10 Aralık 2009 Dünya İnsan Hakları Günüdür ve bu önemli günde Westminster Sarayındaki İngiltere Parlamentosunda Çin’deki insan hakları üzerine bir seminer düzenlendi. Bu seminerin odak noktası Çin Komünist rejiminin canlı Falun Gong uygulayıcılarından organlarını toplaması --insanlığa karşı bir suç-- gerçeğiydi.
Seminere davet üzerine Kanada Dışişleri Bakanlığı Asya-Pasifik Bölgesi eski sekreteri Bay David Kilgour’da katıldı. Bay Kilgour seminer sırasında Kanadalı ünlü insan hakları avukatı David Matas ile birlikte hazırladıkları Kanlı Kampanya adlı yeni kitabı da tanıttı. Kitapta iki yazarın Çin Komünist rejiminin canlı Falun Gong uygulayıcılarından organ toplaması hakkında yaptıkları bağımsız araştırmaları sonucu ede ettikleri elli iki çeşit kanıta yer verdiler. Rejim tarafından toplanan organlar yüksek karlarla organ nakli ticaretine satılmak için kullanılıyor.
‘Yeni Çin’i Kaybetmek’ (Losing the New China) kitabının yazarı Ethan Gutmann da seminerde Çin Komünist rejiminin canlı Falun Gong uygulayıcılarından organ toplaması üzerine kendi yaptığı araştırmada elde ettiği gelişmeleri de gözler önüne serdi. Seminere Lordlar Kamarası üyelerinden Lord Hylton, Lord Cobbold gibi birçok önemli siyasi ismin yanında, Uluslararası Af Örgütü, Tibet ve Uygur topluluklarından temsilciler de katıldı.
  |
| Seminerden bir görüntü |
Bay Kilgour, Falun Gong uygulayıcılarının kesinlikle şiddete başvurmadığını söyledi. Çok fazla sayıda Falun Gong uygulayıcısı Çin Komünist rejimi tarafından tutuklandıktan sonra işkence gördüğü söyledi. Uygulayıcılar işkenceden sonra hala inaçlarını bırakmazlar ise gözaltında ve zorunlu çalışma sistemi içinde ortadan kaybolmaktalar. Onların birçoğu rejim tarafından öldürülmekte ve organ nakilleri için organları toplanmaktadır. Bu organlar, organ nakilleri için Çin’e giden yabancılara satılmaktadır. Organ nail için Çin’e giden yabancıların sayısı düşünce bu defa da zengin Çinlilere organ nakli için uygulayıcılardan organları toplanmaktadır.
Kilgour, “Sadece çalışma kampları ve hapishanelerdeki Falun Gong uygulayıcılarına sistematik kan testleri ve fiziksel muayeneler yapılmaktadır. Bu testlerin uygulayıcıların sağlıkları ile ilgilenildiği için yapıldığını zannetmeyin, çünkü onlar aynı zamanda sistematik olarak işkence görmeye devam etmekteler. Testler, organ nakli sırasında organ kaynağı ve alıcı arasındaki kan grubu uyumuna ihtiyaç olduğundan zorunludur. Falun Gong uygulayıcısı Crystal Chen, Çin’deki bir kampta üç yıl kaldı ve iki kez kan tahlili olmak üzere toplam yedi kez tıbbi testlerden geçti.” [Alıntı; http://www.david-kilgour.com/2009/Kilgour101209.pdf]
 |
| Bay David Kilgour seminerde konuşurken |
Bay Kilgour, “Biz zulümde 2005 yılına kadar ki süreç içinde 41,500 organ naklinin Falun Gong uygulayıcılarından gelen organlar ile gerçekleştirildiğini tahmin ediyoruz. Bu sonuca nasıl ulaştığımızı kitabımızda ve de raporumuzda açıkladık. Bu sonucu, bir hükümet sözcüsünün bu dönem içinde 90,000 organ nakli yapıldığını bunların kaynağının ölüm cezası alan suçlular ve diğer kaynaklar olarak açıklamasından çıkardık. Fark 41,500 gibi dehşet verici bir rakamdır. Parti ve bağlı birimlerinin Falun Gong uygulayıcılarını zorla çalıştırarak ve organlarını satarak ne kadar para elde ettiğini düşünün. [Alıntı, http://www.david-kilgour.com/2009/Kilgour101209.pdf]
Bay Kilgour buna bir örnekte gösterid: 2003 yılında organ nakli için Çin’e giden bir kişi iki hafta boyunca Shanghai’daki Birinci Halk Hastanesinde kaldığını söyledi. Hastane onun kan ve diğer testlerinin sonucuna uyan dört böbrek getirdi. Fakat onun vücudu bağışıklık süstemi yüzünden böbreklerden hiç birini kabul etmedi ve böbreklerin dördü de alındı. Bu kişi ardından kendi ülkesine döndü. İki ay sonra yeniden bu hastaneye geldi. Hastane yapılan testlere uyumlu dört böbrek daha getirdi. Organ nakli ameliyatı birebir uyan sekizci böbreğin bulunması ile tamamlandı.
Ethan Gutmann, seminer de Çin’den kaçan Bangkok’taki Falun Gong uygulayıcıları ile röportaj yaptığını söyledi. Onlar alıkonuldukları süre içinde hapishane hücrelerinden dışarıyı arayamıyor ve fiziksel muayeneler için hastanelere götürülüyorlar. Onları fiziksel kontrollerini yapan doktorlar hepsi askeri doktorlardır. Gutmann, kendi yaptığı araştırmaya göre, yaklaşık 72,000 Falun Gong uygulayıcısından organları toplandı.
Seminere katılan Uygur kökenli Bay Enver Tohti, konuşmasında kendisinin bir cerrah olduğunu ve şu anda
İngiltere’deki bir İngiliz hastanesinde çalıştığını söyledi. O, 1995 yılında Anakara Çin’de doktor olarak çalıştı. Görevde olduğu bir sabah erkenden durumun ne olduğunu bilmediği bir halde iki doctor tarafından kendilerine yardımcı olması için telefon aldı. Onlar birlikte Urumqi’deki Xishan’a gittiler. Geldikleri yerde birkaç silah sesi duyduktan sonra bir polis eşliğinde idam alanına götürüldüler ve ardından daha yeni idam edilmiş bir adamı içeri getirdiler. Bay Tohti, o adamın hala canlı olduğunu gördü. Kurşun bir ya da iki saat içinde ölmeyecek şekilde bilinci bir yere nişan alınmıştı. O, ambulansta doktorlar adamın göğsünü açtılar ve onun iki böbreğini ve karaciğerini çıkarttılar. Bu kabus o günden beri kendisini rahatsız etmekte. Bu yüzden Bay Tohti, Çin’deki organ toplandığının kanıtı olarak açıkça konuşmaya karar verdi.
Katılımcıların hepsi seminerde sunulan araştırma konuları ve sonuçları karşısında şok oldu ve herkesin derin düşüncelere dalmasına neden oldu. Katılımcılar, Çin Komünist rejimi ile yapılan insan hakları görüşmeleri ile herhangi bir anlamlı sonuca ulaşılamadığını kabul ettiler. Daha sıkı önlemler alınmalıydı.
Bazı katılımcılar: “Biz sadece ticari çıkarlara ilgili ve insani değerleri terk etmiş görülmek istemiyoruz” diyerek uluslararası toplumun şimdi harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Canlı Falun Gong uygulayıcılarından organ toplanması araştırma raporu karşısında Çin Komünist rejimi herhangi bir şey söyleyemedi
Seminerden sonra Bay David Kilgour ile gerçekleştirilen röportajda, kendisi ve Bay Matas’ın bağımsız araştırmalarına başladıkları ilk günden itibaren Çin Komünist rejiminin baskı ve birçok engeller çıkararak çabalarını engellemeye çalıştığını söyledi. Araştırma raporu ilk yayınlandığında Çin Komünist rejiminin halka yanıtı raporda iki şehrin yanlışlar eyalet olarak yerleştirildiğine dikkat çekmek oldu. Bunun yanında, rejim rapordaki kanıtları ve önemli kısımları çürütecek herhangi bir yanıt vermedi. Hatta ikinci araştırma raporundan ve yeni kitap Kanlı Kampanya’nın yayınlanmasından sonra bile rejim kanıtları çürütecek herhangi bir sağlam açıklama getiremedi. Yeni kitap araştırmaları süresince Çin Komünist rejiminin çok fazla sayıda Falun Gong uygulayıcısını kayıtsızca öldürdüğü ve organlarını topladığını gösteren 52 çeşit kanıtı içermektedir.
Muhabirin, Bay Matas ile dünya çapında dolaşarak insanlık dışı organ toplama olayının Çin’de halen devam ettiğini insanlara anlatmalarına neyin yönlendirdiğini sorması üzerine Bay Kilgour, araştırmaları sırasında birçok Falun Gong uygulayıcısı ile görüştüklerini söyledi. Ayrıca diğer ülkelerdeki Falun Gong uygulayıcıları ile görüştüler. Bay Kilgour, tüm bu görüşmeler neticesinde Falun Gong uygulayıcılarının çok huzurlu ve çok iyi insanlar olduğunu hissetti. “Onlar Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü’ye olan inançları yüzünden Çin Komünist rejimi tarafından öldürüldüklerini ve bunun 21. yüzyılda kesinlikle hoş görülemeyecek bir şey olduğunu belirtti. Bay Kilgour, “Muhtemelen siz Bay Matas’ın aynı zamanda Nazilerin Yahudi soykırımı tarihi üzerinde çalışan bir uzman olduğunu biliyorsunuz. Bu korkunç katliamın insanlara öğrettiği ders, organ toplama gibi böylesi insanlık karşıtı bir acımasızlığın görmezlikten gelinemeyeceğidir. Ben, Çinli insanlara çok fazla saygı duyuyorum. Dünya çapındaki diğer insanlar gibi onlarında insan haklarına sahip olmasını
istiyorum. Onlara kendi hükümetleri tarafından saygı duyulmalı ve iyi davranılmalıdır.” dedi.
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2009/12/13/214361.html
İngilizce metin: http://www.clearwisdom.net/html/articles/2009/12/18/113201.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.
devamı ...