfiye hareketleri sırasında, her zaman usulsüz taktikler kullanmış ve Merkezi Kültür Devrimi Ekibi gibi geçici usulsüz organlar kurmuştur.
Uzun süreli zorbalık saltanatı ve eli ağır yönetimi sırasında, Parti şiddetle, yalanlarla ve bilginin engellenmesiyle en güçlü ve en kötü devlet terörü sistemini yaratmıştır. İnsanlık dışı davranışları ve düzenbazlık seviyesi profesyonel bir seviyeye ulaşmıştır. Çapı ve genişliği emsalsizdir. Önceki bütün politik hareketlerde, Parti sistematik ve etkin yöntemler biriktirmiş, insanları hayal edilebilecek en vahşi, en kurnaz ve en ikiyüzlü yollarla cezalandırmayı, onlara zarar vermeyi ve öldürmeyi tecrübe etmiştir. Daha önce bahsedilen bir vakada, koca, polisin tehditlerine ve bezdirmelerine dayanamamış ve iyi kalpli karısını öldürmüştür. Bu, ÇKP’nin insan doğasını saptırmak ve nefreti kışkırtmak için, medya yoluyla aldatma, politik baskı, işbirliğiyle suçlama ve gözdağı vermeyi kapsayan devlet terörünün kötü meyvesidir.
Kovuşturmayı Yürütmek İçin Askeri ve Ulusal Finans Kaynaklarını Kullanmak
Parti, insanları bastırırken, korkusuzca, her istediğini yapmasına imkan veren, devletin bütün askeri güçlerini kontrol etmektedir. Falun Gong’un bastırılmasında, Jiang Zemin, sadece polisi ve askeri polisi değil, Temmuz ve Ağustos 1999’da, ülkenin her yerinden gelen yüz binlerce ve hatta milyonlarca silahsız sıradan insan Pekin’e gidip, Falun Gong’a destek için başvuruda bulunmak istediğinde, silahlı askeri güçleri de doğrudan kullanmıştır. Pekin’e giden bütün ana yollar dolu silah taşıyan askerler tarafından kapatılmıştır. Başvuruya giden Falun Gong uygulayıcılarını durdurmak ve tutuklamak için polisle birlikte çalışmışlardır. Jiang Zemin’in ÇKP’nin silahlı güçlerini doğrudan tahsis etmesi, kanlı kovuşturmanın yolunu açmıştır.
Parti, Falun Gong’un bastırılmasında Jiang Zemin’e finans desteği sağlayan devlet maliyesini kontrol etmektedir. Liaoning Eyaleti’nin Adalet Departmanı’ndan yüksek rütbeli bir memur bir keresinde Liaoning Eyaleti’nin Masanjia Mecburi Çalışma Kampı’ndaki bir konferansta, “Falun Gong’la ilgili işleri yürütmek için kullanılan finansal kaynaklar, bir savaşın masrafını aşmıştır” demiştir.
Henüz, ÇKP’nin Falun Gong’u kovuşturmak için ülke ekonomisi kaynaklarının ve insanların alın teriyle ve güçlükle kazandıklarının ne kadarını harcadığı belli değildir. Fakat, bunun devasa bir rakam olacağını tahmin etmek zor değildir. 2001’de Parti’nin Kamu Güvenliği Departmanı’ndan alınan bilgiler göstermektedir ki, sadece Tiananmen Meydanı’nın bir yerinde, Falun Gong uygulayıcılarını tutuklamanın bedeli günde 1.7 ila 2.5 milyon arasındadır, bu da yılda 620 ila 910 milyon yuan demektir. Bütün ülkede, şehirlerden kırsal alanlara, polis istasyonlarındaki polislerden, kamu güvenliği departmanlarından “610 Ofisi”nin bütün şubelerindeki personele kadar, Jiang Zemin en azından birkaç milyon insanı Falun Gong’u cezalandırmak için görevlendirmiştir. Sadece maaşların tutarı yılda yüz milyar yuan’i geçmektedir. Dahası, Jiang Zemin Falun Gong uygulayıcılarının alıkonulması için mecburi çalışma kamplarını genişletmeye, beyin yıkama merkezleri ve üsleri inşa etmeye çok büyük bir miktar harcamıştır. Örneğin, Aralık 2001’de Jiang Zemin, Falun Gong uygulayıcılarını “dönüştürmek” maksadıyla beyin yıkama merkezleri ve üsleri inşa etmek için bir kerede 4.2 milyar yuan sarf etmiştir. Jiang Zemin, Falun Gong’un kovuşturmasına katılmaları için daha çok insanı kışkırtmak ve cesaretlendirmek amacıyla parasal dürtüleri kullanmıştır. Pek çok bölgede, bir Falun Gong uygulayıcısını tutuklamanın ödülü binlerce hatta on binlerce yuan’dir. Liaoning Eyaleti’ndeki Masanjia Mecburi Çalışma Kampı Falun Gong’a yapılan zulümlerin gerçekleştiği en kötü yerlerden biridir. Parti bir keresinde kamp yöneticisi Su’yu 50.000 yuan’le ve vekili Shao’yu 30.000 yuan’le ödüllendirmiştir.
Jiang Zemin, ÇKP’nin önceki Genel Sekreteri, Falun Gong kovuşturmasını başlatan ve onu tasarlayan ve komuta eden kişidir. Falun Gong’a zulmetmek için ÇKP’nin mekanizmalarından yararlanmıştır. Bu tarihsel suç için kaçınılamaz bir sorumluluk taşımaktadır. Fakat, ÇKP’nin pek çok politik hareketin içinden geçerek biçimlendirdiği şiddet mekanizmaları olmasaydı, Jiang Zemin bu şeytani kovuşturmayı başlatmak ve yürütmek için hiçbir yol bulamayacaktı.
Jiang Zemin ve Parti birbirinden yararlanmıştır. Bir kişinin ve bir partinin çıkarları uğruna, herkes tarafından kınanma riskini alarak “Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü”ye karşı çıkmışlardır. Onların gizli anlaşması, böyle trajik ve saçma bir suçun nasıl işlenebildiğinin gerçek nedenidir.
V. Jiang Zemin Çin Komünist Partisi’ni İçeriden Çökertmektedir
Kendi çıkarlarıyla motive olarak, Jiang Zemin, “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü”yü takip eden masum insanları hedef alan çok büyük bir kovuşturmayı başlatmak için ÇKP’nin doğasındaki kötülüğü kullanmıştır. Ülkeye ve topluma yararı en çok, zararı ise en az olan bir sosyal güce karşı sert ve acımasız bir hareket başlatmıştır. Bu kovuşturma ülkeyi ve insanları sadece suça ve felakete sürüklememiş, ayrıca Partiyi de temelinden sarsmıştır.
Jiang Zemin, Falun Gong’la uğraşmak için tüm dünyadaki kötülük yöntemlerinin bütün biçimlerini acımasızca uygulamakta Partiyi kullanmıştır. Yasa, ahlak ve insanlık, hepsi büyük bir zarar görmüştür, bu da rejimin gücünü koruması için bütün güvenilirliğini kökünden yok etmiştir.
Jiang’ın rejimi eldeki bütün finansal ve materyal kaynakları ve insan kaynağını Falun Gong’u bastırmak için seferber etmiş, bu da ülke ve toplum için çok büyük bir yük ve ekonomi üzerinde de çok büyük bir baskı oluşturmuştur. Parti’nin başarısız olmaya mahkum olan bu kovuşturmayı uzunca bir süre sürdürmesi için hiçbir yolu yoktur. Bunun devam etmesini sağlayabilmek sadece sıradan insanların tasarruflarını kullanabilir, hazine bonoları piyasaya sürebilir ve yabancı yatırımları teşvik edebilir.
Kovuşturma sırasında, Parti ve Jiang Zemin, Falun Gong’a zulmetmek için bütün hainlik ve kötülük repertuarlarını ortaya koyarak her tür dolambaçlı, insanlıktan uzak ve aldatıcı taktiği keşfetmişlerdir.
Parti ve Jiang Zemin söylentiler uydurmak, Falun Gong’u aşağılamak ve yaptıkları bastırma ve kovuşturma için bahaneler uydurmak amacıyla bilinen her türlü propaganda aletini işe koşmuşlardır. Fakat, hiçbir yalan sonsuza dek süremez. Sonunda yalanlar açığa vurulduğunda ve bütün kötülük kovuşturmanın başarısızlığıyla ortaya çıktığında ve herkesçe bilindiğinde, onların propaganda yöntemleri artık aldatmaya muktedir olamayacaktır. Parti güvenilirliğini ve insanların kalplerini tamamen kaybedecektir.
1999’da Falun Gong’un bastırılmasının başlangıcında, Jiang Zemin Falun Gong sorununu “üç ayda” çözmeyi planlamıştır. Fakat, Parti Falun Gong’un gücünü ve geleneğin ve inancın gücünü küçümsemiştir.
Eski zamanlardan bu yana, kötülük hiçbir zaman erdemi ortadan kaldıramamıştır. O, insanların kalplerindeki iyiliği yok edemez. Beş yıl geçmiştir. Falun Gong hala Falun Gong’dur. Dahası, Falun Gong bütün dünyada geniş bir alana yayılmıştır. Jiang Zemin ve Parti iyi ile kötü arasındaki bu dövüşten keskin bir yenilgiyle çıkmışlardır. Ve onların üçkağıtçı, zalim ve kötü doğaları tamamen açığa çıkmıştır. Kötü şöhretli Jiang Zemin’in dört bir tarafı şimdi hem yurt içindeki hem yurtdışındaki belalarla çevrilmiştir ve Jiang Zemin onu adalet önüne getirmek isteyen pek çok dava ve başvuruyla karşı karşıyadır.
Parti başlangıçta bastırmayı kullanarak zorbalık hükümdarlığını pekiştirmeyi tasarlamıştır. Fakat, sonuçta kendisini “yenileyememiş”, bunun yerine bütün enerjisini tüketmiştir. Şimdi, Parti yeniden yaşama dönmekten çok uzaktır. O, çürümüş ve solmuş bir ağaç gibidir. Ani bir rüzgarda kendi kendine yıkılacaktır. ÇKP’nin kurtarılmasıyla ilgili gerçekleşmeyecek hayaller tarihin eğilimine aykırıdır. Bu sadece boş bir çaba olmayacak, katılanların kendi geleceklerini de yok edecektir.
Sonuç
ÇKP’nin önceki Genel Sekreteri Jiang Zemin, şeytani kovuşturmayı başlatan, planlayan ve yöneten kişidir. Jiang Zemin Falun Gong’a karşı bu kovuşturmayı başlatmak için tamamen ÇKP’nin gücünden, pozisyonundan, disiplin yöntemlerinden ve politik hareketler için geliştirdiği mekanizmalarından yararlanmıştır. Bu tarihsel suç için kaçamayacağı bir sorumluluk altına girmiştir. Öte yandan, eğer ÇKP olmasaydı, Jiang Zemin bu şeytani kovuşturmayı başlatmaya ve idare etmeye muktedir olamayacaktı. Varolduğu günden itibaren, ÇKP doğruluk ve iyiliğe yüz çevirmiştir. Seçme aracı olan bastırmayla ve uzmanlık alanı olan zulümle, ÇKP, saltanatını tek bir merkezi partiyi takip eden katı zihin kontrolü üzerine kurmuştur. Doğası gereği, ÇKP “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” den korkmaktadır ve Falun Gong’u düşmanı olarak görmektedir. Bu yüzden, onun Falun Gong’u bastırması ve ona işkence etmesi kaçınılmazdır. “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü” ye saldırırken Jiang Zemin ve ÇKP, yalana, kötüye, şiddete, zehre, nefrete ve ahlaksızlığa yayılma olanağını vermişlerdir. Bunu takip eden şey ise Çin topraklarında herkesi etkileyen her yere yayılmış bir ahlaki çöküş olmuştur.
ÇKP ve Jiang Zemin arasındaki gizli anlaşma onların kaderlerini birbirlerine bağlamıştır. Falun Gong şimdi Jiang Zemin’i dava etmektedir. Jiang Zemin’in adalet önüne getirildiği gün, ÇKP’nin kaderi de kendiliğinden belli olacaktır.
Göksel ilkeler, “Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü”yü takip eden bir grup iyi insana karşı insanlık dışı bir kovuşturma hareketi yönetenlere hoşgörü göstermeyecektir. Jiang Zemin ve ÇKP’nin şeytansı eylemleri, insanoğlu için kalıcı ve derin bir ders haline gelecektir.
Notlar:
[1] Bu vaka hakkında daha fazla bilgi için:
http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2004/ 7/23/50560p.html
http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2004/6/7/48981p.html
[2] Bu vaka hakkında daha fazla bilgi için:
http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2004/9/25/52796.html
[3] İlgili bilgi aşağıdaki adresten de bulunabilir:
http://search.minghui.org/mh/articles/2004/7/9/79007.html
[4] Li Xiannian (1902-1992), Çin eski başkanı (1983-1988) ve Çin Halk Cumhuriyeti Politik Danışma Konferansı’nın başkanı (1988-1992). Jiang Zemin’in kayınpederiydi. Chen Yun (1905-1995), Komünist Çin’in en etkili liderlerinden biri. Chen, on yıllarca Politbüro Daimi Komitesi’nin bir üyesiydi ve 1987’den 1992’ye kadar Merkezi Tavsiye Komitesi’nin başkanıydı.
[5] Qigong enerji egzersizlerinin Çince’deki genel adıdır. Çoğu geleneksel ruhani inançlardan kaynaklanan pek çok qigong okulu vardır. Falun Gong, qigong’un bir biçimidir.
[6] 1992’de Deng Xiaoping yarı-emekli durumda, Güney Çin’de Hong Kong yakınlarındaki Shenzen’i gezmiş ve Çin’de sosyalist bir piyasa ekonomisini destekleyen konuşmalar yapmıştı. Deng’in gezisinin çoğunlukla 1989’daki Tiananmen Meydanı Katliamı’yla hareketsiz bir dönemden sonra Çin ekonomik reformunu yeniden canlandırdığı düşünülmüştür.
[7] 1973’te bulunan 7000 yaşındaki Hemudu Kültürel Kalıntıları, Çin Yeni Taş Devri’nden kalma önemli bir köy kalıntısıdır.
[8] Çin Ulusal Halk Kongresi’nin eski başkanı.
[9] Deng bir keresinde, ister sosyalist ister kapitalist olsun ekonomik reformların hedefi insanlara refahı getirmektir anlamında “Kara kedi ya da ak kedi, fare tutabildiği ölçüde iyidir” demiştir.
[10] Doğruyu söylerken açık sözlü olmasından dolayı Büyük Kültür Devriminde ÇKP tarafından ölümüne işkence gören entelektüel bir kadın.
[11] Kovuşturma ve yasal denetimden sorumlu Çin devlet organı. İşlevleri, büyük suç davalarında tutuklama kararı vermek ve aleyhte dava açmak, incelemeler yapmak, kamu davalarını açmak ve desteklemek, özel uygulamalarda yasayı yorumlamak, mahkeme kararlarını denetlemek, yargısal süreçleri izlemek ve hapishaneleri, nezarethaneleri, ve çalışma kamplarının etkinliklerini denetlemektir.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.