Antik Hikayeler

  • Antik Çin Hikâyeleri: Aynı Kökten Yetişen Dallar Ayrılmaz

    Sui Hanedanlığı döneminde Tian Zhen adında bir kişi varmış. Tian Zhen, iki erkek kardeşiyle beraber yaşıyormuş ve çok uyumlu bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlarmış. Onların evinin önünde yüksek ve çok bereketli bir akasya ağacı varmış. Daha sonra, Tian Zhen’in iki kardeşinden en küçüğü Tian Guang hünerli olmayan bir kadın ile evlenmiş ve kadın, Tian Guang’un ağabeylerinden ayrılıp yalnız oturmak istediğinden sık sık Tian Guang ile kavga ediyormuş. Bir gün, Tian Guang’ın karısı tekrar huzursuzluk çıkartmaya başlamış ve ailenin mal varlığını hatta evin önündeki akasya ağacını bile eşit olarak üçe bölünmesini önermiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: İnsanın İyi Veya Kötü En Ufak Bir Düşüncesinin Bile Kaydı Var

    Song Hanedanlığı döneminde İmparatorluğa ait Akademide önemli bir görevde bulunan Wei Zhong-Da adında bir kişi varmış. Bir defasında, Wei’nin ruhu alt dünyaya çağrılmış ve alt dünyadaki Yan Luo Kralı, yargıca Wei’nin hayat boyunca yaptığı iyilik ve kötülüklerinin hesabını getirmesini emretmiş. Wei’nin hayatının kayıtlı olduğu deftere bakıldığında, yaptığı kötülüklerin kayıtlı olduğu defterler sarayın ön bahçesini dolduracak kadar fazlaymış, fakat buna rağmen yaptığı iyiliklerin kayıtlı olduğu defter ise sadece incecik bir çubuk kadarmış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Kısa Mı Ya Da Uzun Mu Yaşadı?

    Qing Hanedanlığının son döneminde Xia Tong-Shan adında bir devlet lideri varmış. O, herkese dürüst ve samimi davranır, başkalarına sürekli yardım ettiği ve her şeyden önce halkı düşündüğü için Qing Hanedanlığının son döneminde nadir rastlanan namuslu ve temiz liderlerden biriymiş. Fakat Xia Tong-Shan tam 50 yaşındayken bir hastalık yüzünden ölmüş. Onun hizmetçilerinden Zhang soyadlı biri, sahibinin bu kadar erken ölmüş olması karşısında hem üzülüyor hem de çok kızıyormuş. Cenaze töreninde, Zhang kederli ve öfkeli olarak, “Sahibim tüm hayatı boyunca iyilik yaptı ve erdem biriktirdi, fakat onun gibi iyi bir insan bu kadar kısa yaşadı..."
  • Antik Çin Hikâyeleri: Birinin Bacakları Arasından Geçme Aşağılanmasına Dayanan Han Xin

    Bir gün yolda yürürken, bir yerel kabadayı herkesin önünde Han Xin’i aşağılamak istemiş. Han Xin’in yolunu keserek ona, “Uzun boylu olmana ve kılıç taşımayı sevmene rağmen, aslında korkak birisin ve cesaretin sıfır. O kılıcı ne diye taşıyorsun? Birini öldürmeye cesaretin var mı? Eğer varsa kes başımı da görelim” demiş. Han Xin’in kendisini öldürmeye cesaret edemediğini görünce: “Eğer beni öldürmeye cesaretin yoksa, bacaklarımın arasından sürünerek geçmek zorundasın” diye devam etmiş. Han Xin, herkesin önünde, o kabadayının bacakları arasından sürünerek geçmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Tuhaf Bir Olay Arkasında Mutlaka Önemli Bir Sebep Taşınmaktadır

    Bu tuhaf olay rüzgâr gibi çok kısa bir zamanda yayılmış ve çocuklar dâhil köydeki herkes bakmaya gelmiş. Herkes, tam olarak bu öküzün evin üstüne nasıl çıkabildiğini şaşkınlıkla konuşup çözmeye çalışırken, köyün bir tarafında birdenbire yangın çıkmış. Yangın çıkar çıkmaz, beraberinde büyük bir rüzgar da başlamış ve insanlar henüz ne olduğunu anlayamadan kısa bir süre içinde köydeki yaklaşık bütün evler tamamen kül olmuş. Bazı kişiler öküzü şikâyet etmiş, “Hep bu öküz yüzünden başımıza felaket geldi, eğer bu öküz evin üstüne çıkmasaydı yangın da çıkmazdı.”
  • Antik Çin Hikâyeleri: Dünya’da Aslında Problem Yoktur, Sadece Cahil İnsanlar Olayları Karıştırlar

    Lu, halka çok samimi ve merhametli davranıyormuş, hatta suçluları bile çok nadir bir şekilde zorla sorguluyormuş. Yizhou eyaletine ilk geldiğinde yardımcısı, “Buradaki halk çok cahildir, çok zor kontrol edilebilir. Ancak ağır cezalar kullanırsanız, saygınlığınızı kurabilirsiniz. Aksi takdirde, hiç kimse sizden korkmaz!” diye ona ikna etmiş. Lu bu sözleri duyduktan sonra, başını sallayarak demiş ki, “Benim düşüncem seninkinden tamamen farklı. Halkın işi aslında idareye bağlı bir iştir. Doğru ve iyi bir şekilde idare edersiniz, o zaman toplum istikrar bulacaktır.
  • Antik Çin Hikâyeleri: 77 Yıl Boyunca Tutulan Evlilik Sözü

    Qing Hanedanlığının Gengzi yılında, Jiangsu Eyaletine bağlı Huaian şehrinde Cheng Xun adında bir tüccar, iş için iki yaşındaki oğlu ile beraber Pekin’e gitmiş ve orada tanıştığı Liu Deng-Yong adında bir kişi ile yakın arkadaş olmuş. Liu Deng-Yong’un bir yaşında bir kızı varmış ve o dönemdeki geleneğe göre, iki arkadaş çocukları büyüdükten sonra evlenmesi için birbirine söz vermiş. Daha sonra, Cheng ve oğlu memleketlerine dönmüşler ve Liu da ailesi ile beraber Pekin’den ayrılıp başka bir şehre taşınmış. Birkaç yıl sonra, Liu ölmüş ve ailesi gidip Tianjin’e yerleşmiş. En son, Liu’nun karısı da vefa etmiş ve onun kızı tek başına kalmış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Bile Bile Acı Çekmek veya Çıkar Kaybetme Kötü Bir Şey Değildir

    Ming Hanedanlığı döneminde Yuan Shu adında bir devlet lideri yeni bir görev alarak hizmetçisi ile birlikte yeni görev yeri olan şehre giderken, bir otelde geceyi geçirmek zorunda kalmış. Otelin sadece tek bir mutfağı varmış ve akşam yemeği yaparken, Yuan Shu’nun hizmetçisi aynı otelde kalan birkaç tüccar ile kimin mutfağı ilk olarak kullanacağıyla ilgili tartışmaya başlamış. Tartışmayı duyan Yuan Shu gelip hizmetçisini dövmüş ve o birkaç tüccardan özür dilemiş. İkisi odalarına döndükten sonra, hizmetçi kızgın kızgın, “Başkalarının önünde bu şekilde alçaklık eden başka hiçbir lider yok.” demiş.
  • Antik Hikâyeleri: Bir Başka Kişiyi Kurtarmak Kendini Kurtarmak Demektir

    Qing Hanedanlığının İmparator Yongzhen döneminin birinci yılında, Zhilixian Kasabasında Fan Zhang adında suçluları tutuklama görevi yapan bir kişi varmış. Bir defasında Fan Zhang aldığı talimat üzerine bir meslektaş ile birlikte büyük bir haydudu yakalamaya gitmiş, fakat haydudun evine vardıklarında, haydut evinin arka kapısından kaçmış. Fan Zhang’lar bu yüzden haydudun karısını tutuklayıp sorgulamak için kasabaya götürmeye karar vermiş. Dönüş yolunda, otelde bir gece kalmak zorunda kalmışlar. Gece yarısı, Fan Zhang’ın meslektaşı kalkıp gizli gizli haydudun karısının odasına girip ahlaksızlık yapmak istemiş...
  • Antik Çin Hikâyeleri: Tahammülün Hikmeti

    Bir gün, Xu Shou-Tian pazarda alışveriş yaparken, yanından geçmekte olan dışkı kovası taşıyan bir kişi dikkatsizliği sonucu bidondaki dışkıyı dökmüş ve üzerinin kirlenmesine neden olmuş. Xu Shou-Tian, dışkı taşıyan bu kişi fakir olduğundan ve ancak böyle bir iş yaparak geçimini sağlayabildiği ve ondan kirlenen ayakkabı ve kıyafetleri için tazminat istese bile asla ödeyemeyeceğini bildiği için duruma tahammül ederek eve dönmeye karar vermiş. Fakat tam o sırada, dışkı taşıyan kişi birdenbire Xu Shou-Tian’ı küfretmeye başlamış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hırsız Tövbe Edip Yeni Bir Hayata Başladı

    Daha önce, Qingzhou Eyaletinde bir hırsız varmış. Hırsız, günde iki yüz elli kilometre koşabilen bir ata sahip olduğundan, genelde gece yarısı atıyla çıkıp sabah olmadan önce dönüyormuş ve bu yüzden kimse onun hırsızlık yaptığını fark etmiyormuş. Bir gece, hırsız yolda çok yavaşça ilerlerken, sırtında bir ihtiyarın oturduğu bir öküz görmüş. Öküzün sırtında iç dolu çok ağır bir torba da varmış. Hırsız, “Durun! O torbayı bana verin.” diye bağırmış. İhtiyar, gözünün ucuyla hırsıza bakıp çok sakin bir sesle, “Tamam, şimdilik sende kalsın.” diyerek yanındaki torbayı hırsıza atmış. Hırsız kendini çok beğenmiş ve ata kırbaç vurarak hızlı bir şekilde eve dönmeye çalışmış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Önceden Belirlenmiş Kaderden Kaçılmaz

    Qing Hanedanlığı döneminde, zengin bir adam ünlü bir falcıya rastlamış ve falına baktırmak istemiş. Fakat falda kendisinin belirli bir günde belirli bir saatte öküz boynuzu ile öleceği çıkmış. Adam çok korkmuş ve o günden itibaren kapıdan dışarıya hiç çıkmamış. Bu durumda bile yeterince güvenli olduğunu hissetmiyormuş ve en son yüksek bir binanın en üst katında yaşamaya başlamış, binanın altında bir sürü koruma gece günüz aralıksız onu koruyormuş ve kendisine hiçbir öküzün yaklaşmasına izin verilmezmiş. Falcının söylediği kritik gün ve saate gelmiş, bu zengin adam camı açmış ve dışarıya bakmış, fakat bir öküzün gölgesini bile görememiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Depremden Önce Bir Çocuğun Gördükleri

    Qing Hanedanlığının İmparator Yongzheng döneminde Gengxu yılının Ağustos ayının 18’inci günü (18 Ağustos 1730), yani tarihte Pekin’de yaşanan büyük depremden önceki gün, bir adam bir çay dükkânına girer girmez, kucağında taşıdığı üç ya da dört yaşlarındaki bir çocuk birdenbire kafasını tutup ağlamaya başlamış ve içeriye girmek istememiş. Adam, belki dükkân içinde fazla kişi olduğundan çocuğun girmek istemediğini düşünerek başka bir dükkâna gelmiş. Fakat çocuk yine dükkâna girer girmez hemen ağlamaya başlamış ve adam, çocuğu ağlatmamak için birkaç dükkânı daha değiştirmiş, fakat çocuk her defasında ağlıyormuş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Zhao Wu, Kaplan Tarafından Yendi

    Karısı, çok ıssız bir yerde kayınvalidesini bulmuş. Yaşlı kadın ip ile bir ağaca bağlanmış, ağzı toprakla doldurulmuş ve yaklaşık ölmek üzereymiş. Karısı, ağlarak ipi çözmüş, yaşlı kadın ağzındaki toprağı çıkarmış ve biraz su bulup kayınvalidesine içirmiş. Karısı, yaşlı kadın tamamen uyandıktan sonra, onu sırtında taşıyarak ilerlemeye başlamış ve yaklaşık iki kilometre kadar ilerlediklerinde yerde kocasının taşıdığı eşyaların her yere dağıldığını ve birkaç parça yeni yenmiş insanın kemiğini görmüşler: ve kadın kocasının kaplan tarafından yenmiş olduğunun farkına varmış. Karısı bunun üzerine ağlamaya başlamış, bunun üzerine yoldan geçenler içlerini çekmişler.
  • Antik Çin Hikâyeleri: İnsan Hayatta “Üç Şeyi Yapmamalı”

    Qing hanedanlığı döneminde Zhao Jie-Tang adında bir kişi varmış. O, Changzhou kasabasının Belediye Başkanı olduğu dönemde, her şeyi adaletli ve dürüst bir şekilde hallettiği ve halka iyi kalple davrandığından dolayı, insanlar tarafından çok sevilirmiş. Bir Kış günü omuzunda iki bidon dışkı taşıyan bir çiftçi, bir kıyafet dükkânının önünden geçerken dikkatsizliği sonucu tam dükkânın kapısının önüne birazcık dışkı dökülmüş. Dükkân sahibi, çok kızmış ve bunun uğursuzluk olduğunu düşünerek çiftçiden kendi kıyafetleri ile yerdeki dışkıyı silip temizlemesini istemiş. Çiftçi, yalvararak kıyafetini çıkartmadan başka bir şekilde orayı temizlemek istemiş.