Yemek Hakkında Birkaç Düşünce

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Şu anda bizim yerel zorunlu çalışma kampında 100’den fazla Falun Dafa uygulayıcısı tutuklu kalıyor. Zorunlu çalışma kampında uygulayıcıların herhangi bir etli yemek yemeleri yasak. Uygulayıcılar sürekli açlar ve bu halde bile onları fiziksel açıdan ağır işlerde günde on saatten fazla çalıştırıyorlar. Uygulayıcıların çoğu, “çok açız”, “kendimizi berbat hissediyoruz” v.b. diyorlar.

Bu sene bir bayan uygulayıcı bizim buradaki zorunlu çalışma kampında tutuklandı. O, kendisini ziyarete giden uygulayıcılara şunları söylemiş: “Ben uygulamadan vazgeçmiyorum ama aynı zamanda benim yemeğimde hiçbir kısıtlama yok”. Ve bu söyledikleri güvenlik tarafından da tasdik edildi.

Bu uygulayıcının herhangi bir çeşit yemeğe takıntısı yok ve o yiyebileceği herhangi bir yemeği yiyebiliyor.
Hiç yemek olmadığında da önemsemiyor. Bir gün uygulayıcıların güzel bir yemek yemeye fırsatı olmuş ve o anda o uygulayıcı bunu söylemiş: “Bu yemek benim hoşuma gitmedi, en iyisi bunu başka birilerine vereyim”. Oysa bir yemek bozulmak üzere olduğunda onu hemen yermiş, yazık olmasın diye. O, verdikleri her bir yemeğin sebze çorbasının kalıntıları bile olsa değerini bilirmiş. O biraz su ekleyip onları yer bitirirmiş.

Neden görevliler ona yemekte başka uygulayıcılara olduğu gibi sınır koymadılar? Bu soruya görevliler onun yaşı yüzünden diye cevap verdiler, ama asıl neden bu değil. Çünkü onun yaşında olan başka uygulayıcılar da her kez gibi sınırlanıyor. Ben bunun nedenini, onun bu konuda hiç takıntısı olmadığı için eski güçlerin bu konuda takip etmeleri için az bile olsa nedenleri kalmadığı yüzünden olduğunu anladım. (Tabiî ki biz eski güçleri tamamen reddetmeli ve ayarlarını da kabul etmemeliyiz). Ama bazı uygulayıcılar bu takıntıdan kurtulamıyorlar, devamlı onu ya da bunu yemek istiyorlar, bazı yemeklere özel istek gösteriyorlar ve bazen yemekleri bile atıyorlar. Aslında uygulayıcılar, devamlı kendilerini doğrulamalı ve yemek seçme takıntılarından kurtulmalı. Bizde bu takıntılar olduğu sürece, eski güçlere bizi takip etmeleri için delik bırakıyoruz.

Shifu Zhuan Falun’da şunları söylemişti:

"Yemek yeme konusunda -et yeme konusuna ek olarak- kişi hiçbir yemeğe takıntılı olmamalıdır. Bu diğer şeyler için de geçerlidir. Kişi “ben sadece şunu yemeyi severim” diyebilir. Bu da bir arzudur. Xiulian’in belirli bir seviyesine ulaşınca, bir uygulayıcının böyle bir takıntısı olmayacaktır." (Zhuan Falun).

Bazı uygulayıcılar şöyle diyorlar, ben acı yemekler yemeyi severim, ben sadece kaynamış su içerim ya da sadece bu çeşit yemekler yemeyi severim. Bunun hepsi takıntıdır. Küçük takıntı olsa bile, eski güçler uygulayıcıları takip etmek için hiçbir boşluğu es geçmiyorlar. Bir uygulayıcı olarak, biz insan takıntılarından kurtulmak için, sürekli hor gördüğümüz küçük takıntılar olsa bile, her şeyi yapmalıyız.

Bu yazdıklarım- benim düşüncelerim. Lütfen herhangi bir hata varsa işaret ediniz.

Çince metin: http://minghui.ca/mh/articles/2009/2/5/194869.html
İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/emh/articles/2009/2/16/104856.html

* * *

Facebook Logo LinkedIn Logo Twitter Logo Email Logo Pinterest Logo

Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.