Chun Qiu dönemindeki Song Ülkesinde çok iyi kalpli, yardımsever ve yüksek ahlaklı bir kişi varmış. Onun ailesinin üç kuşağı da hep aynı şekilde devam etmiş. Bir gün, ailedeki bir siyah dana beyaz bir buzağı doğurmuş, bu olay kişiye çok tuhaf geldiğinden gidip Konfüçyüs’e sormuş. Konfüçyüs ona bunun şanslı bir şey olduğu söyleyerek cevaplamış.
Kısa bir süre sonra, bu kişinin gözleri sebepsiz yere kör olmuş ve birkaç gün sonra, siyah dana tekrar beyaz bir buzağı doğurmuş. Adam Konfüçyüs’e bunun tam olarak neden olduğunu sormak için oğlunu göndermek istemiş. Fakat oğlu demiş ki “Geçen defa gidip sordun ve şanslı bir şey olduğunu söyledi, fakat kör oldun. Tekrar gidip sorarsam da doğru bir cevap alamayız bence.” demiş. Kişi bunu duyunca, “Bilgenin söylediklerinin genelde gerçekleşeceğine inanıyorum. Bu olayın aslının ne olacağını henüz bilemeyiz, o yüzden git ve bir daha sor.” demiş. Oğlu Konfüçyüs’e gidip sormaya mecbur kalmış ve aldığı cevap yine “Şanslı bir şey” olmuş. Üstelik Konfüçyüs adamın oğluna bunun için Tanrıya taparak teşekkür etmesi gerektiğini söylemiş. Oğlu eve döndükten sonra Konfüçyüs’ün söylediklerini babasına anlatmış. Bunun üzerine babası oğluna “Konfüçyüs’ün söylediğine göre Tanrıya tap ve teşekkür et.” diye söylemiş. Uzun bir süre geçmeden önce, oğlunun gözleri de babası gibi sebepsiz yere kör olmuş.
Kısa bir zaman sonra Chu Ülkesi gelip Song Ülkesini saldırmaya başlamış. Song Ülkesindeki erkeklerin hepsi askere katılarak savaşa gitmek zorunda kalmışlar ve bu savaş aşırı derecede şiddetli olduğundan dolayı, katılanların çoğunluğu ölmüş. Kör olan adam ve oğlu özürlü olduğundan askere gitmemişler ve hayatları kurtulmuş.
Savaş bittikten sonra, bu adam ve oğlunun gözleri iyi bir doktorun tedavisi sayesinde tamamen iyileşip tekrar görmeye başlamış.
İyi kalpli, yardımsever ve yüksek ahlaklı insanların mutlaka iyi bir sonuç alacakları daima evrenin değişmez bir ilkesidir.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.