Antik Çin Hikâyeleri: İyilik Eden İyilik Bulur

Qing Hanedanlığı döneminde Hebei Eyaletine bağlı Xian Kasabasında Shi soyadında bir kişi varmış.

Shi, bir gün, köy üzerinden evine dönerken, genç bir karı koca ve küçük bir çocuğun birbirlerine sarılarak ağladıklarını görmüş ve yanlara gidip neden ağladıklarını sormuş.

Genç kadın, Shi’ye, “Kocam bir despota borçlandı. O despot, kocamı borcu hemen geri ödemesi için zorlandığından kocam çaresiz bir şekilde beni ona satmak zorunda kaldı. Kocamla birbirimizi çok sevdiğimiz ve çocuğum da hala sütümü içtiğinden dolayı birbirimizden ayrılmak zorunda kaldığımıza çok üzülüyoruz.” diye cevaplamış.

Shi onların borcunun ne kadar olduğunu sormuş. Genç adam, “Borcum 30 gümüş paradır.” diye cevap vermiş. “Karını ne kadar sattın?”diye tekrar sormuş Shi. “O despota nikâhsız eş olarak karımı 50 gümüş paraya sattım.” demiş genç adam. Shi bunu duyunca hemen, “Eğer şimdi ona olan borcunu ödersen, karın gitmekten kurtulabilir mi?” diye sorunca genç adam, “Tabi ki, satış sözleşmesi üzerine henüz imza atmadık.” demiş.

Shi bunu duyduktan sonra, bir saniye bile kaybetmeden hemen cebinden 70 gümüş para çıkarıp genç adama, “Al bu paraları. 30 para borç ödemek için, 40 para kendine bir işini kurup yaşaman için ve bir daha ne olursa olsun karını satma.” diyerek vermiş.

Genç çift Shi’nin yaptığı bu büyük iyiliğin karşısından hem büyük bir minnettarlık hissetmiş hem de teşekkürlerini göstermek istemiş. Onlar en son Shi’ya çok zengin bir yemek hazırlamışlar ve yemek sırasında genç çift elinden geldiğince Shi’ya hizmet etmişler. Shi biraz içki içtikten sonra, genç adam kalkıp çocuğunu tutarak evin dışına gitmiş ve kapıdan çıkmadan önce gözüyle karısına işaret ederek Shi’ya teşekkür etmek için Shi ile bir gece kalmasını istemiş. Kadın kocasının imasını anlamış ve Shi’ya kendi isteklerini açık bir şekilde söylemiş.

Kadının lafını duyar duymaz, Shi aniden kızmış ve ciddi bir tavırla, “Hayatımın yarısı eşkıyaydım ve bir sürü kişiyi öldürdüm, fakat birinin zor anlarını fırsat bilerek onun karısına dokunup kirletmeyi hiç yapmadım. Bunun gibi bir şeyi asla yapamam!” demiş ve kalkıp başını bir kez bile çevirmeden oradan ayrılmış.

Bir ay sonra bir gecede, Shi’nin oturduğu köyde aniden büyük bir yangın çıkmış. O dönem tam da sonbahar hasadı zamanıymış ve her evin dört bir yanında kuru otlar yığılıymış. Kısa bir süre sonra, yangın köyün çoğunluğu yayılmış ve Shi’nin evi de dâhil birçok ev alevler içinde kalmış.

Yangın o kadar büyük ve şiddetliymiş ki Shi ve aile üyeleri bir türlü evden çıkıp kurtulmayı başaramamış. Giderek büyüyen yangın karşısında, Shi ve aile üyeleri çaresizce gözlerini kapayarak ölümü beklemeye başlamışlar.

Tam o sırada, evin çatısından sanki biri yüksek sesle, “Dongyue Kralının (Çin geleneksel efsanesindeki ‘Ateş Ölümsüzü’) talimatı geldi, Shi’nin bütün ailesi muaf tutuldu!” diye bağırıyormuş gibi geldi.

Bu bağırış biter bitmez, Shi’nin evinin kuzey tarafındaki duvar birdenbire yıkılmış. Shi, iki eliyle karısı ve oğlunu çekip yıldırım hızıyla yangından kurtulmuş ve dışarı kaçarken, üçü de sanki birinin onları tutarak dosdoğru dışarı çıkarttığını hissetmiş.

Yangın söndükten sonra, Shi’nin ailesi dışında köydeki bütün aileler yanarak ölmüş. Komşularından biri Shi’yi kutlarken, “Geçen günler herkes senin aptal olduğunu söyleyerek alaya alıyordu! Fakat 70 gümüş parayla üç hayatı kurtardığını kimse düşünmemişti.” diye söylemiş. Aslında bu komşunun söylediğinin sadece bir kısmı doğruydu.

Antik Çin’de, şehvete takıntı ve rasgele cinsel ilişki en büyük kötülük olarak kabul edilmektedir. Aslında, Shi yaptığı iyilikten sonra, eğer kendisini kontrol edemez ve o genç çiftin “anormal” teşekkür şeklini kabul etseydi, o zaman yaptığı 70 gümüş paralık iyiliği tamamen etkisiz hale getirecekti.

Geleneksel Çin kültürüne göre, Shi’nin bu olaydan elde ettiği erdem, eğer %100 olarak değerlendirmek gerekirse, o zaman bağışladığı para sadece %40’lık payı alırken, şehvetten uzak durabilmesi %60’a karşılık gelmektedir.

Kaynak: http://www.minghui.org/mh/articles/2010/7/1/226234.html