Song Hanedanlığının 19. yılının Ağustos ayında (1149) Tanrı, Shaoxing Şehrindeki iyi bir insanı koruması ve kötü insanları şimşek ile cezalandırmasına dair inanılmaz bir olay gerçekleşti.
Shaoxing Şehrine bağlı Dayu Kasabasında Huang Jie isimli bir devlet memuru ve Li Siniang adında karısı varmış. Li Siniang, kocasını aldatmış ve başka bir erkek ile ilişkiye girmiş. Bir gün kocası bir iş için başka şehre giderken, Li Siniang, üç yaşındaki oğlunu da alıp ilişkisi olduğu erkek ile beraber kaçmaya karar verir. Kaçış yolunda, oğlu durmadan ağlamaya başlamış. Li Siniang, kaçış planını bozmamak için, oğlunu acımasızca yolun kenarındaki otların içine bırakıp kaçmış.
Kısa zamandan sonra, Li San adında bir kişi yoldan geçerken otların arasında ağlayan çocuğu görmüş. Çocuk, yerde yatarak çok kötü bir şekilde ağlıyormuş. Li San, çocuğun durumu görünce dayanmamış ve “Kimin çocuğu kayboldu? Haydi gelin, çocuğunuzu alın!” diye her tarafa bağırmış. Fakat kimse gelmemiş. Li San, çocuğun yanında çok uzun zaman beklemesine rağmen en sonunda çocuğu kendi eve götürüp beslemeye karar vermiş.
Huang Jie, işini bitirip evine döndüğünde karısını ve çocuğunu bulamaz ve hemen her tarafta onları aramaya başladı. Bir süre geçtikten sonra, günün birinde birdenbire Li San ve kendi oğlunu beraber oynarken görür ve hemen Li San’ı yakalayıp Kasaba adliyesine götürür.
Adliyede bu davaya bakan memur, Li San’a suçu kabul etmesi için aşırı derece işkence yapar. Li San gördüğü işkenceye dayanamaz ve “suçu” kabul etmek zorunda kalır. Li San, kabul ettiği suç için, “Benim kendi çocuğum olmadığından, Huang Jie’nin karısını öldürdüm, cesedini nehre attım ve Huang Jie’nin oğlunu çaldım. Şu anda bu suç yüzünden yakalandım ve işlediğim bütün suçları kabul ediyorum.” diye yazdı.
Kasaba Valisi Li San’ın suçlarını okuduktan sonra Li San’a ölüm cezasını verilmesini tavsiye etti.
Li San, adliye salonunda ağır kelepçeler ile Valinin açıklamasını bekledi. Fakat Valinin açıklaması biter bitmez, gök birden simsiyah bulutlar ile kaplanmış, hem şimşek hem de çok yüksek sesle gürleyen gök gürültüsü ile Li San’ın kelepçesi anında patlayarak açılıp yere düşmüş. Salondaki herkes çok korkmuş. Bayağı bir sürüden sonra herkes kendini geldiğinde, bu davaya bakan ve Li San’a zorla “suçu” kabul etmesi için işkence yapan memurun şimşekten öldüğü fark edilmiş. Ölen kişinin açılan sırtının üzerinde kırmızı mürekkep ile “Tanrı, masum bir insanın cezalandırılmasına izin veremez” diye yazıyordu. Bu davaya katılan tüm diğer memurların başlarındaki şapkaların hepsi yok edildi. Vali, Li San’a, “Az evvel ne gördün?” diye sordu. Li San, “Az evvel kafam bomboş idi, sadece sizi yukarıda gözlerinizi kapatarak oturduğunuzu gördüm.” diye cevap verdi.
Vali, Li San’ın masum olduğunu anladı, kendisini olayı sorumsuz bir şekilde gözünü kapatarak davrandığını fark etti. Ondan sonra, Vali herkesin önünde Li San’ın masum olduğunu ve hemen serbest bırakılacağını açıkladı.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.