Antik Hikayeler

  • Antik Çin Hikâyeleri: Yağmurdan Kurtulmak Hakkında Bir Hikâye

    Yaz mevsiminde bir gün, aniden büyük yağmur yağmaya başladığından, henüz evlerine varmamış birkaç kişi ıslanmaktan kurtulmak için koşarak yolun kenarındaki küçük bir kır evine girmişler. Onların ardından sırılsıklam olmuş bir çocuk da koşarak kır evine girmiş. Fakat çocuk evin kapısından içeri girer girmez, neredeyse kulakları patlatacak derecede yüksek bir sesle gök gürlemeye başlamış ve en son kır evinin tam üstünde aralıksız gürlüyormuş. Evin içine önceden giren yetişkinler ürküp paniğe kapılmışlar ve onlardan biri gök gürültüsünün çocuk tarafından getirildiğinden şüphelenip çocuğu dışarıya kovmak istemiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hayvan Dilini Anlayan Kişi

    Güney-Kuzey Hanedanlığı döneminde Shen Seng-zhao adında olağanüstü yeteneğe sahip bir kişi varmış. Shen, ara sıra başka kişilerin gelecekte yaşayacakları iyi veya kötü olayları kestirmiş ve daha sonra bunların hepsi gerçekleşmiş. Fakat onun en ünlü yeteneği ise hayvanların dilini anlayabilmesi ve onlarla temas kurabilmesiymiş. Shen, Huiji Kasabasının Valisi olduğu süreçte, bir gün Huiji Kasabasındaki komutanla birlikte ava giderken, yolun yarısında Shen birden aceleyle geri dönmek istemiş. Komutan çok şaşırmış ve sebebin ne olduğunu sormuş. Shen, ülke sınırında savaş çıktığını söylemiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Ji Gong’un, Köpek Etini “Zorla Alma” Hikâyesi

    Ji Gong, Tang Hanedanlığı döneminde yaşamış son derece ünlü bir keşiştir, aynı zamanda da bir ermiş olarak kabul edilir. Tarihi kayıtlarda, büyük merhametiyle insanlara yardım ettiği anlatılan bir sürü gerçek hikâyede yer almaktadır. Bir gün, Hangzhou şehrinde Wang San adında ünlü bir köpek eti satıcısı her zamanki gibi iki kova köpek etini çok yüksek bir duvarın yanında satıyormuş ve çok kısa bir süre içinde bir sürü alıcı gelmiş. Herkes eti almaya çalışırken, kalabalık içinden bir kişi birdenbire, “Baksanıza ya, keşiş Ji Gong geliyor!” diye bağırmış. Herkes bağıran kişinin işaret ettiği yöne baktığında, gerçekten de gelenin Ji Gong olduğunu görmüşler.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Bilezik ve Sınav

    Peng Jiao, bir hizmetçisiyle başkente giderken, bir gün yolun kenarında küçük bir otel görmüş ve durup biraz dinlenmeye karar vermiş. Tam otelin kapısından girerken, ikinci kattan bir kişi camdan dışarıya bir leğen suyu dökmüş ve Peng Jiao’nun hizmetçisi dökülen su ile beraber parlak bir şeyin yere düştüğünü fark etmiş. Hizmetçi parlak şeyin yanına gidip baktığında altın bir bilezik olduğunu görmüş. Hizmetçi hemen onu yerden alıp cebine koymuş. İki hafta sonra, seyahatlerine devam ederlerken, Peng Jiao elindeki paranın yetmeyeceğinin farkına varmış. Hizmetçi, Peng Jiao’nın lafını duyar duymaz cebindeki o altın bileziği çıkarıp göstermiş ve onu satmayı önermiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: İnsanların Arasındaki Borçların Kapanması Cennet Tarafından Kontrol Edilir

    Shandong Eyaletine bağlı Xincheng şehrinde devlete çalışan zengin bir muhasebeci varmış. Bir gün, bu muhasebeci öğle tatili sırasında uyurken, rüyasında birdenbire bir kişinin dışarıdan acele acele geldiğini ve “Bana 40 bin para borçlusun, bugünden itibaren geri ödemen gerekir.” diyerek dosdoğru evine girdiğini görmüş. Muhasebeci gelen kişiye kim olduğunu sormuş, fakat hiçbir yanıt alamamış. Muhasebeci uyandıktan sonra, karısının bir erkek bebek dünyaya getirdiği haberini almış ve bu çocuğun kendisine geçmiş hayatında borç veren o kişi olduğunu anlamış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: İnsan Önceden Belirlenmiş Felaketten Kaçamaz

    Kızın kaldığı en üst katta, bir kaplan postu varmış. Kız günlerce kilitli kaldığı üst katta canı çok sıkılmış ve bir gün kaplanın postunun üzerine oturarak kaplanın bıyıklarıyla oynamaya başlamış. Fakat bıyıklar fazla sert ve keskin olduğundan kızın parmaklarından biri ufacık kesilmiş. Kesikte ne kanama ne de sancı varmış, kız bu yüzden ona hiç önem vermemiş. Fakat ertesi sabah, kız uyandığında önceki gün kesilen parmağının balon gibi şiştiğini görmüş ve aşırı derece de sancımaya başlamış ve kısa bir süre sonra kızın bütün vücudu şişmeye başlamış. Eyaletteki en iyi doktorların hepsi gelmiş, fakat kimse hastalığın sebebini anlamamış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Kötü İş Yapan Kişinin Hayatı Kısalır

    Bir defasında, soylu bir kişi gelip Tao Song-Yun’dan uzun yaşayabilme metodunu kendisini öğretmesini rica etmiş. Tao, soylu kişiye bakmış ve hiç cevap vermemiş. Soylu kişi ayrıldıktan sonra, Tao Song-Yun yanındaki kişilere demiş ki, “Bu adam uzun zaman yaşayamaz, ben nasıl ona uzun yaşayabilme metodu öğretebilirim ki?” Yanındaki kişiler sebebini sorduğunda ise Tao Son-Yun şöyle anlatmış, “Bir kişinin hayatının kısalığı veya uzunluğu tamamen bu kişinin özüne, havasına ve ruhuna bağlı. Diğer boyutta, insanın özü, havası ve ruhu tıpkı bembeyaz bir direk gibi durur. Eğer bir kişi kötü işler yaparsa, o beyaz direkten bir parça kısalacaktır.”
  • Antik Çin Hikâyeleri: Zhang Xiao-Ji Mülkiyeti Kayınbiraderine Geri Verdi

    Song Hanedanlığı döneminde Zhang Xiao-Ji adında okumuş ve aynı köyden zengin bir ailenin kızıyla evlendiği bir kişi varmış. Zhang’ın bir kayınbiraderi varmış, fakat kayınbiraderi sürekli olarak kötü işler yapıp ailesine zarar verdiğinden dolayı, babası onu evden kovmuş. Daha sonra, Zhang’ın kayınvalidesi ağır hasta olmuş ve ölmeden önce ailesine ait tüm malı mülkü Zhang’a emanet etmiş. Aradan bayağı uzun seneler geçtikten sonraki bir gün Zhang, yolun kenarında dilenen ve kendisini tanımayan kayınbiraderi ile karşılaşmış. Zhang dayanamamış ve ona, “Sen evimin bahçesinde sebzeler yetiştirmek için çalışmak ister misin?” diye sormuş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Wang Jing, Kötülük Yapan Düşmanına İyilik Yaptı

    Qing Hanedanlığı döneminde Wang Jing adında bir öğrenci varmış. Bir akşam yatak odasında kitap okurken, bir düşmanı gelip karanlıkta camdan Wang Jing’e bir bıçak atmış. Wang Jing atılan bıçaktan kurtulmuş. Düşmanı, karanlıkta Wang Jing’in kendisini tanımadığını düşünüp, hemen oradan kaçmış. Aslında Wang Jing, evin dışındaki ay ışığı sayesinde düşmanını teşhis etmiş, fakat ondan sonraki 30 yıl boyunca hiç kimseye bu olaydan bahsetmemiş. O olaydan 30 yıl sonra Wang Jing, çok yüksek seviyeli bir lider olmuş. Bir gün, 30 yıl önce ona bıçak atan o kişi birden gelip Wang Jing’den kendisini kurtarması için yardım etmesini istemiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Kişinin Her Gün Yedikleri Önceden Belirlenmiştir

    Chun Qiu dönemindeki (770-221 M.Ö.) Jin Ülkesinin kralı Han Huang bir defasında bir devlet liderini çağırıp görüşmek istemiş, fakat çağrılan lider bayağı geç gelmiş. Han Huang çok kızmış ve bu lideri cezalandırmak istemiş. Lider, Han Huang’a demiş ki, “Benim devlet görevi dışında başka önemli bir görevim daha var ve işimden gerçekten ayrılamadım, bilerek geç kalmadım, lütfen beni affedin.” Han Huang, “Sen Başbakanlıkta görevli birisin, bunun dışında daha nerede çalışıyorsun ki?” diye sormuş. Lider, “Alt dünyada görevim de var, efendim.” diye cevap vermiş. Han Huang, bu liderin yalan söylediğini düşünmüş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Hiçbir Şey Tanrıdan Gizlenemez

    Kız, öğrencinin duvarın üstünden aşağıya atlamaktan vazgeçip aniden geri döndüğünü görünce çok kızmış ve şiddetli bir şekilde bağırarak eğer hemen gelmezse, ölene kadar bir daha onu görmeyeceğini söyleyerek öğrenciyi tehdit etmiş. Öğrenci, kızın bu lafını duyduğunda, dayanamamış ve tekrar merdiven ile hızla duvarın üstüne tırmanmış. Fakat öğrenci tam kararlı bir biçimde kızın tarafına atlamak üzereyken aklına yeniden “Bu iş sonunda kesinlikle Tanrıdan gizlenemez!” düşüncesi gelmiş. Öğrenci bir saniye bile geçmeden merdivenden aşağı inmiş. İnsanın şunu bilmesi gerekir ki, her düşünce sayısız yüksek varlık tarafından net olarak görülebilmekte.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Uzun Yaşamın Sırrı Mevcut Olandan Fazlasını Arzulamamaktır

    Bir defasında, bir kişi onun bu destekleri neden kabul etmediğini sorduğunda, ihtiyar kadın hislenerek iç çekip, “Ben fakir bir ailede dul bir kadınım ve kaderim yoksul biri olarak ayarlanmış. Bu hayatımda mevcut durumumdan fazla hiçbir şeyi arzulamadım, sıkıntılı bir göçebe hayatım olmasına ve çok fakir yaşamama rağmen, kendime ait olan şeylerin dışında kesinlikle hiçbir şey istemiyor ve kabul etmedim. Bence bu yüzden Tanrı bana acıdı ve uzun yaşamama izin verdi. Eğer bana ait olmayan şeyleri arzulayıp hırslı olursam, o zaman ölüm tarihim kesinlikle gelecek.” dedi.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Ağacın Rüya Yoluyla İnsana Haber Vermesi

    Jin Hanedanlığı döneminde başkent Pekin’de Xu Wei adında bir devlet lideri varmış. Xu Wei, bir akşamda rüyasında ihtiyar bir adamın kendisini ziyarete geldiğini görmüş. Gelen ihtiyar adam, zayıf, uzun boylu, beyaz saçlı ve yeşil cübbeliymiş. Adam, Xu Wei’ye, “Daha sonra balta veya testere ile kesileceğim bir felaket başıma gelebilir, umarım o zaman beni korursun.” dedikten sonra birden ortadan kaybolmuş. Xu Wei uyandıktan sonra, rüyasında gördüklerini hala canlı bir şekilde hatırlıyormuş, fakat anlamını bir türlü kavrayamamış. Gördüğü rüya çok garip olduğundan, Xu Wei onu hiç unutmamış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Tanrı Kötü İnsanı Cezalandırıp Masum İnsanı Kurtardı

    Bay Shen eve dönüp karısının öldüğünü görünce çok üzülmüş ve birkaç akrabasıyla beraber karısının cenaze törenini hazırmaya başlamış. Cenaze günü, Bayan Shen’in cesedi tam tabuta koyulacağı sırada, gökte birdenbire bir kişinin sesi duyulmuş, “Parayı çaldığın için bir kişinin yaşamını bitirdin, Tanrı bunu kabul edebilir mi?” derken, neredeyse kulakları patlatacak derecede yüksek bir gök gürültüsü duyulmuş ve sesin ardında parayı zorla götüren o hırsız dizlerinin üzerinde çaldığı bütün para ile Bayan Shen’in tabutunun önünde cansız olarak duruyormuş. Meğer az önceki o gök gürültüsü onu öldürmüş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: “Kalp Tıpkı Bir Tapınak Gibidir”

    Daha önce bir imparator, başkent Pekin’de tarihi bir tapınağı tamir ettirmek istemiş ve yüksek seviyelerde tasarım uzmanlarını bulup o tapınağın muhteşem bir şekilde tamir edilebileceğini ummuş. Kısa bir süre sonra, iki grup tamirci bulunmuş: birince grupta başkentteki ünlü inşaat ustaları ve ressamlar varken, ikinci grupta sadece uygulama yapan birkaç keşiş varmış. İmparator, hangi grubun daha becerikli olduğuna karar veremediğinden, onlara eşit bir fırsat vermek istemiş ve karşı karşıya bulunan yaklaşık birbirine benzer iki küçük tapınağı seçip gruplara birer tane vererek, onları tamir edip üç gün içinde işlerini bitirmeleri gerektiği talimatını vermiş.