1. Bölüm ve 2. Bölüm’den devam;
Hastane Koğuşunda "En Acı Hayat"
Hapishane gardiyan kaptanı Liu Jie (刘杰), 13 Ocak 2012 tarihinde beni Liaoning Kadınlar Hapishanesi hastane koğuşuna gönderdi. O, "Burada en acı verici hayatı yaşayacaksın" diye beni tekrar lanetledi. Liu, "dönüştürme"¹ yapılmayı reddettiğim için 2011 yılı sonunda ikramiyesini alamadı.
Hapishane hastane koridorunda, Liu, koğuş kaptanı Bian Yuan (边 媛), 1 Nolu bölüm kaptanı Yuan Guilin (原 桂玲) ve diğer birçok izleyici önünde beni azarladı. Liu, "O, 'dönüştürme' yapılmayı reddeden birkaç kişiden biridir. Diğerlerinin hepsi inançlarını terk etti" dedi.
Ben, sabah saat 9.00’dan öğleden sonra saat 15.00’e kadar koridorda tekerlekli sandalyede bırakıldım. Ocak ayında Shenyang çok soğuktu. Sıcak kalmaya çalışmak için mümkün olduğunca yukarı doğru kıvrıldım ve hiç öğle yemeği yemedim. Saat 15.00’ten sonra, bir tutuklu beni üçüncü katta bulunan 305 nolu odaya taşıdı. Üçüncü ve dördüncü katlardaki mahkûmların çoğu akıl hastasıydı.
Ayaklarım hala şişti. Her iki elimdeki üç parmağımı bükemiyordum. İdrarımı ya da bağırsak hareketlerimi kontrol edemiyordum, ama kabız da olmuştum. Ben, duvara ya da bir eşyaya tutunmadan kendi başıma yürüyemiyor, ayakta duramıyor veya oturamıyordum. Üzerimi giyinmek ve elbiselerimi çıkarmak ve tuvaleti kullanabilmem için yardım gerekliydi.
“Sen Dönüştürülmedin”
2012 yılı Nisan ayı başlarında ben bir gün tuvalete taşındım. Tuvalete oturdum ve parmaklarım ile dışkımı dışarı çıkarmaya çalıştım. Benim el ve makatım dışkı doluyken, bir tutuklu diğerlerinin tuvaleti kullanması gerektiğini söyleyerek beni zorla dışarı çıkardı.
Ben, "İlk önce temizlenmem gerekiyor." diye bağırdım. Mahkûmlar kendimi yıkamam için bana çok az bir süre verdi ve ardından da beni oda 305’e geri sürüklediler. Yatağa atıldım. Sırtüstü devrildim. Bacaklarım kenardan sallanırken, gövdem yataktaydı. Hareket edemiyordum.
Ben, “Bunu sadece beni aşağılamak ve bana zor anlar yaşatmak için bunu yaptığını biliyorum. Ben ne yanlış yaptım?” diye sordum. Bir mahkûm cevap verdi, “Sen dönüştürülme yapılmadın" dedi.
"Hükümetin Talimatlarını İzleme"
Altı ay boyunca, 13 Ocak 2012 ve Temmuz 2012 tarihleri arasında, sadece üç kez duş almama izin verildi. 2012 Temmuz ila 2013 Mart ayları arasında eve gittiğimde, duş almama hiç izin verilmedi.
İdrarımı kaçırmam daha da kötüleşti. Sık sık pantolonumu kirletiyordum. Onlar her seferinde yetişkin hasta bezimi değiştirdiler, ancak kendimi yıkamama izin vermediler. Kalçalarımda iltihaplar oluştu. Mahkûmlar ve gardiyanlar benimle dalga geçti.
5 Haziran 2012 tarihinde uyurken, mahkûmlar yüzümün yanına içinde kirli bezlerimin bulunduğu plastik poşeti koydular. Bir mahkûma bunun nedenini sordum. O da, "Hükümet bunu benden yapmamı istedi" ve "hükümetin talimatlarını uygulamak" zorunda kaldığını söyledi.
Hapishanede gördüğüm işkence tuvaletimi tutamamama neden olmuştu, ancak bu bana karşı kullanıldı. Ben, 13 Mayıs 2012 tarihinde biraz meyve ve sebze satın aldım. Hapishane tuvaletimi tutamamamı gerekçe göstererek, elma ve salatalıklarımın birazını aldılar. 13 Haziran günü, tam bir ay sonra, yiyecekleri bana geri verdiler. Elmalar o zamana kadar neredeyse tamamen çürümüş ve salatalıklar da tamamen kurumuştu.
6 Temmuz'da nefes almakta güçlük çektim. Bana biraz oksijen verildi ve oda 305’e geri gönderildim. O an ölüyor olabileceğim aklıma geldi.
Dönüştürme Yok, Tıp Şartlı Tahliye Yok
14 Aralık 2012 tarihinden itibaren, yemeğime tuhaf eklemeler yapıldığını fark ettim. İçme sularım da ilaç gibi kokuyordu. Hatta kızımın bana getirdiği yiyeceklerin tadı bile bir garipti.
2 Ocak 2013 tarihinde, tekrar solunum güçlüğü yaşadım. Bana hemen bir serum bağlandı. 5 Ocak'ta konuşma yeteneğimi kaybettim. Serumun içine hangi ilaçların koyulduğunu bilmiyordum, ama başım dönüyordu. Hapishane hastanesi 2 Ocak’tan 19 Şubat 2013 tarihine kadar bana serum bağladı.
2012 yılı sonunda, ailem benim adıma tıbbi şartlı tahliye için başvuruda bulunmaya çalıştı, ama hapishane personeli tarafından, “Liu Zhi dönüştürülmeyi ya da suçlarını kabul etmiyor. Bu nedenle, tıbbi tahliye olamaz. Bu ancak, Falun Gong’u uygulamanın bir suç olduğunu kabul ederse mümkün olabilir." diye söylendi.
Ölmek Üzereyken Atıldım
8 Mart 2013 günü öğleden sonra, hapishane beni eve göndermek için bir ambulans çağırdı. Ölmek üzere olduğumu görünce, ağabeyim ve kızım beni eve almayı reddetti. Acil tedavi için Çin Tıp Üniversitesi 4 Nolu İştirak Hastanesi’ne sevk edilmemi talep ettiler.
Hapishane müdürleri benim için serbest bırakılma formlarını imzalaması amacıyla kardeşimi zorladı, aksi takdirde hastaneye gönderilmeyecektim. Kardeşim evrakı imzaladı, ancak sonrasında kritik durumum nedeniyle hastane beni kabul etmeyi reddetti. Hapishane müdürleri gitti ve beni hastanede bıraktılar.
Ailem, beni kardeşimin evine götürmesi için başka bir ambulans çağırdı. Evinde kaldığım için kardeşimi sık sık taciz ettiler ve her an hapishaneye geri alınabileceğimi söylediler. Kardeşim bir keresinde tehditleri alaycı bir şekilde yanıtladı, “Bu iyi. Bir ambulans çağırayım ve kardeşimi size göndereyim mi?"
Daha fazla zulümden kaçınmak ve kardeşime huzur vermek için, kızım ve ben taşındık ve kendimize bir daire kiraladık.
Not:
1. “Dönüştürme”: Falun Gong’dan vazgeçmeleri için bir uygulayıcıyı zorlamak amacıyla beyin yıkama ve işkencenin sıkı bir rejimi.
Çince metin: http://www.minghui.org/mh/articles/2014/4/9/沈阳刘志女士被看守所、监狱迫害致命危的遭遇-289813.html
İngilizce metin: http://en.minghui.org/html/articles/2014/9/4/2848.html
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.