Falun Gong Öğretilerini Çalışma Çabalarımla İstediğim Sonucu Elde Edemememin Nedenini Bulmak

Temel bir takıntıyı ortaya çıkarmak, kolay değildir, çünkü takıntı pek çok insan kavramları altında saklıdır. Temel takıntımı bulabilmek benim yaklaşık üç yılımı aldı. Geçenlerde, bir uygulayıcı benimle, başlangıçta babasının hastalığını Falun Gong ile iyileştirmeyi umduğu için uygulama yapmaya başlamış olduğunu paylaştı. Sonradan, Falun Gong’un iyi olduğunu anlamış, böylece gerçekten uygulama yapmaya başlamış. ‘İyi’ kelimesi saf mıdır? Aslında biz, eski evrene mi aidiz? Yanılsamaların ve kavramların ortasında olmak, Çin Komünist Parti’nin (ÇKP) kültürünü oluşturur, geriye sahip olduğumuz çok az iyi karakter kalmıştır. Okumak benim tek tutkumdu, çünkü okumak hayatımdaki engellerin ortasından geçerek çıkıp gitmeme yardım ediyordu ve aynı zamanda, bilgi dağarcığım gelişiyordu. Falun Dafa öğrenmeye geldiğimde, depresif bir haldeyim. O zamanlar, Zhuan Falun’un dünyadaki en iyi kitap olduğunu anlamıştım, çünkü ‘Doğru Meyve Konumu’na ulaşabilmiştim ve yaşadığım dibi yokmuş gibi görünen gizemden kurtarılmıştım.

‘İyi’ kelimesi hakkında konuşmak istiyorum. Benim düşüncelerime uyduğu zaman, bir şeyin iyi olduğunu düşünürüm. Üstat bizden, Falun Gong öğretilerini mümkün olduğunca çok çalışmamızı istemektedir ve ben çok defa kitabı okudum. Benim için anlamak zor olmadı. Geçenlerde, bazı uygulayıcıların takıntıları, bir roman olarak derlendi. Bu roman paylaşılırken, bir uygulayıcı duygularına kapılmasa bile, makalelerden çok etkilendiğini, özelliklede diğer boyutlar ve yeniden diriliş konuları hakkında konuşmaktan hoşlandığını söyledi. Fark ettim ki, bu gibi konuları konuşmaktan ben de hoşlanıyordum. Bu konuların yer aldığı, Clearwisdom ve Pure Insight Web sitelerini günlük olarak nasıl ziyaret etmem gerektiğini düşündüm. Web sayfalarını okuduktan sonra, Zhuan Falun’u okumaya karar verdim.

Dün, web sitesindeki makalelerden birini okuyamamıştım ve bu yüzden kendimi çok kötü hissettim. Bu sabah, Falun Gong’u diğer sıradan kitapları okur gibi okuduğumu, Falun Dafa’yı zihinsel bir dinlenme yeri olarak algıladığımı fark ettim. Öğretileri büyük bir merakla ve kişisel kurtuluşuma yönelik olarak çalışıyordum. Bencillik takıntım ortaya çıkmıştı. Falun Dafa’dan faydalanmaya çalışmak takıntısı, ürkütücü ve utanç vericiydi. Üstat’ın Evrenin Felaketi Romanı’nda söylediği gibi, ‘… kalbinizin ve zihninizin ilk rüzgarda dağılan sapsız su çiçekleri gibi sallanmasına izin vermeyin.’ Zihnim ve bedenim, Falun Gong kitaplarında öğretilen prensiplerle kuvvetli bir biçimde kök salmış değildi.

İstediğimizi yapmak bize bağlıdır. Bu evrenin kanunudur. İçime baktığım müddetçe, takıntılarımla ilgili ipuçları bana verilecektir. Geriye bir tek ondan kurtulmak kalacaktır.

İnanıyorum ki, temel takıntılarımı yok ettikten sonra, uygulamamda gayretli ve özenli olacak, Falun Gong öğretilerini öğrenirken daha fazla itina göstereceğim. Biz Falun Gong uygulayıcıları olarak, hedeflerimize ulaşmak konusunda sorumluluk sahibi insanlar olmalıyız.