Falun Dafa ile ilk tanıştığım andan şimdiye kadar bir yıl geçti. İlk anda “ah işte yıllardır aradığım tam da buydu” diyerek heyecanlanışımın ardından zihnim muazzam bir kargaşa yaşamaya başladı.
İçimde 52 yıldır yaşamakta olduğum katı İslami söylemlerin geçerli olduğu hatta din değiştirmenin neredeyse vatan hainliği ile aynı anlama geldiği tutucu toplum ve bu toplumun kurallarına bağlı gelişmiş olan karakteristik kalıplarım, kendi araştırmalarımın da etkisiyle gelişmiş dini bağlılıktan ötürü yanlış yapma (günah işleme) korkusu vardı. Ne Falun Dafa’dan vazgeçebiliyordum ne de içimdeki yanlış yapma korkusundan. Adeta bir paradoksun içinde kavruluyordum, çünkü yıllardır yaptığım dini araştırmalarımdan çıkardığım sonuçların ve daha da fazlasının Zhuan Falun’da Saygıdeğer Shifu tarafından, çok açık bir dille anlatılıp adeta Shifu’nun dediği gibi cennete tırmanan bir merdiven sunuluyordu.
Aynı anda iki yoldan birlikte gitmeye uğraştığım için de hiçbir yere gidemeden boşuna uğraşıp duruyordum. Kafam öyle karışmıştı ki aradığım cevabı bir türlü bulamıyordum. Kah kiliseye gidip dua ediyor, kah camide namaz kılarak bir işaret bekliyor, kah Zhuan Falun’u rast gele açıp hangi sayfaları denk geldiyse onları okuyarak bir yol seçmeye uğraşıyordum. Neredeyse akşam karar verip sabah vazgeçer durumdaydım. Ama net bir şekilde bir cevap bulamadım ve hangi yola dönsem aklımda diğeri kalıyordu. Lakin tüm bunları yaşarken aslında zihnimde ilk beliren “ah işte aradığım buydu” fikrimle Falun Dafa yoluna zaten girmiş olduğumu ve kaderimin o yönde belirlendiğini fark edememiştim.
Bir süre sonra uygulayıcı arkadaşlara yakın bir bölgeye taşındım ve onlarla daha sık görüşmeye başladım. Uygulayıcı arkadaşlarım birçok konuda bana yardımcı oluyorlardı, her görüşmemizde birkaç sorun ya da takıntımı fark ediyorum ama iş hangi yoldan gitme kararına gelince hepsi sessizleşiyor ve kararı bana bırakıyorlardı, ben ise hala zihnimi bir türlü sakinleştiremiyordum. Bir gün uygulayıcı arkadaşlardan biri ile (o bir Çinli ve antik Çin Kültürü hakkında elbette çok bilgiye sahip) yine aynı konu üzerinde konuşuyorduk ve birden fark ettim ki aslında bu bir düşünce karması!!! Ben mükemmeliyetçilik takıntımı ve ona bağlı yanlış yapma korkumu aşamadığım için biri bana “bu yoldan git” desin ve sorumluluk ona ait olsun istiyordum. Eski güçler de benim bu eksikliğimi kullanmışlardı.
Takıntımı fark etmemle birlikte birden rahatladım ve bir yılı geçkin bir zamandır ilk defa kendimi gerçekten bir UYGULAYICI olarak gördüm. Birkaç gün sonra ise Saygıdeğer Shifu rüyamdaydı. Bir trenin aynı vagonundaydık, o ön sıradan dönmüş ve bana gülümsüyordu. Artık doğru yolda yürüdüğüme tüm kalbimle inanıyorum.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.