Gerçek Anlamda Karşı Tarafın İyiliği İçin Konuşurken

İnsanın herhangi bir şey yaparken mutlaka amaçları vardır, fakat bazen kişinin kendisi bile o amaçların farkında bile olmaz. Eski evrendeki yüce varlıkların bile bir şey yaparken belli bir amacı vardır, özellikle eski güçlerin amaçlarının iyi olmadığını uygulayıcıların hepsi bilir. Tamamen karşındaki kişinin iyiliğini düşünerek bir şey yapmak oldukça zordur. O halde, bir Dafa uygulayıcısının nasıl yapması gerekir?

Hepimizin şöyle bir tecrübesi var: tanıdığımız birçok uygulayıcı kendi fikrinden farklı bir tavsiyeyi duyunca veya kendisinin bir eksikliği işaret edilirken çoğunlukla kabul etmez, bazıları yüzeysel olarak kabul etse bile zihninde hala karşıdır. Tabii ki tamamen kabul ettikleri zaman da var. Kendi içime bakıp aradığımda, diğer uygulayıcılar eksikliğimi işaret ederlerken ya da düşüncemden farklı fikirlerini bana söylediklerinde, çok nadiren isteyerek kabul ederdim.

Geçmişte başka uygulayıcılarla paylaşırken şöyle bir şey fark ettim: eğer doğrudan karşı tarafa bir eksikliğini söylersem, karşı taraf kolayca söylediğimi reddetiyor, ama eğer kavradığım Fa’nın bir ilkesini karşı tarafa anlatırsam, hiç sorun yaşanmıyordu. Bu durumda, karşı taraf hep seve seve beni dinliyor ve ardından çoğu zaman kendi kendine sahip olduğu takıntı ve eksiklikleri söylüyordu. Neden böyle oluyor? Çünkü o anda sözünü ettiğim şey kavradığım Fa’nın ilkesiydi, insana ait bir şey değildi. Kavranılan Fa’nın ilkesi Fa’ya uyuyor ve eski evrenin ilkesini aşıyor.

Diğer bir deyişle, bahsettiğim gerçek anlamda diğer kişilerin iyiliği konusunu insani bakış açısından ele alırsak başaramayız. Ancak Fa’nın bakışından, kendimizin hakiki kavradığımız Fa’nın ilkesine dayanarak hareket eder ve herhangi bir kişisel amacımız olmazsa, ancak o zaman gerçekten her şeyi aşarız ve bu durumda gerçek anlamda karşı tarafın iyi olması için bir şeyler yapabiriliz.

Gerçeği açıklarken de durum buna benziyor. Bir uygulayıcı ancak Fa’yı fazla çalıştıktan sonra ve Fa’nın ilkelerini anladığı zaman daha net bir şekilde gerçeği açıklayabilir ve kolayca karşı tarafa kabul ettirebilir. Örneğin bir defasında işyerimde bir meslektaşıma gerçeği açıklamaya çalıştım, fakat birkaç gün geçmesine rağmen hala başaramadım. Bir akşam sakin bir zihinle Fa’yı çalıştım ve en son Fa’dan o arkadaşımın takıldığı noktayı buldum. Ertesi gün sadece birkaç dakika içinde arkadaşım hemen geçmişte katıldığı ÇKP kurumlarından geri çekilmeyi kabul etti, üstelik gerçekten Shifu’nun söylediği gibi, arkadaşım sözlerim karşısında o kadar duygulandı ki gözyaşı bile döktü ve benim en yakın dostu olduğunu gördü. Meğer sadece Fa’dan gelen güç insanı etkileyebilir ve değiştirebilir.

Bu konu daha ileri bir şey daha kavradım ki, bir Dafa uygulayıcısı ancak Fa’yı fazla çalıştığında, her şeye her zaman Fa bakışından bakabilir. Eğer düşüncelerimiz, sözlerimiz ve hareketlerimiz Fa’nın ilkelerine uyuyorsa, uygulayıcı arkadaşlarımıza eksiklerini işaret ettiğimizde veya sıradan insanlara gerçeği açıkladığımızda, karşı taraf mutlaka isteyerek kabul edecektir.