Kuzey Amerika’yı ziyarete giden Çinlilerin yaklaşık hepsi oradaki Çin lokantalarında çok sevilen Longli adında bir çeşit balığın olduğunu bilirler. Bu balığın eti hem taze hem de lezzetlidir. Balığın kahverengi olan tarafından et varken, diğer tarafı etsiz ve açık beyaz renktir. Bu balık niçin diğer balıklardan farklı? Bunun arkasında Tanrıları duygulandıran bir hikâye vardır.
Çok çok eski zamanlarda, kör annesi ile birlikte yaşayan bir delikanlı varmış. İhtiyar annesi hastalıktan dolayı yıllardır yatakta yaşıyormuş. Bir senenin en soğuk kış ayında, dışarıda büyük bir kar durmaksızın yağarken, delikanlının annesi birkaç gün boyunca herhangi bir yemeği kabul etmemiş. Oğlu çok endişelenmiş ve annesine ne yemek istediğini sormuş. Annesi aslında bu defa kendi kendine açlıktan ölmek istiyormuş, çünkü seneler boyunca sırf kendi yüzünden oğlunun kazandığı paradan hiç kalmamış ve evde dört duvarın dışında hiçbir şey yokmuş. Kendisinin oğluna getirdiği bu ağır yükten bir an evvel kurtulmak için açlıktan ölmeye karar vermiş. Fakat oğlu, annesi için çok fazla endişelendiğinden, biraz bir şey yiyebilmesi için devamlı olarak annesine soruyormuş. Annesi, oğlunun bu devamlı sorularından kurtulup çocuğun bütün ümidinden vazgeçip onun ölümüne kadar evde kalabilmesi için, oğluna balık yemek istediğini söylemiş, çünkü ona göre, tüm nehirler bu kadar soğuk havada çoktan derinlerine kadar donmuş ve bu durumda oğlu asla bir balık bulamazmış.
Fakat oğlu aşırı derecede hayırlı bir evlatmış. O, annesinin gerçekten balık yemek istediğini ve en sonunda kadını açlıktan kurtarabileceğini düşünmüş. Delikanlı çok mutlu olmuş, fakat bu mutluluk bir dakika bile sürmemiş, çünkü dışarıya baktığında, her yerin karla dolduğunu ve bu havada asla hiç balık bulamayacağını fark etmiş. Ama annesinin balık yemeyi beklemekte olduğunu da aklına gelir gelmez, delikanlı hemen dışarıya fırlamış ve en yakın nehre gitmiş. Kar ve buz altındaki nehir neredeyse tamamen donmuş, bu kadar kalın buzu kaldırılabilse bile kesinlikle hiç bir balık bulamayacağından emin olmuş.
Delikanlı annesini kurtarmayı çok fazla istemiş ve dizlerinin üzerine çöküp “Lütfen annemi kurtarın” diyerek Tanrılara yardım etmeleri için dua etmiş. Ondan sonra, ceketini açmış ve kendi göğsünün sıcaklığı ile nehir üzerindeki buzları eritmeye çalışmış. Onun son derece içten duası ve hayırlı evladın kalbi hakiki Tanrıları duygulandırmış. Derken, inaılmaz bir görüntü ortaya çıkmış: donan nehir birden bir parça erimiş ve capcanlı bir balık nehirden dışarıya fırlamış. Delikanlı ağlayarak Tanrılara ve çıkan balığa teşekkür etmiş. Hayatı boyunca hiçbir canlı öldürmemiş olan delikanlı, ellerinde balığı tutarak balığa demiş ki “Ben sana hiç zarar vermek istemezdim, fakat annemi kurtarmak için başka çarem yok, benim yüzünden acı çekeceğin için çok özür dilerim.” Ondan sonra, balığın iç organlarına hiç zarar vermeden delikanlı çok dikkatlice sadece balığın bir tarafındaki eti kesip almış ve onu tekrar nehre geri koymuş. İşte o günden itibaren, bu tür balık “Hayırlı Evlat Balığı” olarak adlandırılmış ve günümüzde yurtdışında yaşayan Çinliler onu “Longli” adıyla bilirler.
O akşam, oğlu balığın bir tarafındaki etle çok lezzetli bir balık çorbası pişirmiş, yaklaşık ölmek üzere olan annesinin önüne getirmiş ve kaşıklar annesine yedirmiş. Annesi, bu balık çorbası içtikten sonra, inanılmaz bir şekilde yataktan kalmış, senelerdir kör olan gözleri de yavaşça tekrar görmeye başlamış ve ondan sonra çok sağlıklı bir kişi olmuş.
İşte insanın saf merhametli düşüncesi ve eylemi gerçekten Tanrıları duygulandırabilir. İyi kalpli insan en sonunda mutlaka iyi sonuçlar ile karşılaşır.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.