Antik Hikayeler

  • Eski Çin Edebiyatı: Çin’in En Büyük Tarih Eseri “Tarih Kayıtları”

    M.Ö. 1. yüzyılda yazılan “Tarih Kayıtları”, Çin tarihindeki en büyük tarih eseri olmakla birlikte, büyük bir tarihi roman olarak yüz yıllar içinde Çin’in tarih bilimi ve edebiyatı üzerinde derin etki yaratmıştır. Batı Han hanedanı döneminde yazılan “Tarih Kayıtları”nda, ilkel toplumdan Batı Han hanedanına kadar yaklaşık üç bin yıl içindeki siyaset, ekonomi, kültür ve tarih olayları yer alıyor. “Tarih Kayıtları”, Çin’de kişilerin biyografilerine dayalı ilk genel tarih kitabı, aynı zamanda Çin’in biyografik edebiyatının öncüsü olma özelliğini de taşıyor. “Tarih Kayıtları”, “Temel Kronoloji”, “Şemalar”, “Yazılar”, “Soylu Aileler” ve “Biyografiler” olmak üzere beş kategoriye ayrılıyor.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Yugong’un Dağı Taşıması

    Bir zamanlar Yugong adında, 90 yaşında bir yaşlı yaşarmış. Yugong’un evinin önünde birinin adı Taihang, diğerinin Wangwu olan iki dağ varmış ve bu dağlar ulaşımı çok zorlaştırırmış. Bir gün Yugong evindeki herkesi yanına çağırarak, “Bu iki dağ yolumuzu kesiyor. Onları başka yere taşıyalım, ne dersiniz?” diye konuşmuş. Yugong’un oğulları ve torunları hep bir ağızdan “Çok haklısınız, yarın başlayalım” demişler. Yugong’un eşi buna karşı çıkmış ve “Biz burada yıllardır yaşıyoruz, neden alıştığımız bu yaşamı sürdürmeyelim? Bunun yanı sıra bu kadar büyük iki dağdan çıkarılan taşları ve toprakları nereye koyalım?” demiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Geleneksel Çin Tıbbının Tarihi

    Geleneksel Çin tıbbında, Han tıp sistemi, en zengin uygulamalı ve kuramsal birikime ve en eski tarihe sahiptir. Geleneksel Çin tıbbının kaynağı, Çin’in Sarı Nehir bölgesidir. Çok eskiden kendi bilgi sistemini kuran geleneksel Çin tıbbı, uzun vadeli gelişme sürecinde değişik tarihi dönemlerde geliştirildi. Birçok ünlü hekim, çeşitli önemli tıbbi görüşler ve tıp eserleri ortaya çıkardılar. 3 bin yıl önceki Yin-Shang hanedanlığı dönemine ait kemik üzerine yazılı bir buyrukta, Çin’deki sağlık sistemi ve 10’dan fazla hastalık hakkında tarifler bulunur. Zhou hanedanlığı döneminde, gözlem, koklama, dinleme, elle muayene, ilaç, akunpuktur ve ameliyat gibi yöntemlerle...
  • Çin Deyimleri ve Hikâyeleri: Yılana Ayak Ekleme

    Eski zamanlarda bir aristokrat, atalarını anma töreninden sonra bir kap içki çıkartarak yardım eden kalabalığa teşekkür etmek ister. İçkiyi az bulanlar şöyle bir karar verirler: Bu içki hepimize yetmez, ancak birine verilirse, o kişiyi memnun edebilir. Yılan resmini çizme yarışı yapalım. İçki, resmi ilk bitirene verilsin. Adamlardan biri resmi diğerlerinden önce bitirir ve sol eliyle içki kabını ağızına götürürken sağ eliyle resmine bir şeyler eklemeye başlar ve “Bak, yılana bir kaç ayak eklemek için zamanım bile kaldı!” diye konuşur. Ancak adam yılana ayaklar eklemeye devam ederken, başka biri resmini bitirir ve adamın elinden içki kabını alarak...
  • Çin Deyimleri ve Hikâyeleri: Kaplanın Gücünden Yararlanan Tilki

    Bir gün kaplan acıkmış ve yemek aramaya çıkmış, bir tilkiyi yakalamış. Kaplan tilkiyi afiyetle yemeye hazırlanırken, tilki kaplana, “Beni yemeğe nasıl cesaret edebilirsin. Beni tanrı gönderdi ve bana hayvanların kralı ünvanını da verdi. Beni yersen, tanrının iradesine aykırı davranmış olacaksın” demiş. Bu sözleri duyan kaplan tereddüte düşmüş ve ne yapması gerektiğini kestirememiş. Tilki bu duruma düşen kaplanı görünce hemen şu sözleri de eklemiş:“ Yoksa bana inanmıyor musun? O zaman sen beni takip et, bak bakalım hayvanlar beni görünce kaçmazlar mı?” Kaplan bu sözleri haklı bulmuş ve tilkinin peşinden yürümeye başlamış.
  • Şiir: Shifum'a

    Ben sizi bulmak için geldim. Uzun bir yolculuktu,Aç ve susuz kaldım,Zengin ve yoksul oldum.Ot oldum, kuş oldumKraliçe ve köle oldumYalnızım sanmıştım.Oysa gökyüzünde vedalaştığım herkes,Benim gibi sizi bulmaya gelmiş,
  • Antik Çin Hikâyeleri: Kim Daha Yakışıklı?

    Qi Krallığı’nın veziri Zou Ji yapılı ve yakışıklı biridir. Bir sabah giyindikten sonra aynanın karşısına geçen Zou Ji karısına, “Kentin kuzeyinde oturan Xu ile kıyaslarsan, kim daha yakışıklı” diye sorar. Karısı, “Sen çok daha yakışıklısın, Xu seninle hiç kıyaslanamaz” diye cevap verir. Kentin kuzeyinde oturan Xu, yakışıklığıyla Qi Krallığı’nda tanınmış biridir. Zou Ji, inanmayarak, ikinci karısına da aynı soruyu sorar. İkinci karısı da onun Xu’dan daha yakışıklı olduğunu söyler. Bir gün sonra Zou Ji’yi ziyarete bir konuk gelir. Zou Ji, konuğuna Xu’yle kıyaslandığında kimin daha yakışıklı olduğunu sorunca, “Tabii ki siz daha yakışıklısınız” diye bir cevap alır.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Zehir

    Uzun yıllar önce Çin’de Lili adlı bir kız evlenir ve kayınvalidesi de bu yeni çift ile birlikte yaşamaya başlar. Lakin kısa bir süre sonra Lili, kayınvalidesi ile geçinmenin çok zor olduğunu anlar. İkisinin de kişiliği tamamen farklıdır. Bu onların sık sık kavga ederek tartışmalarına yol açar. Bu, Çin geleneklerine göre hoş bir davranış değildir ve çevrenin oldukça büyük tepkisini alır. Bir kaç ay sonra, bu bitmez tükenmez gelin-kaynana kavgalarından dolayı ev, kocası için çekilmez hale gelmiştir. Artık bir şeyler yapmak gerektiğini düşünen genç kadın, kasabadaki eski bir baharatçıya koşar ve derdini anlatır. Yaşlı adam ona bitkilerden özel bir karışım hazırlar ve bunu üç ay boyunca...
  • Antik Çin Hikâyeleri: Bian He’nin Yeşim Taşı

    Chu Krallığı’nda yaşayan Bian He dağda bulduğu işlenmemiş yeşim taşını Chu kralı Li’ye hediye eder. Li, yeşim taşının gerçekliğini tespit etmek için yeşim ustasına verir. Usta, “Bu sıradan bir taş!” der. Li, Bian He’nın üçkâğıtçı biri olduğu kararına varır ve Bian He’nın sol ayağını kestirir. Chu kralı Li öldükten sonra Wu tahta çıkar. Bian He o yeşim taşını Wu’ya sunar. Kral Wu da bir yeşim ustasını çağırarak yeşim taşını kontrol ettirir. Bu usta da bir önceki ustanın dediğini yineler. Kral Wu da Bianhe’yi dolandırıcı olarak görür ve sağ ayağını da kestirir. Chu kralı Li öldükten sonra Wu tahta çıkar. Bian He o yeşim taşını Wu’ya sunar.
  • Antik Çin Tıbbı: Geleneksel Çin Eczacılığı

    Çin tarihinde “Doktorun bir günde tattığı 100’den fazla çeşit bitki arasında 70’inde zehir olur” hikâyesi yaygınlaşmaktadır. Bu hikâye eskiden halkın doğa ve hastalıkla mücadele yaptığı dönemde, ilaçların bulunmasında, tecrübe kazanmak için çetin çaba harcadığını belirtir. Bu, üretim ve çalışmanın, geleneksel Çin ilacının menşesi olduğunu kanıtlar. Çin’in Xia, Shang ve Zhou hanedanlıklarında ( M.Ö 22. yüzyılın sonundan 256 yılına dek), Çin’de ilaçlı içkiler ve ilaçlı sular yapılabilirdi. Xizhou Hanedanlığı’nda (yaklaşık M.Ö 11. yüzyıl-771 yılında) yayımlanan “Shijing” adlı bir şiir koleksiyonu, şimdiye kadar bulunan en erken ilaçları tarif eden kitaptır.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Beş İlâhi Dağ

    Nüwa insanları yarattıktan sonra dünya bir süre çok istikrarlıymış. Ancak bir gün gelmiş, gökte aniden kocaman bir çatlak görülürken, yeryüzündeki volkanlar da ardı ardına patlamış. Seller ne var ne yok her şeyi önüne katıp götürürken cinler, yaratıklar da bu fırsattan yararlanarak ortaya çıkıp insanoğluna zarar vermeye başlamış. Nüwa insanoğlundan gelen yardım seslerini duyunca hemen harekete geçmiş, önce cinleri ve yaratıkları öldürmüş daha sonra da selin üstesinden gelmiş. En sona göğün tamiri kalmış. Nüwa ilk önce odun toplama işine koyulmuş ve topladığı bütün odunları gökteki çatlağa kadar dizdikten sonra gökle aynı renkteki taşları...
  • Güz Festivalinde Uzaktaki Sevdiklerimiz İçin Kalp Sevgiyle Dolar

    Tatil zamanlarında kalbim uzaktaki sevdiklerim için her zamankinden daha fazla sevgi ile dolar. Güz Festivali Geleneksel Çin takviminde sekizinci ayın 15. günü kutlanır ve bu da Batı’da kullanılan takvime göre Eylül’e veya Ekim başına denk gelir. Ay genellikle en büyük ve en yuvarlak olduğu durumdadır. Çin’de bütün aile üyeleri Sonbahar Ortası Festivali için bir araya gelir. Sonbahar Ortası Festivali için bir hikâye anlatıla gelmiştir. Çok uzun bir zaman önce, diyar diyar dolaşmayı seven bir şair bir sonbahar akşamı Yunnan ilindeki bir köye gelir. Köylüler kendisine çok büyük bir misafirperverlik gösterir.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Güz Festivali

    Güz Bayramı (Çince Zhongqui Jie) Çin’deki en önemli festivallerden biridir. Festival, Çin ay takvimine göre, sekizinci ayın on beşinci gününde, ayın tam dolunay olduğu zaman kutlanmaktadır. Bu gün, aynı zamanda meyve, sebze ve tahıl mahsullerinin toplandığı zaman olduğundan, hasat festivali olarak da bilinmektedir.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Halkın Acılarını Yansıtan Tanınmış Senaryocu Guan Hanqing

    Çin’in Yuan hanedanında yaşayan senaryocu Guan Hanqing, Çin edebiyat ve dram tarihindeki en büyük yazarlardan biri. Guan Hangqing’in kaleme aldığı “Dou E’nin Şikâyeti” adlı trajedi, 700 yıldan bu yana hep sahnelerde kalmayı başarıyor ve çeşitli yabancı dillere çevrilerek, dünyada geniş bir şekilde yayılıyor. 13. yüzyıldaki Yuan hanedanı döneminde yaşayan Guan Hanqing, akıllı, mizahi ruhlu ve bilgili biri. Guan Hangqing, şiir yazmak, satranç oynamak ve avcılıkta usta. Uzun zaman boyunca Yuan’ın başkenti Dadu kentinde yaşayan Guan Hanqing, sarayın hastanesinde görev almıştı.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Her İşte Bir Hayır Vardır

    Bir vezir, her hadise karşısında, “Her şeyde bir hayır vardır.” der, bu inanışın insan hayatı için önemli bir ilke olduğuna inanırmış. Bir gün, imparatorun kolunda dayanılmaz bir ağrı başlamış. Tedavisi için her şey yapılmış, ülkenin bütün doktorları getirilmiş, her ilâç denenmiş ama ağrı bir türlü geçmemiş. Kolun kesilmesinden başka bir çare kalmamış. Doktorlar, hastalığın ve ağrının bütün vücudu sarmaması için kolun kesilmesine karar vermişler. Kol kesilmiş. Vezir bütün bu olup bitenler karşısında, ”Her şeyde bir hayır vardır!” diyormuş. İmparator vezirine: Ey vezir, kolum kesildi, sen hâlâ “Her şeyde bir hayır var!” diyorsun. Hayır, bunun neresinde!