Qing Hanedanlığının başlangıç yıllarında, Suzhou şehrinde çok zengin bir adam varmış. Bu zengin adam aşırı derecede konforlu ve lüks yaşamayı kovaladığı için her gün su gibi para harcıyormuş. Bir gün, birdenbire bir keşiş onu ziyarete gelmiş. Zengin adam, keşişi evine davet edip ona nereden ve niçin geldiğini sormuş.
Keşiş dosdoğru zengin adama demiş ki, “Ben geçmiş hayatımda bir dağda Buda okulunda seninle birlikte uygulama yapmıştım. Fakat bu hayatta sen kendin asıl doğanı unuttun, ben özellikle seni uyarmak için geldim.” Ondan sonra keşiş, zengin adamın geçen hayatını, bu hayatını ve gelecek hayatını göstermek için üç kova su getirilmesini istemiş. Zengin adam birinci kovadaki suya bakarken, suda ihtiyar bir keşiş görmüş. İkinci kovadaki suya bakarken, şimdiki görüntüsünü görmüş ve en son üçüncü kovadaki suya göz attığında deli bir dilencinin görüntüsü ile karşılaşmış. Zengin adam çok şaşırmış. Keşiş ona, “Eğer sen hala gerçekleri anlamazsan ve devamlı olarak bu şekilde harcayarak yaşayacaksan, gelecek hayatında deli bir dilenci olmak istesen bile belki mümkün olamaz!” diye söylemiş.
Keşiş bu lafları söyledikten sonra, kafasını bile çevirmeden zengin adamın evinden ayrılmış. Zengin adam, keşişi daha sonra ziyaret edebilmek için onun nerede oturduğunu öğrenmek için keşişin arkasından hemen bir hizmetçi göndermiş. Fakat keşiş evden çıkıp kısa bir süre sonra birden ortadan kaybolmuş.
Bu hikâyeyi okuduktan sonra, şöyle bir şey düşündüm ki herkesin iyi şansı sınırlıdır, eğer sınırsız bir şekilde harcarsa ve dikkatsizce israf ederse, o zaman gelecek günler kişiye mutlaka zorluk ve yoksulluk gibi kötü şeyler getirecek. Bu yüzden, geçmişte yaşlı insanların sıkça söylediği “Kıymetini bilin, elinizdeki her şeye değer verin ve tasarruf edin” lafı kesinlikle doğru ve mantıklıydı.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.