Jin Hanedanlığı döneminde başkent Pekin’de Xu Wei adında bir devlet lideri varmış. Xu Wei, bir akşamda rüyasında ihtiyar bir adamın kendisini ziyarete geldiğini görmüş. Gelen ihtiyar adam, zayıf, uzun boylu, beyaz saçlı ve yeşil cübbeliymiş. Adam, Xu Wei’ye, “Daha sonra balta veya testere ile kesileceğim bir felaket başıma gelebilir, umarım o zaman beni korursun.” dedikten sonra birden ortadan kaybolmuş. Xu Wei uyandıktan sonra, rüyasında gördüklerini hala canlı bir şekilde hatırlıyormuş, fakat anlamını bir türlü kavrayamamış. Gördüğü rüya çok garip olduğundan, Xu Wei onu hiç unutmamış.
Daha sonra Xu Wei, vali olarak Shandong Eyaletine bağlı Tai-an şehrine atanmış ve yeni görevine başladıktan kısa bir süre sonra Tai-an şehrindeki ünlü bir tapınakta yangın çıkmış. İmparatorun talimatıyla yangın sonucu kül olan tapınağın yeniden yapılması gerekiyormuş. Fakat tapınak fazla büyük olduğundan Tai-an şehrindeki bütün büyük ağaçların kesilmesi gerekliymiş. Tai-an şehir merkezine 30 kilometre uzaklıktaki bir köyde yaşlı bir çam ağacı varmış. Ağacın dalları o kadar büyük ve bereketliymiş ki gölgesi yaklaşık 1.5 hektarlık bir alanı kaplamaktaymış. Köydeki yaşlılar bu ağacın yüzler senedir yaşadığını söylüyormuş. Buna rağmen, bu ağaç içinde kesilmesi talimatı bulunmaktaymış. Köydeki herkes birlikte Valiliğe gelmişler ve ağacın kesilmemesi için Xu Wei’ye yalvarıp yakarmışlar. Xu Wei, köylülerin yalvarmaları karşısında birdenbire daha önce gördüğü o garip rüyayı hatırlamış ve bu ağacın kesilmemesi için emir vermiş.
O akşam Xu Wei rüyasında, daha önce gördüğü o yeşil cübbeli ihtiyar adamın gelip kendisine teşekkür ettiğini görmüş. Xu Wei bu rüyadan anlamış ki, yeşil cübbeli ihtiyar adam aslında o asırlık çam ağacının ruhuymuş.
Kaynak: http://zhengjian.org/zj/articles/2010/3/2/64653.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.
devamı ...