Antik Hikayeler

  • Antik Çin Hikâyeleri: Ölümsüz Olma Sınavı

    Bir zamanlarda Wu Xin adında Tao’yu uygulamaya çalışan bir kişi varmış. Bir gün ölümsüzlük sınavına gitmek için kendisine en yakışan yepyeni bir kıyafet giymiş ve yola koyulmuş. Fakat yolun ortasında bir kadının attığı kirli su yüzünden tamamen pislenmiş. Wu Xin hiç şikayet etmemiş, hemen içini arayıp kendisinin neden böyle bir şey ile karşılaştığını bulmaya çalışmış ve belki de hala kendini gösterme takıntısı olduğundan bu kadar güzel bir kıyafet giymiş olmasının doğru olmadığını düşünmüş. Bu kavrayışıyla yeniden eve dönmüş ve her zaman giydiği temiz bir kıyafeti giyerek tekrar yola çıkmış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: İnsani Takıntıyı Bırakmayınca Buda Olmak İçin İmkânsızdır

    Qing Hanedanlığı dönemindeki Fujian Eyaletinde Du Jinghang adında Budizm uygulamaya çalışan bir kişi varmış. Du, Budizm’e o kadar sadakat gösteriyormuş ki her gün sadece bir kâse basit yemek yiyor ve hiç et veya içki kullanmıyormuş. Du sıkça başkalarına Tao’ya tamamlanacağını ve yakın zamanda göğe uçacağını söylüyormuş, ara sıra da çok ciddi bir şekilde aile üyelerine mutlaka böyle bir gün geleceğini ve zihinlerini temizleyip sabırla beklemeleri gerektiğini tembih ediyormuş. Bir gün, gündüz sırasında Du bir uykuya dalmış ve çok net bir rüya görmüş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: İyi Kalpli Bir Dilenci İyiliğinin Karşılığında İyilik Kazandı

    Qing Hanedanlığı dönemindeki Suzhou şehrinde çok eski bir tapınak varmış ve evsiz bir dilenci her akşam gelip bu tapınakta kalıyormuş. Dilencinin iki ayağı da hasta olduğundan fazla yürüyemiyor ve her gün sadece belli bir alan içinde gezip dileniyormuş. Bir sabah, dilenci bir yolun kenarında bir cüzdan görmüş ve açıp baktığında, içinde yüzlerce liang (eski Çin para birimi) gümüş para varmış. Dilenci, “Bu mutlaka buradan geçenlerden birinin kaybettiği bir para. Kaderimde şanssız ve parasız bir kişiyim ve bu kadar fazla beklenmedik paraya nasıl sahip olabilirim ki? Ayrıca, eğer bu kaybolan bir hastanın hayatını kurtarmak için acil olarak beklediği bir para ise...
  • Antik Çin Hikâyeleri: Duan Wu Bayramında Çinliler Neden Kâğıttan Yapılan Su Kabakları Asar?

    Çin takviminde her yılın Mayıs ayının 5. günü Duan Wu Bayramıdır. O gün, anakara Çin’deki her aile kâğıttan yapılan rengârenk su kabakları asarak içtenlikle aile üyelerinin bütün yıl boyunca hastalıklardan uzaktan durmalarını, herşeyin düzgün gitmesini ve mutlu olmalarını dilerler. Duan Wu Bayramında Çinlilerin kâğıttan yapılan su kabaklarını asma geleneğinin kaynağına gelince; Bir zamanlar, bir yerden taşınıp gelen üç kişilik bir aile varmış. Bu yeni gelen ailede, genç bir kadın ve farklı yaşlarda iki çok sevimli çocuk varmış. Genç kadın çok çalışkanmış...
  • Antik Çin Hikâyeleri: Solucan, İmparator ve Keşiş

    Liang Hanedanlığında çok gayretli uygulama yapan ve olağanüstü yeteneğe sahip bir keşiş varmış. Liang Hanedanlığının İmparatoru Wudi (503–559), o keşiş hakkındaki hikâyeleri duyduktan sonra, ona karşı içten büyük bir saygı duymaya başlamış. İmparator Wudi, o keşişi bulmak ve onunla sarayda görüşebilmek için bir kişi göndermiş. Bir gün, İmparator Wudi bir kişi ile Çin daması oynarken, görevli bir memur birden gelip “Majesteleri, aradığınız o keşiş geldi.” diye haber vermiş. O sırada, İmparatorun bütün konsantrasyonu oyundaymış ve tüm istediği karşısındaki kişinin bir taşı yemekmiş, bu yüzden ağzından otomatikman yüksek sesle “Öldür!” diye bağırmış.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Çıkarların Önünde Geri Çekilme Erdem Biriktirir

    Wudai döneminde (907-979 M.S.) Zhang Shixuan adında bir kişi varmış. Zhang, küçükken anne-babasını kaybettiğinden amcası tarafından öz oğlu gibi büyütülmüş. Amcasının yedi tane daha oğlu varmış. Zhang on yedi yaşındayken, amcası kendi aile mülkünü ikiye bölerek yarısını Zhang’a, diğer yarısını ise yedi oğluna vermek istemiş. Fakat Zhang bunu kabul etmemiş ve amcasından mülkü sekize bölüp amcasının yedi oğlu ile eş olarak paylaşmak istemiş. Amcası ilk olarak bunu reddetmiş, fakat Zhang’ın ikna etmesi sonucunda en son onun istediğini yapmış. O sene Zhang, devlet sınavına katılmak için Pekin’e gitmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Lin Zhi’nin Kaderi

    Lin Zhi, Ming Hanedanlığı dönemindeki Changle şehrinde yaşayan bir kişiymiş ve küçükken dahi bir çocukmuş. Bir defasında, yol kenarında küçük bir dükkân içinde yağmurun durmasına beklerken, masanın üstünde bir hesap defteri görmüş ve zaman geçirmek için sayfa sayfa içine bakmış. Yağmur durur durmaz Lin Zhi hemen kalkıp dükkândan ayrılmış. Birkaç gün sonra, o dükkân tutuşmuş ve hesap defteri de yanıp kül olmuş. Bir sürü kişi borçlarını geri almak için gelmiş, fakat hesap defteri olmadığından kimin doğru kimin sahtekâr olduğunu bir türlü ayıramamış. Tam o sırada, Lin Zhi oradan geçiyormuş...
  • Antik Çin Hikâyeleri: İyi Öğüt Kulağa Hoş Gelmez

    Liu Bang, Fan Kuai’nin öğütünü dinlememiş ve hala sarayda kalmak istemiş. Onun danışmanı Zhang Liang bunu duyduktan sonra, Liu Bang’a, “İmparator Qin adaletsizdi. İşte bu nedenle halk ona karşı isyan etti ve Qin ordusunu yendi. Sen, kendi millete zarar veren zalim bir imparatoru devirdin. Bu durumda özenle ve sebat ederek çalışman ve tutumlu olman gerekir. Şimdi Qin’in sarayına girer girmez hemen zevk ve eğlenceye dalmak istiyorsun. İyi öğüt kulağa hoş gelmez fakat insanın hareketine yararlı olur; etkili ilaç acıdır fakat insanın hastalığını tedavi eder. Umarım Fan Kuai’nin söylediğini dinleyebilirsin.” diye söylemiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Merhametli, Cömert Olmak ve Her Konuda Diğer Kişileri Düşünmek

    Zhang bir iş için dışarı çıkarken, aynı yatakhanede kalan bir öğrenci Zhang’ın çantasını açmış ve içindeki altını çalmış. Okulun yetkilileri gelip yatakhanede arama yaptıktan sonra hırsızlık yapan öğrencinin eşyaları arasında bu altını bulmuşlar. Yetkililer, Zhang’a bu altın onun olup olmadığını sorduklarında, Zhang “Hayır, bu altın benim değil.” diye cevap vermiş. Çünkü Zhang’a göre, eğer kendisi bu altının kendisine ait olduğunu kabul ederse, o zaman hırsızlık yapan öğrencinin mutlaka cezalandırılacağını ve üstelik herkesin önünde mutlaka utancından yerin dibine geçeceğini düşünmüş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Tang Yin’in, Resim Çizmeyi Öğrenmesi

    Aynı zamanda Tang Bo-hu olarak da bilinen Tang Yin, Ming hanedanlığının en ünlü ressamlarından biriydi. O, Shen Zhou, Wen Zhi-ming ve Qiu Ying ile birlikte “Ming Hanedanlığının Dört Üstadı” olarak adlandırıldı. Fakat o ünlü bir ressam olmayı tamamen annesinin doğru eğitimine ve doğru yol gösterimine borçludur. Tang Yin küçükten beri çok iyi resim çizermiş ve zengin aileler sıkça onu çağırıp bir şeyler çizdiriyormuş. Tang Yin, işte bu yüzden yavaş yavaş insanlara tepeden bakmaya ve kendini beğenmeye başlamış. Annesi onun durumunu görünce içten içe telaşlanmış ve bir gün Tang Yin’e, “Oğlum, resim çizmeye sen henüz yeni yeni başladın.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Kör Olmak Neden Bir Şans Sayılır?

    Chun Qiu dönemindeki Song Ülkesinde yardımsever ve yüksek ahlaklı bir kişi varmış. Onun ailesinin üç kuşağı da hep aynı şekilde devam etmiş. Bir gün, ailedeki bir siyah dana beyaz bir buzağı doğurmuş, bu kişiye çok tuhaf geldiğinden gidip Konfüçyüs’e sormuş. Konfüçyüs ona bunun şanslı bir şey olduğunu söylemiş. Kısa bir süre sonra, bu kişinin gözleri sebepsiz yere kör olmuş ve birkaç gün sonra, siyah dana tekrar beyaz bir buzağı doğurmuş. Adam Konfüçyüs’e bunun tam olarak neden olduğunu sormak için oğlunu göndermek istemiş. Fakat oğlu demiş ki “Geçen defa gidip sordun ve şanslı bir şey olduğunu söyledi, fakat kör oldun." demiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Kong Rong ve Armutlar

    Bir gün, bir kişi Kong Rong’un ailesine bir sepet armut getirmiş. Babası, Kong Rong dâhil 7 oğluna küçükten büyüye sıra ile kendilerine bir armut seçmelerini söylemiş. Kong Rong’un kardeşi en büyük armutlardan birini alıp gittikten sonra, sıra Kong Rong’a gelmiş ve o sepetin içindeki en küçük armut seçererek demiş ki, “Yaşım küçük, o yüzden küçük armut yemeliyim. Kalan büyük armutlar ağabeylerime verilmeli.” Babası hem şaşırmış hem de mutlu olmuş ve “O halde kardeşin de senden küçük, değil mi?” diye sormuş. Kong Rong gülümseyerek, “Kardeşim benden küçük ama ben ağabeyi olarak her konuda ona öncelik vermeliyim.” demiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Yerde Bir Çember Çizerek Kendi Kendinizi Hapsetmeyin

    Ran Qiu, Konfüçyüsün bir öğrencisiydi. Bir gün o, Konfüçyüse demiş ki, “Ben sizin teorinizi sevmiyor değilim, sadece bazı kabiliyetlerimin yeterli olmadığını hissediyorum.” Konfüçyüs ona, “Yeterli kabiliyeti olmayan bir kişi yolun yarısında durabilecek, fakat sen şimdi henüz başlamadan önce bile yerde bir çember çizerek kendi kendini hapsediyorsun.” diye cevap vermiş. Qi Ülkesinin Kralı Jinggong’un (547-490 M.Ö.) Liang Qiuju adında bir bakanı varmış. Bir defasında Liang, Qi Ülkesindeki en başarılı lider olan Yan Ying’e, “Belki ben ölene kadar de senin gibi başaramayacağım!” diye söylemiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Tang Tai-zhong ve Wang Xiao

    Tang Hanedanlığın ilk İmparatoru Tang Tai-zhong ve Wang Xiao ikisi yaklaşık birlikte büyümüşlerdi ve küçükken sürekli birlikte oyunlar oynar, eğlenir ve şakalaşırmışlar. Tang Tai-zhong henüz sıradan bir insanken bir defasında, Wang Xiao’yu alaya alarak demiş ki, “Yüzünden belli, ölene kadar bir devlet lideri olamayacaksın.” Tang Tai-zhong bir imparator olduktan sonra, Wang Xiao onu ziyarete gelmiş ve konuşurken, “Senin sayende bugün bir devlet lideri olabilirim, doğru mu?” diye Tang Tai-zhong’a sormuş. Tang Tai-zhong gülerek “Valla belirsiz.” diye cevap vermiş. Tang Tai-zhong, Wang Xiao’nın üç oğlunun hepsini beşinci derece resmi görevli tayin etmiş.
  • Antik Çin Hikâyeleri: Bir Keşiş, Zengin Bir Kişinin Üç Hayatını Gösterdi

    Qing Hanedanlığının başlangıç yıllarında, Suzhou şehrinde çok zengin bir adam varmış. Bu zengin adam aşırı derecede konforlu ve lüks yaşamayı kovaladığı için her gün su gibi para harcıyormuş. Bir gün, birdenbire bir keşiş onu ziyarete gelmiş. Zengin adam, keşişi evine davet edip ona nereden ve niçin geldiğini sormuş. Keşiş dosdoğru zengin adama demiş ki, “Ben geçmiş hayatımda bir dağda Buda okulunda seninle birlikte uygulama yapmıştım. Fakat bu hayatta sen kendin asıl doğanı unuttun, ben özellikle seni uyarmak için geldim.” Ondan sonra keşiş, zengin adamın geçen hayatını, bu hayatını ve gelecek hayatını göstermek için üç kova su getirilmesini istemiş.