Eski zamanlarda filler tüm Çin'de, en kuzey bölgelerinde bile, serbestçe gezer ve çoğu zaman üst sınıfa ait kişiler tarafından avlanırlardı. Yakın bir geçmişe kadar da Çin'in güneyinde yaşamaktaydılar. M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren yazılı metinlerde ehlileştirilmiş fillerden söz edilir ve popüler masallarda kahraman çoğu kez bir file biner. Bir fille tarla süren bir adamın resimleri efsanevi imparator Shun'a gönderme yapar: İmparator Shun, çok başarılı ve kendisini ailesine adamış (xiao) bir yönetici olarak yüz yıl yaşamıştır.
Filleri öldüren bir canavarı öldüren bir kahramanın ve bir filin onu 300 tane fildişi bulunan bir yere götürmesine dair efsane en geç 5. yüzyıla aittir. Bunun bir benzerine, Binbir Gece Masalları'nda Sinbad'ın yedinci yolculuğunda rastlamaktayız.
Fil çok yüksek ahlak değerleri olan bir hayvan olarak görülmektedir. Fillerin, aynı insanlar gibi mahremiyetlerinde düşkün oldukları söylenir. Minnettarlık duyar; az önce gördüğümüz gibi yardım edenleri fildişiyle ödüllendirebilir. Buna ek olarak, güç ve kurnazlığı simgeler ve bu bağlamda çoğu kez aslan, leopar ve kaplanla beraber tasvir edilir. File binmek (qi-xiang), mutluluğu (ji-xiang) simgeler: file binen çoğu kez elinde bir asa (ru-yi) taşıyan bir çocuktur. Filin örtüsü, mutluluk ve iyi talihi simgeleyen motiflerle süslüdür -örneğin, bulutlarda yüzen bir inci ve altında denizden yükselen bir kaya.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.