Shennong, Fuxi ve Huangdi ile birlikte, Çin'in eskiçağdaki üç imparatorundan biri olarak kabul ediliyor. Shennong'un yaşadığı dönem M.Ö. 2700'lerdeydi.
Hikâyeye göre, Shennong hastaları tedavi etmek için sık sık dağlara çıkarak şifalı bitkiler toplamaya gidermiş. Shennong sadece uzun yol kat etmekle kalmayıp aynı zamanda topladığı bitkileri bizzat tadar, bu bitkilerin işlevini tespit edermiş. Shennong bir gün yine dağa çıkmış. Yol kenarında topladığı zehirli bir bitkiyi tadınca, ağzı hemen kurumuş ve dili uyuşmuş. Shennong hemen bir ağaca yanaşmış, sonra ona dayanarak yere oturmuş, gözünü kapatarak dinlenmeye başlamış. Tam bu sırada bir rüzgâr esmiş ve ağaçtan birkaç yeşil ve güzel kokulu yaprak dökülmüş. Shennong rastgele iki yaprak alıp, ağzına koymuş. Yaprakları çiğneyince ağzında çok güzel bir koku hissetmiş ve rahatsızlığı da hemen geçmiş. Bunu merak eden Shennong, birkaç yaprağı avucuna alıp incelemeye başlamış. Shennong, bu ağacın yapraklarının dış görünüşünün, damarlarının ve kenarlarının diğer ağaçlarınkinden çok değişik olduğunu fark etmiş. O nedenle, bu yapraklardan biraz toplayıp eve getirmiş. İncelemelerden sonra bu bitkiye "çay" ismi koymuş. Bu, çayın keşfiymiş. Ondan sonra çay bitkisi dikilmeye, ilaç, sunu, yemek malzemesi ve içecek malzemesi olarak kullanılmaya başlamış.
Çayın keşfiyle ilgili bir başka hikâye daha var. Bu hikâyeye göre, Tanrı çayı Shennong'a bizzat hediye etmiş. Özelliklerini de Shennong keşfetmiş. Shennong, hastaları tedavi etmek için dağlara tırmanır, şifalı bitkiler toplar, eve gelince suda haşlar ve ilaç suyunu bizzat tadıp şifalı bitkilerin özelliklerini tespit edermiş. Bir gün Shennong yine dağdan bir miktar şifalı bitki toplamış ve bildiği özelliklerine göre birkaç bölüğe ayırmış, ilaç suyu haşlamak için ağacın altında bir ateş yakıp pınar suyunu tencerenin içine dökmüş. Su kaynayınca Shennong tencerenin kapağını açmış, tam bitki yapraklarını koyacakken suyun içinde birkaç yaprak görmüş, burnuna da güzel bir koku gelmiş. Shennong başını eğerek, yaprakları incelemeye başlamış: Yapraklar yavaş yavaş su yüzüne çıkıyor, suyun rengi sarı-yeşil oluyor, buharın yükselmesiyle güzel kokusu da yayılıyormuş... Shennong, bir kâseyle bu sudan biraz almış, tadının azıcık acı olduğunu hissetmiş, ancak içtikten sonra ağzında hoş tat kaldığını fark etmiş. Susuzluğu ve yorgunluğu gitmiş, zihni daha açık olmuş. Shennong, tencereden yaprakları çıkarıp incelemiş, ancak tencerenin etrafında bu tür bir bitki bulunmadığını görmüş ve bunu tanrının hediye ettiği sonucuna varmış. Shennong bu yaprakların tıbbi etkisini incelemeye devam etmiş. Aynı zamanda dağlarda aynı bitkiyi aramaya başlamış. Shennong bir gün nihayet birkaç yabani çay bitkisi keşfetmiş. Tadı, yaprak şekilleri ve renginin daha önce tattığı suyla aynı olduğunu görünce bu bitkiye "Cha" ismi koymuş. Çayın insan sağlığına yararlı bir şifalı bitkisi olduğu kabul edilmiş.
Yunnan gibi bölgelerde bugün hâlâ, bin yıldan yaşlı yabani çay bitkileri bulunuyor. Tang ve Song hanedanlarından Yuan, Ming ve Qing hanedanlarına kadar, Çin'deki çay üretim bölgesi durmadan genişledi ve yavaş yavaş tüm dünyaya yayıldı. Çay, medeniyetin gelişmesine önemli katkılar yaptı.
* * *
Clearharmony'de yayınlanan tüm makaleleri kopyalayabilir ya da çıktı alabilirsiniz, fakat lütfen kaynak belirtiniz.